Sebe Suresi 31. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ve kafir olanlar, biz dediler, ne şu Kur'an'a inanırız, ne de ondan önceki kitaplara. Bir görmeliydin zalimlerin, Rablerinin katında öylece kalakaldıkları ve birbirlerinin sözlerini kesip söylendikleri günkü hallerini; o zayıf ve aşağılık sanılanlar, ululuk satanlara derler ki: Siz olmasaydınız biz mutlaka inanırdık. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | İnkâr edenler, “Biz bu Kur’an’a da ondan önceki kitaplara da asla inanmayız” dediler. Zalimler, Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman hâllerini bir görsen! Birbirlerine laf çevirip dururlar. Zayıf ve güçsüz görülenler, büyüklük taslayanlara, “Siz olmasaydınız, biz mutlaka iman eden kimseler olurduk” derler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kâfirler: "Biz ne bu Kur'ân'a inanırız, ne de ondan öncekilere." dediler. Fakat o zalimler yakalanıp Rablerinin huzuruna durduruldukları zaman, birbirlerine söz atarken bir görsen! Bir taraftan zayıf düşürülenler, o büyüklük taslayanlara: "Siz olmasaydınız biz mutlaka mümin olurduk" derler. |
Mehmet Okuyan Meali | Kâfir olanlar şöyle demişlerdi: “Biz hiçbir zaman bu Kur’an’a ve bundan önce gelen (kitaplara) inanmayacağız.” Sen o zalimleri, Rablerinin huzurunda tutuklanmış, birbirlerine söz atarlarken bir görsen! Zayıf bırakılanlar kibirlenenlere “Siz olmasaydınız elbette biz inananlar olurduk!” diyeceklerdir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve kâfir olanlar dediler ki: «Elbette biz ne Kur'an'a inanırız ve ne de onun önündekine.» Eğer o zalimleri Rablerinin huzurunda tevkif edilmiş oldukları zaman görecek olsan, (pek acaib bir manzara görmüş olursun) bazısı bazısına söz çevirir. Zayıf sayılmış olanlar kendilerini büyük görmüş olanlara der ki: «Eğer siz olmasa idiniz, elbette biz mü'minler olmuş olurduk.» |
Süleyman Ateş Meali | İnkar edenler dediler ki: "Biz ne bu Kur'an'a, ne de bundan öncekilere inanırız." Sen o zalimleri, Rablerinin huzurunda tutuklanmış, birbirlerine söz atarlarken bir görsen: Zayıf düşürülenler, büyüklük taslayanlara: "Siz olmasaydınız, elbette biz inanan insanlar olurduk." diyorlar. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Görmezlikten gelenler(kafirler) şöyle derler: "Bu Kuran'a da bundan önceki kitaplara da güvenecek değiliz". Yanlışlar içindeki bu kişileri, Sahiblerinin huzurunda durduruldukları zaman bir görsen! Etkisizleştirilmişler büyüklük taslayanlara şöyle derler: "Siz olmasaydınız biz kesin mümin olurduk". |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Küfre sapanlar dedi ki: "Biz, bu Kur'an'a da bundan öncekine de asla inanmayacağız!" Ah, bir görsen o zalimleri Rableri huzurunda, tutuklanmış halde! Bir kısmı da bir kısmına söz atar durur. Basit görülüp horlananları, büyüklük taslayanlara şöyle derler: "Siz olmasaydınız, vallahi biz inanacaktık!" |
Sebe Suresi 31. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Sebe |
Sure Numarası | 34 |
Ayet Numarası | 31 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 22 |
Kur'an Sayfası | 478 |
Toplam Harf Sayısı | 108 |
Toplam Kelime Sayısı | 22 |
Sebe Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir ve genel olarak Allah'ın birliğini, peygamberlik ve ahiret inancını vurgulayan temalar içermektedir. Bu surede, özellikle eski kavimlerin helak edilme sebepleri ve Allah'ın kudreti üzerinde durulur. 31. ayette, inkâr edenlerin tutumu ve Rablerinin huzurunda yaşadıkları durum ele alınmaktadır. Ayette kâfirlerin, Kur'an'a ve önceki kitaplara inanmama durumu belirtilmekte, ahiretteki sorgu ve hesap verme anındaki şaşkınlıkları tasvir edilmektedir. Zalimlerin, birbirlerine laf atarak suçlamalarda bulunmaları ve zayıf olanların, güçlü olanlardan şikayetçi olmaları, insan ilişkilerindeki iktidar dinamiklerini gözler önüne serer. Bu ayet, aynı zamanda, insanların birbirlerine atfettikleri sorumluluk hissini ve bu sorumluluğun nasıl bir mazeret olarak kullanıldığını da gösterir. Ayetin içeriği, insanların dünyadaki güç ve zayıflık durumlarının ahirette nasıl bir sonuç doğuracağını hatırlatır. Bu bağlamda, inkâr edenlerin pişmanlık ve bahaneyle dolu tavırları, ahiret hayatının ciddiyetini vurgulamakta önemli bir yer tutar.
Sebe Suresi 31. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كافر | inkâr eden |
قرآن | Kur'an |
رب | Rab |
زُرَف | zayıf |
عَظَمَة | büyüklük |
Ayet içerisinde geçen önemli kelimeler, hem ahlaki ve toplumsal ilişkileri hem de inanç dinamiklerini temsil ediyor. Öne çıkan kelimelerin tecvid kuralları arasında idgam ve med kuralları da bulunmaktadır.
Sebe Suresi 31. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كافر | inkâr eden | 17 |
قرآن | Kur'an | 70 |
رب | Rab | 100 |
Ayet içinde geçen kelimeler, Kur'an'da sıkça kullanılan terimlerdir. Özellikle 'kâfir' kelimesi, dinin reddedilmesi ve inkâr durumunu ifade ederken sıkça geçmektedir ve bu durumun ciddiyetini vurgular. 'Kur'an' ise, Allah'ın kelamı olarak sıkça atıf yapılan bir terimdir. 'Rab' kelimesi ise, yaratıcı ve yöneten anlamında kullanılarak insanların Allah ile olan ilişkisini pekiştirmektedir. Bu kelimelerin yüksek tekrar sıklığı, inanç, ahiret ve sorgulama konularında dikkat çekmektedir.
رب
100
قرآن
70
كافر
17
Sebe Suresi 31. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | ne şu Kur'an'a inanırız, ne de ondan önceki kitaplara. | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | İnkâr edenler, 'Biz bu Kur’an’a da ondan önceki kitaplara da asla inanmayız' dediler. | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Kâfirler: 'Biz ne bu Kur'ân'a inanırız, ne de ondan öncekilere.' dediler. | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Kâfir olanlar şöyle demişlerdi: 'Biz hiçbir zaman bu Kur’an’a ve bundan önce gelen (kitaplara) inanmayacağız.' | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Ve kâfir olanlar dediler ki: 'Elbette biz ne Kur'an'a inanırız ve ne de onun önündekine.' | Geleneksel |
Süleyman Ateş | İnkar edenler dediler ki: 'Biz ne bu Kur'an'a, ne de bundan öncekilere inanırız.' | Modern |
Süleymaniye Vakfı | Görmezlikten gelenler(kafirler) şöyle derler: 'Bu Kuran'a da bundan önceki kitaplara da güvenecek değiliz.' | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Küfre sapanlar dedi ki: 'Biz, bu Kur'an'a da bundan öncekine de asla inanmayacağız!' | Modern |
Mealler arasında ortak kullanılan ifadeler arasında 'ne Kur'an'a inanırız' ve 'kâfirler' gibi terimler öne çıkmaktadır. Bu ifadeler, ayetin inkarcıların tutumunu ve Kur'an'a yönelik red anlayışlarını net bir şekilde ifade etmektedir. Diyanet İşleri ve Elmalılı Hamdi Yazır'ın meallerindeki ifadeler daha geleneksel bir ton kullanırken, Mehmet Okuyan, Süleyman Ateş ve Yaşar Nuri Öztürk gibi modern mealler ise daha akıcı ve çağdaş bir dil tercih etmektedir. Bazı ifadelerde ise açıklayıcı bir ton ön plana çıkmaktadır; örneğin, Süleymaniye Vakfı'nın 'görmezlikten gelenler' ifadesi, inkar edenlerin tutumunu eleştirel bir dille dile getirmektedir. Bu durum, meallerin dil özellikleri ve izlediği üslup açısından önemli farklılıklar olduğunu göstermektedir.