Saffat Suresi 13. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ve öğüt verilince Kur'an'la öğüt almazlar. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kendilerine hatırlatıldığında da düşünmüyorlar. |
Mehmet Okuyan Meali | Kendilerine (gerçekler) hatırlatıldığı zaman (gerçeği) hatırlamazlar. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onlara nasihat verildiği zaman, düşünüp nasihat kabul etmezler. |
Süleyman Ateş Meali | Kendilerine öğüt verilse öğüt almıyorlar. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Doğru bilgiye vurgu yapıldığında o bilgiyle ilgilenmiyorlar. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Düşünüp taşınmaya çağrıldıklarında düşünmüyorlar. |
Saffat Suresi 13. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Saffat |
Sure Numarası | 37 |
Ayet Numarası | 13 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 23 |
Kur'an Sayfası | 493 |
Toplam Harf Sayısı | 41 |
Toplam Kelime Sayısı | 10 |
Saffat Suresi, Mekke döneminde inmiş bir suredir ve birçok ayetinde tevhid, ahiret inancı ve peygamberlerin mesajlarına karşı gösterilen muhalefet gibi temalara yer verilmektedir. Bu sure, 182 ayetten oluşur ve genel olarak inkârcıların, Allah'ın birliğini reddedenlerin ve son Peygamber'e karşı çıkanların tutumlarını eleştirmektedir. Ayet 13, bu genel bağlam içinde önemli bir yer tutar. Ayet, insanlara öğüt verildiğinde, onların bu öğütleri dikkate almayışlarını ve buna karşı kayıtsız kalmalarını vurgular. Mekke döneminde, inkarcıların çoğu, kendilerine sunulan hakikate karşı duyarsız kalıyorlardı. Bu durum, Müslümanların karşılaştığı zorlukları ve inançlarını yayma çabalarını da yansıtır. Bu ayet, aynı zamanda insanın düşünceye, sorgulamaya ve öğüt almaya ne kadar açık olması gerektiğinin altını çizer. Ayetin özünde, akıl ve düşünceye bir çağrı bulunmaktadır. Yani, sadece öğüt verilmesi yetmez, insanın bu öğütleri kabul etmesi ve üzerinde düşünmesi gerekmektedir.
Saffat Suresi 13. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
وَ | ve |
أُوْلَـٰئِكَ | onlar |
عِظَةً | öğüt |
لَـٰكِنْ | ama |
لَا | değil |
Ayetteki tecvid kuralları arasında idgam ve med durumu ön plana çıkmaktadır. Özellikle 'وَ' harfi ile başlayan kelimelerdeki uzatma ve birleşme kuralları göze çarpmaktadır.
Saffat Suresi 13. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
عِظَةً | öğüt | 12 |
أُوْلَـٰئِكَ | onlar | 20 |
لَا | değil | 100 |
Ayet içinde geçen kelimeler, Kur'an'da sıklıkla yer alan kavramlardır. 'عِظَةً' kelimesi, insanlara yapılan nasihatlerin ve öğütlerin önemini vurgulamak için sıkça kullanılırken; 'أُوْلَـٰئِكَ' kelimesi, belirli bir grubu veya durumu işaret etmek için kullanılır. 'لَا' kelimesi ise, olumsuzlama anlamında geniş bir kullanım alanına sahiptir. Bu kelimelerin sık geçmesi, insanlara öğüt verme ve inkârı eleştirme temalarının Kur'an'da ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
لَا
100
أُوْلَـٰئِكَ
20
عِظَةً
12
Saffat Suresi 13. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | öğüt verilince Kur'an'la öğüt almazlar. | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar. | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Kendilerine hatırlatıldığında da düşünmüyorlar. | Edebi |
Mehmet Okuyan | Kendilerine (gerçekler) hatırlatıldığı zaman (gerçeği) hatırlamazlar. | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Ve onlara nasihat verildiği zaman, düşünüp nasihat kabul etmezler. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Kendilerine öğüt verilse öğüt almıyorlar. | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Doğru bilgiye vurgu yapıldığında o bilgiyle ilgilenmiyorlar. | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | Düşünüp taşınmaya çağrıldıklarında düşünmüyorlar. | Açıklayıcı |
Mealler arasında en çok ortak kullanılan ifadeler 'öğüt' ve 'düşünmek' kavramlarıdır. Bu ifadeler, ayetin ana temasını ve insanlara gelen öğütlerin önemini vurgulamaktadır. 'Öğüt verilince' ifadesi, çoğu mealde ortak bir şekilde kullanılarak, öğütlerin dikkate alınmadığını anlatmaktadır. Ancak, bazı meallerde 'hatırlatma' ve 'düşünmek' gibi kelimeler ön plana çıkmakta ve bu, farklı bir dilsel ton yaratmaktadır. Örneğin, Elmalılı Hamdi Yazır ve Yaşar Nuri Öztürk, düşünme eylemini öne çıkartarak, okuyucuyu sorgulamaya yönlendirirken; Diyanet İşleri ve Abdulbaki Gölpınarlı mealleri daha doğrudan bir dille öğüt alma durumunu ele almaktadır. Bu farklılıklar, bazen eş anlamlı olabilse de, bazen de anlam açısından ciddi farklılıklar yaratmaktadır. Örneğin, 'hatırlatma' ile 'öğüt' arasında kavramsal farklılıklar bulunmaktadır; hatırlatma, daha önce bilinen bir şeyin tekrar edilmesini ifade ederken, öğüt, yeni bir bilgi aktarımını içermektedir.