Mürselât Suresi 17. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Sonra da son gelenleri tutar, katarız onlara. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Sonra arkadan gelenleri de onların peşine takacağız. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sonra geridekileri de onlara katarız. |
Mehmet Okuyan Meali | Sonra gelenleri de onların peşine takacağız. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sonra arkadakilerini onlara tâbi kılarız. |
Süleyman Ateş Meali | Sonra geridekileri de onların ardına takarız. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Sonrakileri de onlara katacağız. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Sonra, geriden gelenleri de onların peşlerine takarız. |
Mürselât Suresi 17. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Mürselât |
Sure Numarası | 77 |
Ayet Numarası | 17 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 29 |
Kur'an Sayfası | 570 |
Toplam Harf Sayısı | 36 |
Toplam Kelime Sayısı | 8 |
Mürselât Suresi, Mekke döneminde inmiş olup, genel olarak kıyamet, ahiret hayatı ve o gün meydana gelecek olan olaylar üzerinde durmaktadır. Bu sure, müminlere ve inkârcılara yönelik çeşitli tasvirler ile ahiret gününün ciddiyetini bildirmekte ve insanları bu konuda düşünmeye teşvik etmektedir. Ayet 17, öncesindeki ayetlerle bağlantılı olarak, o günün dehşetini ve insanların birbirlerine katılacağının ifadesidir. Bu bağlamda, akabinde gelenlerin de öncekilerin peşine takılıp geleceği şeklinde bir tasvir mevcuttur. Ayet, o günün ne denli kapsamlı ve inandırıcı bir şekilde gerçekleşeceğine dair bir uyarı niteliği taşımaktadır. Sure, kıyametin getireceği olayları çok güçlü bir anlatımla ifade etmektedir. Bu çerçevede insanın, yaşamının sonunda karşılaşacağı durumu düşünmesi konusunda bir çağrıda bulunur. Mürselât Suresi, genel itibarıyla hem inananlar hem de inkârcılar için birer hatırlatıcı ve uyarıcı özelliğe sahiptir.
Mürselât Suresi 17. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
تَبَعَ | takip etmek |
أَخَذَ | almak |
كَمَا | gibi, -dığı gibi |
Ayetin okunması sırasında "idgam" (bir harfin diğerine katılması) kuralı uygulanmaktadır. Ayrıca, bazı kelimelerde "med" (uzatma) kuralları da bulunmaktadır.
Mürselât Suresi 17. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
تَبَعَ | takip etmek | 10 |
أَخَذَ | almak | 12 |
كَمَا | gibi | 15 |
Bu kelimeler Kur'an'da farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar kazanarak sıkça kullanılan kelimelerdir. Özellikle, "تَبَعَ" kelimesi, takip ve izleme kavramı ile ilgili çeşitli olaylarda geçerken, insan ilişkilerinde ve kıyamet sahnelerinde sıkça yer almakta. "أَخَذَ" kelimesi, alma ve cezalandırma bağlamını ortaya koymakta olup, doğrudan insanın eylemlerinin sonuçlarını ifade etmekte. "كَمَا" ise benzerlik ve kıyas için kullanılan bir bağlayıcı olup, ayetteki ifadelerin dinleyiciyi düşündürmesi adına önemli işlevlere sahiptir.
كَمَا
15
أَخَذَ
12
تَبَعَ
10
Mürselât Suresi 17. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Sonra da son gelenleri tutar, katarız onlara. | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Sonra arkadan gelenleri de onların peşine takacağız. | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Sonra geridekileri de onlara katarız. | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Sonra gelenleri de onların peşine takacağız. | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | Sonra arkadakilerini onlara tâbi kılarız. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Sonra geridekileri de onların ardına takarız. | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Sonrakileri de onlara katacağız. | Geleneksel |
Yaşar Nuri Öztürk | Sonra, geriden gelenleri de onların peşlerine takarız. | Açıklayıcı |
Mealler arasında en çok ortak ifade, 'sonra' kelimesiyle başlayan ve geride kalanların öncekilerin peşine takılacağına dair cümlelerdir. Bu durum, kıyametin bir tasviri olarak ortak bir anlayışın yansımasıdır. Bununla birlikte, farklı meallerde kullanılan ifadelerde belirgin farklılıklar dikkat çekmektedir. Örneğin, bazı meallerde 'tutmak' kelimesi kullanılırken, bazıları 'katmak' ya da 'tâbi kılmak' gibi ifadeler tercih edilmiştir. Bu durum, anlam açısından çok da büyük farklılıklar oluşturmamakla birlikte, dilin zenginliğini ve farklı anlatım biçimlerini göstermektedir. Genel olarak, meallerin çoğu, anlatım tarzı bakımından geleneksel ve açıklayıcı bir yaklaşım sergilemektedir.