Necm Suresi 30. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | İşte bilgide ulaşabildikleri şey bu; şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan çıkıp sapanı daha iyi bilir ve odur doğru yola gireni daha iyi bilen. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | İşte onların ilimden ulaşabildikleri nokta! Şüphesiz senin Rabbin, yolundan sapanı daha iyi bilir. O, hidayete ereni de daha iyi bilir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İşte onların ilimden erişebilecekleri (son sınır) budur. Şüphesiz, Rabbin, yolundan sapanı da iyi bilir; O, hidayette olanı da iyi bilir. |
Mehmet Okuyan Meali | İşte onların bilgisi bundan ibarettir. Şüphesiz ki Rabbin -evet yalnızca O- kendi yolundan kimin saptığını çok iyi bilendir ve O kimin doğru yola ulaştığını da çok iyi bilendir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | İşte onların ilimden erebildikleri budur. Şüphe yok ki Rabbin, o yolundan sapıtan kimseyi en ziyâde bilendir ve O, hidayete eren kimseyi de en ziyâde bilendir. |
Süleyman Ateş Meali | İşte onların erişebilecekleri bilgi (sınırı) budur. (Bundan ötesine akılları ermez). Şüphesiz Rabbin, yolundan sapanı da iyi bilir ve O, yola geleni de iyi bilir. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Onların ilimden payları işte bu kadar. Senin Sahibin, yolundan sapanları iyi bilir, doğru yolda olanları da iyi bilir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Onların, ilimden ulaşacakları şey işte budur. Kuşkusuz, yolundan sapmış olanı Rabbin çok iyi bilir. Hidayet üzere yürüyeni de en iyi O bilir. |
Necm Suresi 30. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Necm |
Sure Numarası | 53 |
Ayet Numarası | 30 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 27 |
Kur'an Sayfası | 561 |
Toplam Harf Sayısı | 139 |
Toplam Kelime Sayısı | 29 |
Necm Suresi, Mekke döneminde inmiş bir sure olup, genel olarak putperestliğe karşı uyarılara ve Allah'ın birliğine dair kavramlara odaklanmaktadır. Bu sure, özellikle insanların bilgi ve anlayış sınırlarını ortaya koyarak, onların erişebileceği bilgilerin ötesinde bir ilim kaynağına sahip olan Allah'ı gündeme getirir. Ayet 30, insanların sınırlı bilgileriyle yetinmelerinin gerektiğini vurgularken, Allah’ın yolundan sapmanın ve hidayete ermenin ne denli önemli olduğunu belirtir. Döneminde, Mekke'nin sosyal kültürel yapısında işlenen bu konu, bireyin kendi aklı ve bilgisi ile sınırlandığına dair önemli bir mesaj verirken, aynı zamanda insanları doğru yola yönlendirenin yalnızca Allah olduğunu ifade eder. Necm Suresi, bu bağlamda, insanların bilgide ulaşabilecekleri son noktayı belirlerken, Rablerinin tüm durumları çok iyi bildiğini ve hidayete erenleri de tanıdığını belirtir. Bu ayet, istikamet ve doğru yolda kalmak konusunda da bir vurgu yapmaktadır. Bu itibariyle, ayet dinleyici ve okuyucularının dikkatini çekmektedir.
Necm Suresi 30. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
علم | ilim |
رب | Rab |
سبيل | yol |
ضل | sapma |
هدى | hidayet |
Ayet içerisinde geçen bazı kelimeler, anlam derinliği açısından da önemli yer taşımaktadır. Örneğin, 'علم' kelimesi bilgi ve ilim ifadesini taşırken, 'رب' ifadesi Allah'ın yüceliğine işaret eder. Ayrıca, 'سبيل' ve 'ضل' kelimeleri, insanın yaşam yolundaki yönelişlerini gösterirken, 'هدى' kelimesi ise bu yolda doğru olanı ifade eder. Ayette, med ve idgam gibi tecvid kurallarına dikkat edilmiştir.
Necm Suresi 30. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
علم | ilim | 16 |
رب | Rab | 40 |
سبيل | yol | 10 |
Ayet içinde geçen 'علم', 'رب' ve 'سبيل' kelimeleri Kur'an'da sıklıkla geçmektedir. Bu kelimelerin yüksek geçiş sayısı, insan bilincinin bilgiye olan ihtiyacını, Rab'in yüceliğini ve insanın yaşam yolunu belirleyen unsurları vurgulama çabasını göstermektedir. Özellikle 'رب' kelimesinin fazla kullanılması, Allah’ın otoritesini ve hâkimiyetini pekiştirirken, 'علم' kelimesinin sık geçmesi, bilginin önemine dair vurguyu artırmaktadır.
رب
40
علم
16
سبيل
10
Necm Suresi 30. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | işte bilgide ulaşabildikleri şey bu | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | İşte onların ilimden ulaşabildikleri nokta | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | işte onların ilimden erişebilecekleri (son sınır) | Geleneksel |
Mehmet Okuyan Meali | İşte onların bilgisi bundan ibarettir | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | işte onların ilimden erebildikleri budur | Geleneksel |
Süleyman Ateş Meali | işte onların erişebilecekleri bilgi (sınırı) budur | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı Meali | Onların ilimden payları işte bu kadar | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | onların, ilimden ulaşacakları şey işte budur | Açıklayıcı |
Tablo incelendiğinde, birçok mealde 'ilim' ve 'erişebilecekleri' ifadeleri sıkça tercih edilmiştir. Bu da bilginin sınırını vurgulamak açısından önemli bir dilsel tercih olarak öne çıkmaktadır. Özellikle 'işte onların ilimden ulaşabildikleri şey' ifadesi, anlamın açıklığa kavuşmasını sağlarken, farklı mealler arasında 'bilgi' ve 'ilim' kelimeleri ile yapılan tercihlerin anlamda ciddi bir farklılık yaratmadığı, ancak kullanılan üslup ve ton açısından bazı farklılıklar olduğu görülmektedir. Örneğin, modern üslup tercih eden mealler, okuyucuya daha erişilebilir bir dil sunarken, geleneksel mealler daha ağır ve klasik bir dil kullanmaktadır. Bu düşünce, farklı okuyucu kitlelerine hitap etme biçimleri açısından da önem taşımaktadır.