Sebe Suresi 31. Ayet
وَقَالَ
الَّذ۪ينَ
كَفَرُوا
لَنْ
نُؤْمِنَ
بِهٰذَا
الْقُرْاٰنِ
وَلَا
بِالَّذ۪ي
بَيْنَ
يَدَيْهِۜ
وَلَوْ
تَرٰٓى
اِذِ
الظَّالِمُونَ
مَوْقُوفُونَ
عِنْدَ
رَبِّهِمْۚ
يَرْجِعُ
بَعْضُهُمْ
اِلٰى
بَعْضٍۨ
الْقَوْلَۚ
يَقُولُ
الَّذ۪ينَ
اسْتُضْعِفُوا
لِلَّذ۪ينَ
اسْتَكْبَرُوا
لَوْلَٓا
اَنْتُمْ
لَكُنَّا
مُؤْمِن۪ينَ
٣١
Vekâle-lleżîne keferû len nu/mine bihâżâ-lkur-âni velâ billeżî beyne yedeyh(i)(k) velev terâ iżi-zzâlimûne mevkûfûne ‘inde rabbihim yerci’u ba’duhum ilâ ba’din(i)lkavle yekûlu-lleżîne-stud’ifû lilleżîne-stekberû levlâ entum lekunnâ mu/minîn(e)
Sebe Suresi 31. Ayet Meâlleri

Sebe Suresi 31. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Sebe |
Sure Numarası | 34 |
Ayet Numarası | 31 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 22 |
Kur'an Sayfası | 478 |
Toplam Harf Sayısı | 108 |
Toplam Kelime Sayısı | 22 |
Sebe Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir ve genel olarak Allah'ın birliğini, peygamberlik ve ahiret inancını vurgulayan temalar içermektedir. Bu surede, özellikle eski kavimlerin helak edilme sebepleri ve Allah'ın kudreti üzerinde durulur. 31. ayette, inkâr edenlerin tutumu ve Rablerinin huzurunda yaşadıkları durum ele alınmaktadır. Ayette kâfirlerin, Kur'an'a ve önceki kitaplara inanmama durumu belirtilmekte, ahiretteki sorgu ve hesap verme anındaki şaşkınlıkları tasvir edilmektedir. Zalimlerin, birbirlerine laf atarak suçlamalarda bulunmaları ve zayıf olanların, güçlü olanlardan şikayetçi olmaları, insan ilişkilerindeki iktidar dinamiklerini gözler önüne serer. Bu ayet, aynı zamanda, insanların birbirlerine atfettikleri sorumluluk hissini ve bu sorumluluğun nasıl bir mazeret olarak kullanıldığını da gösterir. Ayetin içeriği, insanların dünyadaki güç ve zayıflık durumlarının ahirette nasıl bir sonuç doğuracağını hatırlatır. Bu bağlamda, inkâr edenlerin pişmanlık ve bahaneyle dolu tavırları, ahiret hayatının ciddiyetini vurgulamakta önemli bir yer tutar.
Sebe Suresi 31. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كافر | inkâr eden |
قرآن | Kur'an |
رب | Rab |
زُرَف | zayıf |
عَظَمَة | büyüklük |
Ayet içerisinde geçen önemli kelimeler, hem ahlaki ve toplumsal ilişkileri hem de inanç dinamiklerini temsil ediyor. Öne çıkan kelimelerin tecvid kuralları arasında idgam ve med kuralları da bulunmaktadır.
Sebe Suresi 31. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كافر | inkâr eden | 17 |
قرآن | Kur'an | 70 |
رب | Rab | 100 |
Ayet içinde geçen kelimeler, Kur'an'da sıkça kullanılan terimlerdir. Özellikle 'kâfir' kelimesi, dinin reddedilmesi ve inkâr durumunu ifade ederken sıkça geçmektedir ve bu durumun ciddiyetini vurgular. 'Kur'an' ise, Allah'ın kelamı olarak sıkça atıf yapılan bir terimdir. 'Rab' kelimesi ise, yaratıcı ve yöneten anlamında kullanılarak insanların Allah ile olan ilişkisini pekiştirmektedir. Bu kelimelerin yüksek tekrar sıklığı, inanç, ahiret ve sorgulama konularında dikkat çekmektedir.
رب
100
قرآن
70
كافر
17
Sebe Suresi 31. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | ne şu Kur'an'a inanırız, ne de ondan önceki kitaplara. | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | İnkâr edenler, 'Biz bu Kur’an’a da ondan önceki kitaplara da asla inanmayız' dediler. | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Kâfirler: 'Biz ne bu Kur'ân'a inanırız, ne de ondan öncekilere.' dediler. | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Kâfir olanlar şöyle demişlerdi: 'Biz hiçbir zaman bu Kur’an’a ve bundan önce gelen (kitaplara) inanmayacağız.' | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Ve kâfir olanlar dediler ki: 'Elbette biz ne Kur'an'a inanırız ve ne de onun önündekine.' | Geleneksel |
Süleyman Ateş | İnkar edenler dediler ki: 'Biz ne bu Kur'an'a, ne de bundan öncekilere inanırız.' | Modern |
Süleymaniye Vakfı | Görmezlikten gelenler(kafirler) şöyle derler: 'Bu Kuran'a da bundan önceki kitaplara da güvenecek değiliz.' | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Küfre sapanlar dedi ki: 'Biz, bu Kur'an'a da bundan öncekine de asla inanmayacağız!' | Modern |
Mealler arasında ortak kullanılan ifadeler arasında 'ne Kur'an'a inanırız' ve 'kâfirler' gibi terimler öne çıkmaktadır. Bu ifadeler, ayetin inkarcıların tutumunu ve Kur'an'a yönelik red anlayışlarını net bir şekilde ifade etmektedir. Diyanet İşleri ve Elmalılı Hamdi Yazır'ın meallerindeki ifadeler daha geleneksel bir ton kullanırken, Mehmet Okuyan, Süleyman Ateş ve Yaşar Nuri Öztürk gibi modern mealler ise daha akıcı ve çağdaş bir dil tercih etmektedir. Bazı ifadelerde ise açıklayıcı bir ton ön plana çıkmaktadır; örneğin, Süleymaniye Vakfı'nın 'görmezlikten gelenler' ifadesi, inkar edenlerin tutumunu eleştirel bir dille dile getirmektedir. Bu durum, meallerin dil özellikleri ve izlediği üslup açısından önemli farklılıklar olduğunu göstermektedir.
Sebe Sûresi 31. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
Sebe Suresi 31. ayet, inkârcıların iman etmeyerek, dünya hayatının geçici zevklerine güvenip, ahireti unutmalarını eleştirir. Onlar, kendilerinin hem dünya hem de ahiret için mutluluk bulabilecekleri yol gösterildiğinde, buna karşı çıkan tutumlarını sergilemektedirler.
- Bakara Suresi 8. Ayet: Bu ayette münafıkların inkârları ve iman etmiş gibi görünüp içten içe inkâr etmeleri üzerine odaklanılmaktadır. Sebe Suresi 31. ayetle bağlantılı olarak, insanların gerçek durumu ve ahiret kaygısının olmaması ele alınmaktadır.
- Tebareke (Mülk) suresi 2. Ayet: Bu ayet, insanların gerçek amaçlarının ne olduğunu ve hayatın bir imtihan olduğunu hatırlatır. Sebe Suresi 31. ayette bahsedilen geçici zevkler ve aldanma durumu, Mülk Suresi'ndeki bu imtihan kavramıyla ilişkilidir.
- Âl-i İmrân Sûresi 185. Ayet: Bir insanın yaşamında geçici dünyalıkların yanı sıra ahiret hayatının da önemi vurgulanmaktadır. Sebe Suresi 31. ayette dünya hayatına güvenen kimselerin unuttukları ahiret gerçeği, Al-i İmrân Suresi ile bağlantılıdır.
Sebe Suresi 31. ayet ve onunla bağlantılı ayetler, insanların dünya hayatına aşırı bağlılıklarının ve ahireti unutmalarının sonuçlarını vurgulamaktadır. Bu ayetler, inkarın ve geçici dünya zevklerinin ötesinde bir bakış açısının gerekliliğini ortaya koymakta, iman ve ahiret bilincinin önemini pekiştirmektedir.
Okumak istediğin ayeti seç