Şuara Suresi 185. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Sen dediler, ancak büyülenmiş kişilerdensin. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Onlar şöyle dediler: “Sen ancak büyülenmişlerdensin.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlar şöyle dediler: "Sen, olsa olsa iyice büyülenmiş birisin." |
Mehmet Okuyan Meali | (Kavmi) şöyle demişti: “Sen sadece büyülenmişlerdensin. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dediler ki: «Şüphe yok, sen (iyice) büyülenmişlerdensin.» |
Süleyman Ateş Meali | Dediler: "Sen iyice büyülenmişlerdensin." |
Süleymaniye Vakfı Meali | Sen iyice büyülenmiş kişilerden olmuşsun“ dediler. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Dediler: "Sen fena halde büyülenmişsin." |
Şuara Suresi 185. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Şuara |
Sure Numarası | 26 |
Ayet Numarası | 185 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 19 |
Kur'an Sayfası | 477 |
Toplam Harf Sayısı | 42 |
Toplam Kelime Sayısı | 9 |
Şuara Suresi, Mekke döneminde nazil olmuş bir suredir ve adını, içindeki şairlerin bahsedilmesinden alır. Bu surenin genel içeriği, geçmiş kavimlerin peygamberlere karşı olan tutumları ve onlara yönelik itirazları üzerine yoğunlaşmaktadır. Ayet 185 ise, bu tutumun bir örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayet, peygamber olan bir kişinin, toplumu tarafından 'büyülenmiş' olarak nitelendirildiğini ifade eder. Bu, toplumun, kendileriyle iletişim kuran bir peygamberin mesajlarını anlamamak için geliştirdiği bir savunma mekanizması olarak görülebilir. Süre, genel olarak insanlara uyarılar, doğru yola yönlendirmeler ve tarihsel hikayelerle doludur. Ayetin geçtiği bu bağlamda, geçmişteki toplumsal dinamiklere ve peygamberlere karşı olan tutumlara ışık tutar. Mekki bir sure olması nedeniyle, toplumsal muhalefet, cehalet ve itirazlar ön plandadır. Bu ayet, aynı zamanda, insanların bazen doğru bilgiyi ve gerçeği anlamaktaki direncini de temsil eder. Peygamberin almış olduğu mesajın ciddiyetine karşı gelen insanlar, onu 'büyülenmiş' olarak nitelendirerek, kendi inançları ve alışkanlıklarıyla çatışan bu durumu dışlayarak kendilerini koruma yoluna gitmişlerdir.
Şuara Suresi 185. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
بُهِتَ | büyülenmiş |
قَالُوا | dediler |
إِنَّكَ | şüphesiz sen |
Ayet içerisinde 'بُهِتَ' (büyülenmiş) kelimesi, 'قَالُوا' (dediler) ifadesiyle birlikte kullanılmıştır. Bu, tecvid açısından önemli bir durumdur. Ayette 'مَد' kuralı geçerlidir.
Şuara Suresi 185. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
بُهِتَ | büyülenmiş | 6 |
قَالُوا | dediler | 27 |
إِنَّكَ | şüphesiz sen | 12 |
Ayet içerisinde geçen kelimelerin Kur'an'da toplam geçiş sayılarına baktığımızda, 'قَالُوا' (dediler) kelimesinin sıkça kullanıldığını görüyoruz. Bu, farklı olaylar ve diyaloglar sırasında insanların ifadelerini aktarmak için gerekli bir kelime olmasından kaynaklanıyor. 'بُهِتَ' (büyülenmiş) kelimesinin de birkaç defa geçmesi, bu bağlamda insanların algılarını ve hissettiklerini ifade alanı yaratması açısından önemlidir. 'إِنَّكَ' (şüphesiz sen) ise, bir tekrarı ifade ederken, dikkat çekmek amacıyla kullanılır ve dolayısıyla önem arz eder.
قَالُوا
27
إِنَّكَ
12
بُهِتَ
6
Şuara Suresi 185. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | büyülenmiş kişilerdensin | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | büyülenmişlerdensin | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | iyice büyülenmiş birisin | Açıklayıcı |
Mehmet Okuyan | sadece büyülenmişlerdensin | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | (iyice) büyülenmişlerdensin | Açıklayıcı |
Süleyman Ateş | iyice büyülenmişlerdensin | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | iyice büyülenmiş kişilerden olmuşsun | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | fena halde büyülenmişsin | Modern |
Bu ayetin farklı Türkçe meallerini incelediğimizde, genel olarak 'büyülenmiş' kelimesinin sıkça kullanıldığını görmekteyiz. Çoğu mealde bu kelime, farklı bağlamlarda benzer anlamları ifade ediyor, bu da kelimenin temel anlamının güçlü bir şekilde korunmuş olduğunu gösteriyor. Ayrıca, 'iyice' veya 'sadece' gibi ifadelerin kullanımı, kelimenin ağırlığını ve etkisini artırıyor. Diyanet İşleri ve Süleyman Ateş meallerinde ise, geleneksel bir ton kullanılarak ayetin anlamı sunulmuş. Diğer yandan, Mehmet Okuyan ve Yaşar Nuri Öztürk, daha modern bir dil tarzı benimsemişlerdir. Bu farklılıklar, kelimelerin eş anlamlı olduğunu gösterse de, her birinin anlatım biçimi ve vurguları farklılık göstermektedir. Bu nedenle, farklı mealler arasındaki ifadeler, anlamda derinlik veya dikkat çekme açısından zengin bir kaynak sunmaktadır.