Şuara Suresi 48. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Musa ve Harun'un Rabbine. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | “Mûsâ’nın ve Hârûn’un Rabbi’ne.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Musa ve Harun'un Rabbine!" |
Mehmet Okuyan Meali | 47,48. “Âlemlerin Rabbine, yani Musa ve Harun’un Rabbine inanıp güvendik!” demişlerdi. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Mûsa'nın ve Harun'un Rabbine.» |
Süleyman Ateş Meali | Musa'nın ve Harun'un Rabbine. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Musa’nın ve Harun’un Rabbine.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | "Mûsa'nın ve Hârun'un Rabbine." |
Şuara Suresi 48. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Şuara |
Sure Numarası | 26 |
Ayet Numarası | 48 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 19 |
Kur'an Sayfası | 474 |
Toplam Harf Sayısı | 25 |
Toplam Kelime Sayısı | 6 |
Şuara Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir ve genel olarak peygamberlerin kıssalarını, kavimlerin inkârlarını ve Allah'ın kudretini anlatmaktadır. Bu surede, özellikle Hz. Musa ve Hz. Harun'un kıssası ön plana çıkmakta, onların toplumlarına mesajlarını iletme çabaları ile birlikte, bu mesajların nasıl karşılandığına ve sonuçlarına vurgu yapılmaktadır. 48. ayet ise, bu bağlamda Hz. Musa ve Hz. Harun'un Rabbine olan inancı ve güveni ifade eder. Bu durum, Allah'a olan teslimiyetin ve O'na dayanmalarının önemini göstermektedir. Ayrıca, bu ayet, iki peygamberin de misyonları gereği, toplumlarındaki insanlara karşı sorumluluklarını yerine getirme çabalarını da yansıtır. Şuara Suresi, peygamberlerin davetlerinde karşılaştıkları zorlukları, toplumlarının tutumlarını ve nihayetinde Allah'ın iradesinin her şeyin üzerinde olduğunu vurgulayan bir anlatıma sahiptir. Ayetin geçtiği bu surede, genel olarak insanlara doğru yolu göstermeye yönelik bir mesaj bulunmaktadır ve bu doğrultuda Hz. Musa ve Hz. Harun'un Rabbi olan Allah'a olan bağlılıkları ve güvenleri, Kur'an'ın temel öğretisi olan tevhid inancının da bir yansıması olarak öne çıkmaktadır.
Şuara Suresi 48. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
موسى | Musa |
هارون | Harun |
رب | Rab |
Ayetimizdeki temel tecvid kuralları arasında 'idgam' ve 'med' durumları bulunmaktadır. Özellikle 'Musa' ve 'Harun' isimleri düzgün bir şekilde telaffuz edilmelidir. Ayrıca, ayetteki kelimeler genellikle kısa ve özdür, bu da akıcılığı artırır.
Şuara Suresi 48. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
موسى | Musa | 136 |
هارون | Harun | 20 |
رب | Rab | 962 |
Musa, Harun ve Rab kelimeleri Kur'an'da sıklıkla geçen kelimelerdir. Musa ve Harun, peygamberler olarak önemli bir yere sahiptir ve bu nedenle isimlerinin sık kullanılması, onların anlatılan hikâyelerinin ve öğretilerinin genel öneminden kaynaklanmaktadır. Rab kelimesi ise, Allah’ın yüceliği ve otoritesinin sembolü olarak sıkça geçmektedir. Bu kelimelerin tekrar kullanımı, Kur'an'daki tevhid ve peygamberlik temasını güçlendirmektedir.
رب
962
موسى
136
هارون
20
Şuara Suresi 48. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Musa ve Harun'un Rabbine. | Geleneksel |
Diyanet İşleri | Mûsâ’nın ve Hârûn’un Rabbi’ne. | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | Musa ve Harun'un Rabbine! | Edebi |
Mehmet Okuyan | Musa ve Harun’un Rabbine inanıp güvendik! | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Mûsa'nın ve Harun'un Rabbine. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Musa'nın ve Harun'un Rabbine. | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | Musa’nın ve Harun’un Rabbine. | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Mûsa'nın ve Hârun'un Rabbine. | Geleneksel |
Tabloda görüldüğü üzere, 'Musa ve Harun'un Rabbine' ifadesi çoğu mealde ortak bir şekilde kullanılmıştır. Bu durum, hem dilsel açıdan benzerlik taşıması hem de anlamın net ve anlaşılır bir şekilde ifade edilmesi bakımından tercih edilmiş olabilir. Aynı zamanda, bu ifadeler geleneksel olarak Kur'an'ın metninin korunması açısından da önemlidir. Ancak, bazı meallerde 'inanıp güvendik' gibi ifadeler de eklenmiş olup, bu, metnin anlamını genişletmekte ve okuyucuya daha derin bir anlatım sunmaktadır. Genel olarak, mealler arasında belirgin bir dilsel tutarlılık söz konusudur; ancak bazı meallerde seçilen kelimeler ve cümle yapıları açısından farklılıklar dikkat çekmektedir. Bu farklılıklar, söz konusu ayetin anlamını yansıtma biçimlerinde zenginlik oluşturmakta, bu da okuyucunun metne dair farklı bakış açıları geliştirmesine olanak tanımaktadır.