Nahl Suresi 61. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Allah, insanları zulümleri yüzünden helak etseydi yeryüzünde yürür bir tek mahluk kalmazdı, fakat onlara azap etmeyi mukadder bir zamana tehir etti; vakitleri gelince de ne bir an geri kalırlar, ne bir an önce gelipçatar o mukadder vakit. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Eğer Allah insanları zulümleri yüzünden hesaba çekseydi, yeryüzünde kımıldayan tek canlı bırakmazdı. Fakat Allah onları, belli bir vakte kadar erteler. Müddetleri (ecelleri) geldiği zaman, onu ne bir saat erteleyebilirler, ne de öne alabilirler. |
Mehmet Okuyan Meali | Allah insanları haksızlıkları yüzünden (hemen) hesaba çekseydi, onun üzerinde (yeryüzünde) hiçbir canlı (insan) bırakmazdı. Ancak, onları belirlenmiş bir süreye kadar erteliyor. Ecelleri geldiği (süreleri dolduğu) zaman artık ne bir saat (bir an) geri kalır ne de ileri giderler. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve eğer Allah Teâlâ nâsı zulümleri sebebiyle muaheze edecek olsa idi yeryüzünde bir hareket eder mahluk bırakmazdı. Velâkin onları mukadder bir zamana kadar tehir eder. |
Süleyman Ateş Meali | Eğer Allah, insanları, yaptıkları (her) haksızlıkla cezalandırsaydı, yeryüzünde tek canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir süreye kadar erteler. Süreleri geldiği zaman da bir sa'at dahi ne geri kalırlar, ne de ileri geçerler (derhal mahvolup giderler). |
Süleymaniye Vakfı Meali | Allah, yaptıkları yanlışlardan dolayı insanları hemen yakalasaydı yeryüzünde hareket eden kimseyi bırakmazdı. Ama Allah, onları, belirlenmiş ecellerine kadar erteliyor. Ecelleri gelince ne onu bir süreliğine erteleyebilirler, ne de ecelleri gelmeden onun gelmesini sağlayabilirler. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Eğer Allah, insanları zulümlerine karşı cezalandırsaydı, yeryüzünde debelenen bir şey bırakmazdı. Ama öyle yapmıyor, onları belirli bir süreye kadar erteliyor. Süreleri geldiğinde ise ne bir saat geri kalırlar ne de öne geçebilirler. |
Nahl Suresi 61. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Nahl |
Sure Numarası | 16 |
Ayet Numarası | 61 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 14 |
Kur'an Sayfası | 318 |
Toplam Harf Sayısı | 154 |
Toplam Kelime Sayısı | 27 |
Nahl Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir sure olarak, genel anlamda Allah'ın nimlerini, yaratılışını ve insanlara olan ihsanını anlatan temalar içerir. Bu surede, insanların Allah'a karşı işledikleri zulümler ve bu zulümlerin sonuçları üzerinde durulmaktadır. Ayet 61, insanların işledikleri zulümler nedeniyle hemen cezalandırılmamalarının ardındaki hikmeti açıklar. Bu ayette, Allah'ın adaletinin tecelli etmesi için bir zaman diliminin belirlenmiş olduğuna vurgu yapılmaktadır. Ayrıca, insanların ecellerinin geldiğinde ne geri kalabilecekleri ne de ileri geçebilecekleri ifade edilmektedir. Bu bağlamda, ayet, Allah'ın merhametini, adalet anlayışını ve insanların haksızlıkları dolayısıyla nasıl bir sonla karşılaşacaklarını anlamalarına yardımcı olma amacındadır. Surenin genel içindeki bu tema, insanları uyarıcı bir dille Allah'a yönelmeye ve zulümlerinden arınmaya teşvik etmektedir. Nahl Suresi, aynı zamanda Allah'ın yaratıcılığını ve insanların varoluşuna dair düşüncelerini ele alırken, insanlara verilen sorumlulukları hatırlatmaktadır.
Nahl Suresi 61. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
يَحْسِبُ | hakkında düşünmek |
ذَاتِ | kendi |
قَتْلٍ | ölüm |
كَلِمَةً | söz |
لَا | değil |
Ayetin tecvid kurallarında, med (uzatma) ve idgam (harflerin birleştirilmesi) gibi temel kurallar dikkat çekmektedir. Özellikle 'لَا' kelimesinde med dikkat çekici bir uzatma gerektirmektedir.
Nahl Suresi 61. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
زُلْم | zulüm | 35 |
عَذَاب | azap | 37 |
إِلَى | kadar | 57 |
Ayet içinde geçen kelimeler, Kur'an'da sıkça yer almaktadır. Örneğin, 'zulüm' kelimesi adalet anlayışının, 'azap' kelimesi ise Allah'ın cezalandırma gücünün temsilcisi olarak kullanılmaktadır. Bu kelimelerin sık kullanılması, insanlara zulmün sonuçlarının ve Allah'ın adaletinin önemini hatırlatma amacı taşımaktadır. Aynı zamanda, 'kadar' kelimesi, belirlenmiş olan sürecin vurgulanması açısından önemlidir.
إِلَى
57
عَذَاب
37
زُلْم
35
Nahl Suresi 61. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | hemen cezalandırsaydı | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | hemen cezalandırsaydı | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | hesaba çekseydi | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | hemen hesaba çekseydi | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | muaheze edecek olsa | Geleneksel |
Süleyman Ateş | yaptıkları (her) haksızlıkla cezalandırsaydı | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | hemen yakalasaydı | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | zulümlerine karşı cezalandırsaydı | Açıklayıcı |
Tabloda görülen ifadelerin çoğu, 'hemen cezalandırsaydı' ifadesinin etrafında toplanmaktadır. Bu ifade, ayetin anlamını vurgulayarak, Allah'ın adaletinin ne kadar hızlı tecelli edebileceğini belirtmektedir. Diğer taraftan, Elmalılı Hamdi Yazır'ın ve Ömer Nasuhi Bilmen'in kullandığı 'hesaba çekseydi' ve 'muaheze edecek olsa' ifadeleri ise daha geleneksel bir dille anlatılmaktadır. Bu farklılıklar, çeşitli meallerin hedef kitlelerine ve anlatım tarzlarına göre değişiklik gösterdiğini göstermektedir. Genel olarak, açıklayıcı ifadeler, ayetin anlaşılmasını kolaylaştırırken, geleneksel ifadeler ise tarihsel ve kültürel bir derinlik sunmaktadır.