Şuara Suresi 19. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ve o yaptığın işi de yaptın ve sen, nankörlerdensin. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | “(Böyle iken) sen o yaptığın işi yaptın (adam öldürdün). Sen nankörlerdensin.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Sonunda o yaptığın (kötü) işi de yaptın. Sen nankörün birisin!" |
Mehmet Okuyan Meali | Yaptığın o işini de yapmıştın. Sen nankörlerdensin.” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ve o yaptığın fiilini yapıverdin. O halde sen nankörlerdensin.» |
Süleyman Ateş Meali | Ve sonunda o yaptığını da yaptın, sen nankörlerden birisin. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Sonunda yapacağını yaptın; sen nankörün tekisin.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | "Ve sonunda o yaptığını da yaptın. Nankörlerden birisin sen." |
Şuara Suresi 19. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Şuara |
Sure Numarası | 26 |
Ayet Numarası | 19 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 19 |
Kur'an Sayfası | 493 |
Toplam Harf Sayısı | 49 |
Toplam Kelime Sayısı | 10 |
Şuara Suresi, Mekke döneminde inmiş olan ve genel olarak peygamberlerin hikayelerini, toplumların inkarını ve bunun sonucunda gelen azapları anlatan bir suredir. Bu surede, Hz. Musa'nın Firavun'a karşı olan mücadelesi ve Firavun'un inkarcı tutumu üzerinde durulmaktadır. 19. ayette, Hz. Musa'nın Firavun'a hitaben yaptığı bir eleştiri yer almaktadır. Ayette geçen 'yaptığın iş' ifadesi, Firavun'un geçmişteki inkarcı ve zalim eylemlerine atıfta bulunmaktadır. Ayette geçen 'nankör' kelimesi ise, yapılan iyiliklere karşılık verilmeyen bir tavrı ifade eder. Bu bağlamda, inkar edenlerin ne kadar büyük bir nankörlük içinde olduğu vurgulanmaktadır. Ayetin genel içeriği, insanların Allah'ın gönderdiği mesajları nasıl göz ardı ettiğini ve bunun sonuçlarını gözler önüne sermektedir. Ayrıca, bu ayet, inkarcıların sonlarının nasıl olacağına dair bir uyarıdır. Mekke döneminin sıkıntılı ortamında, inkarcıların tutumları ve bunun toplum üzerindeki etkileri üzerinde durulması, ayetin tarihi ve bağlamsal önemini artırmaktadır.
Şuara Suresi 19. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
فَعَلْتَ | yaptın |
كَافِرِينَ | nankörler |
أُمُورَك | işlerini |
Ayetin tecvid kurallarında 'idgam' ve 'med' gibi uygulamalar bulunmaktadır. Bu, Arapça okuma ile ilgili kuralların dikkatlice uygulanması gerektiği anlamına gelir.
Şuara Suresi 19. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
فَعَلْتَ | yaptın | 12 |
كَافِرِينَ | nankörler | 7 |
أُمُورَك | işlerini | 4 |
Ayet içerisindeki 'فَعَلْتَ' kelimesi, Kur'an'da sıkça geçen bir kelimedir ve insanlar arasındaki eylemleri ifade eder. 'كَافِرِينَ' kelimesi ise inkarcılar için kullanılır ve bu terim Kur'an'da yaygın olarak toplumların inkarcı tutumlarını eleştirmek amacıyla kullanılmaktadır. 'أُمُورَك' kelimesi ise, bireylerin ve toplumların yaptıkları işlerin genel yönü hakkında bilgi verir.
فَعَلْتَ
12
كَافِرِينَ
7
أُمُورَك
4
Şuara Suresi 19. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | sen, nankörlerdensin. | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri Meali | Sen nankörlerdensin. | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Sen nankörün birisin! | Edebi |
Mehmet Okuyan | Sen nankörlerdensin. | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | O halde sen nankörlerdensin. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | sen nankörlerden birisin. | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | sen nankörün tekisin. | Edebi |
Yaşar Nuri Öztürk | Nankörlerden birisin sen. | Modern |
Mealler arasında 'nankörlerdensin' ifadesi çoğu mealde ortak bir tercih olarak öne çıkmaktadır. Bu ifadenin tercih edilmesinin sebebi, kelimenin anlamının güçlü bir şekilde vurgulanmak istenmesidir. 'Nankör' terimi, inkarcılığı ve yapılan iyiliğe karşı bir tutumu ortaya koyan bir kelimedir. Ancak bazı meallerde 'nankörün birisin' ya da 'nankörlerin tekisin' gibi varyasyonlar da gözlemlenmektedir. Bu tür değişiklikler, kelimenin anlamını güçlendirme veya farklı bir dilsel ton yaratma amacı taşımaktadır. Genel olarak mealler arasında belirgin bir benzerlik bulunurken, bazı ifadelerde daha edebi ve açıklayıcı bir dil kullanılması dikkat çekmektedir.