Mürselât Suresi 36. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Onlara izin de verilmez, özür getiremezler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Onlara izin de verilmez ki, özür dilesinler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kendilerine izin de verilmez ki, özür beyan etsinler. |
Mehmet Okuyan Meali | Özür dilemeleri için kendilerine izin verilmeyecektir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onlar için izin verilmez, itizarda da bulunamazlar. |
Süleyman Ateş Meali | Kendilerine izin de verilmez ki özür dilesinler. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Özürlerini ortaya koymalarına dahi izin verilmez. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | İzin verilmez ki onlara özür dilesinler. |
Mürselât Suresi 36. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Mürselât |
Sure Numarası | 77 |
Ayet Numarası | 36 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 30 |
Kur'an Sayfası | 570 |
Toplam Harf Sayısı | 54 |
Toplam Kelime Sayısı | 10 |
Mürselât Sûresi, Mekke'de inmiş olan ve kıyametin gerçekleşeceği, ahiret hayatının gerçekliği, cennet ve cehennem gibi temaları işleyen bir suredir. 77. sure olan Mürselât, 'Gönderilenler' anlamına gelmektedir ve çok sayıda ayet içermektedir. 36. ayet, bu surede ahiret gününde insanların özür beyan etme imkanlarının olmayacağını ifade eder. Ayetin bağlamı, genel olarak insanların dünyada yaptıkları işlerin sonuçlarıyla yüzleşecekleri, bu sonuçlardan kaçışlarının olmadığı üzerine yoğunlaşmaktadır. Ayet, insanlara verilen fırsatlar ve onların değerlendirilmeleri konusuna dikkat çekmektedir. Bu ayette, belirli bir özür beyan etme hakkının olmaması, insanların eylemlerinin sorumluluğu konusunda verilmiş bir mesajdır. Sure, genel olarak ahiret inancı ve bunun insan hayatındaki yeri üzerine yoğunlaşırken, bu ayet de bu temayı destekleyen bir ifadedir. Surenin tamamı, insanları düşündürmeyi, uyarı yapmayı ve ahretin kaçınılmaz gerçekliğine vurgu yapmayı amaçlamaktadır.
Mürselât Suresi 36. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
إِذْنٌ | izin |
عُذْرٌ | özür |
لاَ | değil, yok |
Ayetin içinde geçen "إِذْنٌ" kelimesi 'izin', "عُذْرٌ" kelimesi 'özür' anlamına gelirken, "لاَ" kelimesi olumsuzluk ifadesidir. Ayetteki tecvid kuralları arasında, özellikle uzatma ve durma kuralları dikkat çekmektedir.
Mürselât Suresi 36. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
إِذْنٌ | izin | 20 |
عُذْرٌ | özür | 10 |
لاَ | değil, yok | 50 |
Bu kelimeler, Kur'an'da sıkça geçen ifadeler olup, özellikle insan ilişkileri ve ahiret temaları açısından önemlidir. 'İzin' ve 'özür' kelimeleri, insanların eylemlerinin sonuçları veya başkalarına karşı sorumlulukları ile ilgili durumlarda sıkça kullanılmaktadır. Bu durum, insanlara kendilerine sunulan fırsatların değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatır. 'Değil' kelimesi ise, olumsuzluk ifade eden bir terim olarak, kendisine bağlı cümlelerin anlamını pekiştirir.
لاَ
50
إِذْنٌ
20
عُذْرٌ
10
Mürselât Suresi 36. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Onlara izin de verilmez, özür getiremezler. | Geleneksel |
Diyanet İşleri | Onlara izin de verilmez ki, özür dilesinler. | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | Kendilerine izin de verilmez ki, özür beyan etsinler. | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Özür dilemeleri için kendilerine izin verilmeyecektir. | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Ve onlar için izin verilmez, itizarda da bulunamazlar. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Kendilerine izin de verilmez ki özür dilesinler. | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | Özürlerini ortaya koymalarına dahi izin verilmez. | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | İzin verilmez ki onlara özür dilesinler. | Açıklayıcı |
Tabloda görüldüğü üzere, ortak ifadeler genel olarak 'izin verilmez' teması etrafında toplanmıştır. Bu ifade, çoğu mealde benzer bir şekilde kullanılmış ve bu nedenle de dinleyiciye verilen mesajın özünü yansıtmaktadır. 'Özür' kelimesinin çoğu mealde farklı biçimlerde yer alması, anlam açısından bağlamın önemini göstermektedir. Ayrıca, bazı meallerde daha modern bir dil kullanılırken, diğerlerinde geleneksel bir üslup tercih edilmiştir. Özellikle modern mealler, okuyucunun daha rahat anlaması için güncel bir dil kullanmaya özen göstermektedir. Bununla birlikte, geleneksel mealler ise genellikle Kur'an'ın orijinal ruhunu ve üslubunu koruma amacı gütmektedir.