Tevbe Sûresi 32. Ayet
يُر۪يدُونَ
اَنْ
يُطْفِؤُ۫ا
نُورَ
اللّٰهِ
بِاَفْوَاهِهِمْ
وَيَأْبَى
اللّٰهُ
اِلَّٓا
اَنْ
يُتِمَّ
نُورَهُ
وَلَوْ
كَرِهَ
الْكَافِرُونَ
٣٢
Yurîdûne en yutfi-û nûra(A)llâhi bi-efvâhihim veye/ba(A)llâhu illâ en yutimme nûrahu velev kerihe-lkâfirûn(e)
Tevbe Suresi 32. Ayet Meâlleri

Tevbe Suresi 32. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Tevbe |
Sure Numarası | 9 |
Ayet Numarası | 32 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 11 |
Kur'an Sayfası | 467 |
Toplam Harf Sayısı | 112 |
Toplam Kelime Sayısı | 21 |
Tevbe Suresi, İslam'ın ilk dönemlerinde inmiş olup, Mekke dönemindeki zorluklara ve Müslümanların karşılaştığı sıkıntılara ışık tutan ayetler içermektedir. Bu sure, özellikle Müslümanların inançlarını pekiştirmeye, toplumsal ve ahlaki değerlere vurgu yapmaya odaklanmaktadır. Ayet 32, kâfirlerin Allah'ın nurunu söndürme arzularını dile getirmekte ve buna karşılık Allah'ın bu duruma rıza göstermediğini, nurunu tamamlamakta kararlı olduğunu ifade etmektedir. Bu bağlamda, ayet Müslümanlara umut vermekte ve Allah'ın iradesinin her durumda üstün geleceğini vurgulamaktadır. Ayetin geçtiği Tevbe Suresi, genel olarak savaş, cihat ve Müslümanların birlik ve beraberlik içinde olmalarının önemine değinmekte ve toplumsal dayanışmanın gerekliliği üzerinde durmaktadır. Dolayısıyla bu surede, kâfirlerin olumsuz tutumlarına karşı Allah'ın kudret ve iradesinin yüceliği net bir şekilde ortaya koyulmaktadır.
Tevbe Suresi 32. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
نُورَ | nur |
كَافِرُونَ | kâfirler |
يُرِيدُونَ | istiyorlar |
أَنْ | ki |
يُكْمِلَ | tamamlamak |
Ayet içinde idgam (bir harfin diğerine karışması) ve med (uzatma) kuralları yer almaktadır. Özellikle 'نُورَ' kelimesinde med kuralı uygulanmış, 'كَافِرُونَ' kelimesinde ise idgam durumu söz konusu olabilir.
Tevbe Suresi 32. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
نُورَ | nur | 43 |
كَافِرُونَ | kâfirler | 23 |
يُرِيدُونَ | istiyorlar | 8 |
Kelime 'نُورَ' Kur'an'da sıkça geçer çünkü nur, ışık ve rehberlik anlamında kullanılarak, Allah'ın hidayetini sembolize eder. 'كَافِرُونَ' kelimesi, inançsızlık ve karşıtlık anlamında önemli bir yer tutar. Müslümanların inançlarını pekiştiren bu kelimeler, surelerde dinin temel değerlerini ve ahlaki ikazları ifade etmektedir.
نُورَ
43
كَافِرُونَ
23
يُرِيدُونَ
8
Tevbe Suresi 32. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Allah'ın nurunu nefesleriyle söndürsünler | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Allah Teâlâ'nın nûrunu ağızlarıyla söndürmek isterler | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler | Geleneksel |
Yaşar Nuri Öztürk | Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar | Modern |
Tablo incelendiğinde, 'Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar' ifadesinin birçok mealde ortak bir şekilde kullanıldığı görülmektedir. Bu ifade, ayetin ana temasını yansıtmakta ve konunun anlaşılmasını kolaylaştırmaktadır. Diyanet İşleri ve Elmalılı Hamdi Yazır gibi geleneksel mealler, kelimelerin klasik dil yapısına sadık kalırken; Mehmet Okuyan ve Yaşar Nuri Öztürk gibi modern mealler ise daha güncel bir dil kullanmaktadır. Bu farklılıklar, okuyucunun algısına göre değişiklik göstermekte olup, her bir mealin kendi üslup ve yorumuyla ayeti aktarma biçimini ortaya koymaktadır.
Tevbe Sûresi 32. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
Tevbe Sûresi 32. ayet, Allah’ın dinini yaymak ve onun üstünlüğünü sağlamak amacıyla, din düşmanlarının, müslümanlara karşı birleşmeleri ve bu birleşmenin sonuçları hakkında bilgi vermektedir.
- Bakara Suresi 217. Ayet: Bu ayet, inananların ve münafıkların savaşı sırasında karşılaştıkları zorlukları ifade etmekte, düşmanlarla bir araya gelmenin tehlikelerine vurgu yapmaktadır.
- Âl-i İmrân Sûresi 19. Ayet: Bu ayet, Allah katında dinin yalnızca İslam olduğu ve bu dinin doğru yolu gösterdiğini belirtmektedir. Din düşmanlarının planlarının geçersizliğine de işaret eder.
- Hac Suresi 52. Ayet: Bu ayet, geçmişte suretini konuşan, dinin düşmanları ile olan ilişkilerdeki riskleri ve Allah’ın dinine karşı olan hüsranı ifade etmekteyken, Tevbe Sûresi 32. ayet ile benzer bir tema taşımaktadır.
Tevbe Sûresi 32. ayet ve ona ilişkili diğer ayetler, din düşmanlarının birlik ve beraberlik içinde müslümanlarına karşı durduklarını bildirmekte ve Allah'ın dininin sürekli kılınması gerektiği üzerinde durmaktadır. Bu ayetler, Müslümanların, karşılaştıkları zorluklarda başvurabilecekleri ilahi destek hakkında bir teselli sunar ve İslam’ın, tarihin her döneminde karşılaştığı meydan okumalara karşı direnç göstermesi gerektiğini vurgular.
Okumak istediğin ayeti seç