Mürselât Suresi 27. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ve orada, sabit ve metin dağlar yarattık ve sizi, tatlı suyla suvardık. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Orada sabit yüce dağlar yaratmadık mı, size tatlı bir su içirmedik mi? |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Orada yüksek yüksek dağlar oturtup da size bir tatlı su sunmadık mı? |
Mehmet Okuyan Meali | Oraya sabit ağırlıklar koyduk ve size tatlı sular içirdik. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve orada yüksek, sabit dağlar kıldık, ve size bir tatlı su içirdik. |
Süleyman Ateş Meali | Orada yüksek yüksek dağlar meydana getirmedik mi? Ve size tatlı su(lar) içirmedik mi? |
Süleymaniye Vakfı Meali | Orada yüksek dağlar oluşturduk. Size tatlı sular içirdik, değil mi? |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Orada oturaklı, başını yücelere kaldırmış dağlar oluşturduk. Ve size tatlı bir su içirdik. |
Mürselât Suresi 27. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Mürselât |
Sure Numarası | 77 |
Ayet Numarası | 27 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 30 |
Kur'an Sayfası | 570 |
Toplam Harf Sayısı | 58 |
Toplam Kelime Sayısı | 14 |
Mürselât Suresi, Mekke döneminde inen bir suredir ve genel olarak ahiret inancı, kıyamet ve onu takip eden olaylar üzerinde durmaktadır. Bu sure, özellikle insanların kıyamet günündeki durumu, Allah’ın kudreti ve yarattığı nimetler üzerinde yoğunlaşır. Ayet 27, bu bağlamda yaratılışın ve Allah’ın nimetlerinin hatırlatıldığı bir bölümdür. Bu ayet, insanlara verilen nimetlerin, özellikle su ve dağlar gibi doğal unsurların önemine vurgu yapmaktadır. Aynı zamanda, bu ayetlerin okunmasıyla birlikte insanların sorumlulukları ve yaratılışlarındaki hikmet üzerine düşünmeleri teşvik edilir. Sure, insanların kendi varoluşlarını ve bu dünyadaki nimetleri sorgulamalarını amaçlar. Bu bağlamda, ayetin genel izlenimi, Allah’ın insanlara sunduğu doğal güzellikler ve bunların hayatlarındaki yeri üzerine düşünmeyi teşvik etmektedir.
Mürselât Suresi 27. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
dağlar | dağlar |
tatlı | tatlı |
yarattık | yarattık |
Ayet, Arapça'da bazı temel tecvid kurallarını içerir. Özellikle 'يَارَفْتُ' kelimesindeki 'تُ' harfi, med kuralına uyar. Ayrıca, 'يَأْتِي' kelimesinde idgam durumu gözlemlenir.
Mürselât Suresi 27. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
dağlar | dağlar | 8 |
tatlı | tatlı | 5 |
yarattık | yarattık | 3 |
Ayet içinde geçen kelimeler, Kur’an-ı Kerim’de sıkça rastlanan kavramlardır. 'Dağlar' kelimesi, Allah’ın yaratma kudretini ve doğal dengeyi simgelerken, 'tatlı' kelimesi ise yaşam kaynağı olan suya ve nimetlere atıfta bulunur. 'Yarattık' kelimesi, Allah’ın yaratıcılığını ve kudretini vurgular. Bu kelimelerin sık kullanımı, insanlara doğal unsurların önemini hatırlatmak ve yaratılışın altındaki hikmetleri sorgulamak amacı taşır.
dağlar
8
tatlı
5
yarattık
3
Mürselât Suresi 27. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | sabit ve metin dağlar | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | sabit yüce dağlar | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | yüksek yüksek dağlar | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | sabit ağırlıklar | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | yüksek, sabit dağlar | Geleneksel |
Süleyman Ateş | yüksek yüksek dağlar | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | yüksek dağlar | Geleneksel |
Yaşar Nuri Öztürk | oturaklı, başını yücelere kaldırmış dağlar | Edebi |
Mealler arasında belirli ortak ifadeler bulunmaktadır; 'yüksek dağlar' ve 'sabit dağlar' gibi ifadeler, genel anlamda dağların konumunu ve sağlamlığını tanımlamak için tercih edilmiştir. Ortak tercih edilen 'tatlı su' ifadesi ise suyun kalitesini ve içimini vurgulamak amacı taşımaktadır. Bu ifadelerin çoğu, doğal unsurların insan yaşamındaki önemine atıfta bulunarak, okuyucunun dikkatini çekmek istemektedir. Farklı ifadeler ise, örneğin 'sabit ağırlıklar' ve 'oturaklı dağlar' gibi kullanımlar, bazı meallerde yaratıcılığın dilde nasıl yansıtıldığını göstermektedir. Bu farklılıklar, anlam açısından benzerlikler taşırken, ifade tarzları bakımından farklılık göstermektedir. Genel olarak, mealler arasındaki bu çeşitlilik, Arapça kökenli terimlerin Türkçeye adaptasyonundaki farklılıkları yansıtmaktadır.