Mürselât Suresi 38. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Budur ayırma günü, sizi de toplarız, öncekileri de. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Bu, hüküm ve ayırma günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya toplamışızdır. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bu, işte o hüküm günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya topladık. |
Mehmet Okuyan Meali | 38,39. (İnkârcılara şöyle denecektir:) “Bu, ayrılık günüdür. Sizi de öncekileri de bir araya toplayacağız. (Azaptan kurtulmak için) bir hileniz varsa hemen bana tuzak kurun! |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | İşte bu, ayırdetme günüdür, sizleri de evvelkileri de toplayıverdik. |
Süleyman Ateş Meali | İşte bu, hüküm günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya topladık. |
Süleymaniye Vakfı Meali | İşte ayırma günü budur. O gün sizi de sizden öncekileri de bir araya toplayacağız. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Ayırma günüdür bu! Sizinle öncekileri bir yere topladık. |
Mürselât Suresi 38. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Mürselât |
Sure Numarası | 77 |
Ayet Numarası | 38 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 30 |
Kur'an Sayfası | 565 |
Toplam Harf Sayısı | 54 |
Toplam Kelime Sayısı | 12 |
Mürselât Suresi, Mekke'de inen bir sure olup, kıyamet, ahiret hayatı ve Allah'ın mutlak gücünü konu edinmektedir. Bu surede, çeşitli doğa olayları ve insanların yaratılışına atıflar yapılarak, Allah’ın varlığına ve birliğine dair deliller sunulmaktadır. 77. sure, genel olarak inkârcılarla müminler arasında bir ayrımın yapılacağı günün yaklaştığını vurgulayan ayetlerle doludur. Ayet 38, bu ayrım günü hakkında bir açıklama sunmakta ve insanların bir araya toplanacağını belirtmektedir. Bu bağlamda, ayet, ahiret inancını pekiştirmekte ve insanların bu günde hesap vereceklerini hatırlatmaktadır. Mürselât Suresi'nde kesin bir şekilde, ahiret hayatının kaçınılmaz olduğu ve bu günün geleceği vurgulanarak, insanlara bir uyarı niteliği taşımaktadır. Genel olarak, bu ayet, eskatolojik bir temaya işaret ederken, aynı zamanda insanların geçmişteki fiillerinin sonuçlarıyla yüzleşeceklerini ifade etmektedir.
Mürselât Suresi 38. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
يَوْمَ | Gün |
حَشَرْنَا | Topladık |
السَّابِقِينَ | Öncekiler |
Ayetin tecvid kuralları arasında, idgam ve med kuralları gibi temel kurallar bulunmaktadır. Özellikle 'حَشَرْنَا' kelimesinde, sakin olan 'نَا' harfi ile 'حَشَر' arasındaki ilişkide idgam kuralı uygulanmaktadır.
Mürselât Suresi 38. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
يَوْمَ | Gün | 27 |
حَشَرْنَا | Topladık | 9 |
السَّابِقِينَ | Öncekiler | 18 |
Kur'an'da geçen bu kelimeler, ahiret gününü ve insanların toplanmasını ifade eden önemli kavramlardır. 'يَوْمَ' kelimesi, özellikle kıyamet gününü anlatan birçok ayette geçmektedir. 'حَشَرْنَا' kelimesi, toplama anlamında kullanılarak, o günün ciddiyetini belirtmekte ve insanları bu gerçeğe karşı uyarmaktadır. 'السَّابِقِينَ' kelimesi ise, geçmişte yaşamış olan insanların da o gün toplanacağını hatırlatarak, tarihsel bir bağ kurmakta ve insanların geçmişte yaptıklarıyla yüzleşeceklerini vurgulamaktadır.
يَوْمَ
27
السَّابِقِينَ
18
حَشَرْنَا
9
Mürselât Suresi 38. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Budur ayırma günü | Geleneksel |
Diyanet İşleri | Bu, hüküm ve ayırma günüdür. | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | Bu, işte o hüküm günüdür. | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Bu, ayrılık günüdür. | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | İşte bu, ayırdetme günüdür. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | İşte bu, hüküm günüdür. | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | İşte ayırma günü budur. | Geleneksel |
Yaşar Nuri Öztürk | Ayırma günüdür bu! | Modern |
Mealler incelendiğinde, 'gün' ve 'ayırma' gibi kelimelerin sıkça kullanıldığı görülmektedir. Bu ifadeler, metinde ahiret ve insanlar arasındaki önemli bir ayrımı işaret etmekte ve bu yüzden çoğu mealde ortak bir biçimde tercih edilmiştir. Bazı meallerde ise 'hüküm' ya da 'ayırdetme' ifadeleri farklılık gösteriyor. Bu tür farklılıklar, meallerin din diline olan yaklaşımını belirlemektedir. Geleneksel mealler daha çok klasik Arapça kullanımına bağlı kalırken, modern mealler, okuyucunun anlayabileceği bir dil kullanmayı tercih etmektedir. Bu farklılıklar anlam açısından değişiklik yaratmamış olsa da, dilsel ton ve üslupta belirgin farklılıklar ortaya koymaktadır.