Nahl Suresi 84. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ve o gün her ümmete bir tanık getiririz de sonra kafirlere, ağız açıp özür dilemeye bile izin verilmez ve yaptıkları kötülüklerden vazgeçeceklerine dair verdikleri söz de kabul edilmez. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Kıyamet günü her ümmetten bir şahit göndereceğiz; sonra inkâr edenlere ne (özür dilemeleri için) izin verilecek, ne de Allah’ın rızasını kazandıracak amelleri işleme istekleri kabul edilecek. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Her ümmetten bir şahid getireceğimiz gün, artık kâfirlere ne izin verilecek, ne de onlardan özür dilemeleri istenecektir. |
Mehmet Okuyan Meali | Her ümmetten bir şahit göndereceğimiz (getireceğimizi) gün, artık (özür dilemeleri için) kâfir olanlara izin verilmez; onların özür dilemeleri de istenmez. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve bir gün her ümmetten birer şahit göndereceğiz. Sonra kâfir olmuş olanlara izin verilmeyecektir ve onlardan bir tarziye de istenmiyecektir. |
Süleyman Ateş Meali | Her ümmetten bir şahid getirdiğimiz gün, artık ne nankörler(in konuşmaların)a izin verilir, ne de onların özür dilemeleri istenir. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Her toplumdan(ümmetten) bir şahit çıkardığımız gün, şahitlerden sonra kâfirlere konuşma izni verilmeyecek ve bağışlanma dileğinde bulunmaları bile istenmeyecektir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Her ümmetten bir tanığı ortaya sürdüğümüz gün, küfre sapanlara ne izin verilir ne de özür dilemelerine imkân sağlanır. |
Nahl Suresi 84. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Nahl |
Sure Numarası | 16 |
Ayet Numarası | 84 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 14 |
Kur'an Sayfası | 288 |
Toplam Harf Sayısı | 156 |
Toplam Kelime Sayısı | 29 |
Nahl Suresi, Mekke döneminde inmiş bir sure olarak, genel olarak Allah'ın birliğini, yaratılışın delillerini ve insanların üzerindeki nimetleri vurgulayan bir yapıdadır. Bu sure, toplumun çeşitli yönlerine, özellikle de inkarcılığa karşı bir uyarı niteliği taşımaktadır. Ayet 84, kıyamet günü her ümmetten bir şahit getirileceğini ifade etmekte olup, inkar edenlere özür dileme izni verilmeyeceğini belirtmektedir. Bu bağlamda, ayet, insanların dünya hayatında yaptıkları amellerin kıyamet günü nasıl değerlendirileceğine dair bir hatırlatma işlevi görmektedir. Kıyamet gününde, Allah'ın adaletinin tecelli edeceği ve her bireyin yaptıklarına karşılık bulacağı mesajı, ayetin ana temasını oluşturmaktadır. Nahl Suresi, insanları Allah'a yönelmeye ve O'nun nimetlerine şükretmeye davet ederken, aynı zamanda inkâr edenlerin sonunu da gözler önüne sermektedir. Bu ayet, bireylerin yaptıkları seçimlerin sonuçlarıyla yüzleşecekleri bir günün geleceğini hatırlatarak, insanları düşünmeye ve sorgulamaya teşvik etmektedir. Kıyamet günü bir şahitle birlikte gelinmesi, adaletin sağlanacağına dair bir teminattır ve bu durum, insanların fiillerinin sonuçlarını görecekleri bir günün kaçınılmaz olduğunu ifade eder.
Nahl Suresi 84. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
أُمَّةٌ | ümmet |
شَاهِدٌ | şahit |
كَافِرٌ | kafir |
إِذْنٌ | izin |
عَذَابٌ | azap |
Ayetteki temel tecvid kuralları arasında 'idgâm' ve 'med' gibi durumlar gözlemlenmektedir. Özellikle 'كَافرٌ' kelimesinde, hareketsiz bir harf olan 'f' ile, onu takip eden 'r' harfi arasında bir 'idgâm' durumu olabilir.
Nahl Suresi 84. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
أُمَّةٌ | ümmet | 15 |
شَاهِدٌ | şahit | 14 |
كَافِرٌ | kafir | 23 |
Kur'an'da geçen 'ümmet', 'şahit' ve 'kafir' kelimeleri, toplumsal ve bireysel inanç durumlarını ifade eden önemli terimlerdir. 'Ümmet' kelimesi, farklı toplulukların Allah'a olan inançlarını ve birlikteliğini simgelerken, 'şahit' kelimesi, kıyamet günü adaletin sağlanacağına dair bir vurgudur. 'Kafir' kelimesi ise, inkar edenleri tanımlamakta ve bu bağlamda, her bireyin inandığı değerlere dayanarak yargılanacağına dikkat çekmektedir.
كَافِرٌ
23
أُمَّةٌ
15
شَاهِدٌ
14
Nahl Suresi 84. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | özür dilemeye bile izin verilmez | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | izin verilecek, ne de Allah’ın rızasını kazandıracak amelleri işleme isteği kabul edilecek | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | artık kâfirlere ne izin verilecek | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | izin verilmez; onların özür dilemeleri de istenmez | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | bir tarziye de istenmiyecektir | Geleneksel |
Süleyman Ateş | konuşmalarına izin verilir | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | konuşma izni verilmeyecek | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | ne izin verilir ne de özür dilemelerine imkân sağlanır | Modern |
Tablo incelendiğinde, 'izin verilmez' ifadesinin birçok mealde ortak olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu ifade, kıyamet günü suçlu olanların özür dileme imkanına sahip olamayacakları mesajını net bir şekilde iletmektedir. Diğer yandan, bazı meallerde farklı ifadelerin kullanılması, dilsel zenginliğin ve farklı üslup tercihinin bir yansıması olarak değerlendirilmelidir. Örneğin, 'ne izin verilecek' ifadesi daha geleneksel bir üslup taşırken, 'izin verilecek, ne de Allah’ın rızasını kazandıracak amelleri işleme isteği kabul edilecek' ifadesi ise daha modern bir anlayışla kaleme alınmıştır. Bu durum, meallerin çeşitli okuyucu kitlelerine hitap etme çabasını göstermektedir.