Tevbe Suresi 40. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Siz ona yardım etmezseniz hatırlayın o zamanı ki kafirler, onu yurdundan çıkardıkları zaman yardım etmişti ona. O, iki kişinin ikincisiydi ancak ve hani ikisi de mağaradaydılar, arkadaşına, mahzun olma demişti, şüphe yok ki Allah, bizimle beraberdir. Şüphe yok ki Allah, ona manevi bir kuvvet ve huzur vermişti ve onu, sizin görmediğiniz ordularla kuvvetlendirmişti ve kafir olanların sözlerini alçaltmıştı, Allah'ın sözüyse zaten yüceydi ve Allah, her şeye üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Eğer siz ona (Peygamber’e) yardım etmezseniz, (biliyorsunuz ki) inkâr edenler onu iki kişiden biri olarak (Mekke’den) çıkardıkları zaman, ona bizzat Allah yardım etmişti. Hani onlar mağarada bulunuyorlardı. Hani o arkadaşına, “Üzülme, çünkü Allah bizimle beraber” diyordu. Allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş, sizin kendilerini görmediğiniz birtakım ordularla onu desteklemiş, böylece inkâr edenlerin sözünü alçaltmıştı. Allah’ın sözü ise en yücedir. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Eğer siz ona (Peygamber'e) yardım etmezseniz, Allah ona yardım eder. Hani o kâfirler, onu Mekke'den çıkardıkları vakit sadece iki kişiden biri iken, ikisi de mağarada bulundukları sırada arkadaşına "Üzülme, çünkü Allah bizimledir." diyordu. Allah onun kalbine sükûnet ve kuvvet indirmişti ve onu görmediğiniz bir orduyla desteklemişti. Kâfirlerin sözünü alçaltmıştı. Yüce olan Allah'ın kelimesidir. Ve Allah güçlüdür, hikmet sahibidir. |
Mehmet Okuyan Meali | Siz ona (Tebük’te) yardım etmezseniz (bu önemli değil); kâfir olanlar onu, iki kişinin ikincisi olarak (Mekke’den) çıkardıklarında elbette Allah ona yardım etmişti. Hani onlar mağaradaydı da (Elçi), arkadaşına “Üzülme, şüphesiz ki Allah bizimledir.” diyordu. (Bunun üzerine) Allah ona güven duygusu indirmiş, onu sizin görmediğiniz bir ordu ile desteklemişti. kâfir olanların sözünü alçaltmıştı. Allah’ın sözü gerçek yüce olandır. Allah güçlüdür, doğru hüküm verendir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Eğer siz O'na yardım etmezseniz muhakkak ki, Allah Teâlâ O'na yardım etmiştir. O zaman ki, kâfirler O'nu çıkarmışlardı. O ikinin biri bulunuyordu. O ikisi mağarada bulundukları sıra, o vakitte ki, refikine diyordu: «Mahzun olma, şüphe yok ki Allah Teâlâ bizimle beraberdir.» Artık Allah Teâlâ O'nun üzerine sekîneti indirdi ve bunu da görmediğiniz askerlerle teyid buyurdu ve kâfir olanların sözünü alçalttı. Allah Teâlâ'nın kelimesi ise, o en yüksektir. Ve Allah Teâlâ azîzdir, hakîmdir. |
Süleyman Ateş Meali | Eğer siz o(Hak elçisi)ne yardım etmezseniz, iyi bilin ki, Allah ona yardım etmişti: Hani yalnız iki kişiden biri olduğu halde, inkar edenler kendisini (Mekke'den) çıkardıkları sırada ikisi mağarada iken arkadaşına "Üzülme, Allah bizimle beraberdir!"diyordu. (İşte o zaman) Allah (ona yardım etti) onun üzerine sekine(huzur ve güven duygu)sunu indirdi ve onu, sizin görmediğiniz askerlerle destekledi; inanmayanların sözünü alçattı. Yüce olan, yalnız Allah'ın sözüdür. Allah daima üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Ona yardım etmezseniz etmeyin; Allah yardımını yapmaktadır. Hani bir gün, kâfirler onu, arkadaşıyla birlikte Mekke’den çıkmak zorunda bırakmışlardı da mağarada arkadaşına şöyle demişti: “Üzülme; Allah bizimle beraberdir.” Allah da onları rahatlatmış, görmediğiniz ordularla desteklemiş ve kâfirlerin sözünü yere düşürmüştü. Zaten yüce olan söz, Allah’ın sözüdür. Üstün olan ve doğru kararlar veren Allah’tır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Eğer siz ona yardım etmezseniz bilin ki, Allah ona zaten yardım etmişti. Hani, küfredenler onu iki kişinin ikincisi olarak yurdundan çıkardıklarında, mağarada bulundukları bir sırada arkadaşına şöyle diyordu: "Tasalanma, Allah bizimle!" Bunun üzerine Allah ona sükûnet indirmiş ve kendisini sizin görmediğiniz ordularla desteklemişti de küfre sapanların sözünü sefil kılıp alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise yüce olanın ta kendisidir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. |
Tevbe Suresi 40. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Tevbe |
Sure Numarası | 9 |
Ayet Numarası | 40 |
Sure Türü | Medeni |
Bulunduğu Cüz | 11 |
Kur'an Sayfası | 217 |
Toplam Harf Sayısı | 304 |
Toplam Kelime Sayısı | 72 |
Tevbe Suresi, Medine döneminde inmiştir ve İslam toplumu ile muhalefette bulunan gruplar arasındaki ilişkileri ele almaktadır. Bu sure, Müslümanların karşılaştıkları zorluklar, düşmanlıklar ve inançlarını koruma mücadelesi üzerine bir dizi mesaj içermektedir. Ayet 40, özellikle Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) Mekke’den hicreti esnasındaki bir olayı hatırlatarak, inananların destek vermediği durumlarda Allah'ın yardımının nasıl geldiğini vurgular. Bu bağlamda, ayet, Müslümanların dayanışma ve birliktelik içinde olmalarının önemini belirtir. Özellikle iki kişi halinde mağarada bulundukları sırada, Peygamberimiz'in arkadaşına olan cesaret verici sözleri, Allah'ın yanlarında olduğunu bilmenin verdiği güveni ortaya koyar. Bu olay, Müslümanların tarihte karşılaştıkları zorluklar ve bu zorlukların üstesinden gelirken Allah'ın yardımlarını sıkça hatırlamalarının bir örneğidir. Ayette, Allah'ın Peygamberine indirdiği sükunet ve destek, inananların ruhsal durumunu güçlendirmekte ve zorluklar karşısında asla yalnız olmadıklarını hatırlatmaktadır. Bu sure, dolayısıyla, Müslümanların geçmişteki deneyimlerinden ders almaları ve Allah'a olan güvenlerini tazelemeleri için bir hatırlatma işlevi görmektedir.
Tevbe Suresi 40. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
مَعَ | ile |
إِنَّ | şüphesiz |
تَسْتَنْصِرُو | yardım istemek |
عَزِيزٌ | güçlü |
حَكِيمٌ | hikmet sahibi |
Ayetin tecvid kurallarında, "مَعَ" ve "إِنَّ" kelimelerinde med ve idgam kuralları uygulanmaktadır.
Tevbe Suresi 40. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
عَزِيزٌ | güçlü | 99 |
حَكِيمٌ | hikmet sahibi | 18 |
مَعَ | ile | 23 |
إِنَّ | şüphesiz | 61 |
Bu kelimeler, Kur'an'da sıkça kullanılan kelimelerdir. 'عَزِيزٌ' kelimesi, Allah'ın kudret ve güç sahibi olduğunu vurgulamak için sıkça kullanılmakta, 'حَكِيمٌ' ise Allah'ın her işte hikmetinin bulunduğunu hatırlatmaktadır. 'مَعَ' kelimesi, birlik ve beraberlik anlamlarını taşırken, 'إِنَّ' ise vurgulayıcı bir ifade olarak sıkça geçmektedir. Bu kelimelerin kullanımı, Müslümanların inanç ve değerlerini pekiştirmekte önemli bir rol oynamaktadır.
عَزِيزٌ
99
إِنَّ
61
مَعَ
23
حَكِيمٌ
18
Tevbe Suresi 40. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | O, iki kişinin ikincisiydi ancak | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | inkâr edenler onu iki kişiden biri olarak çıkardıkları zaman | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | O kâfirler, onu Mekke'den çıkardıkları vakit | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | kâfir olanlar onu, iki kişinin ikincisi olarak çıkardığında | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Eğer siz O'na yardım etmezseniz | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Eğer siz o(Hak elçisi)ne yardım etmezseniz | Modern |
Sülemaniye Vakfı | Ona yardım etmezseniz etmeyin | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | bilin ki, Allah ona zaten yardım etmişti | Modern |
Yukarıdaki tabloda farklı meal sahiplerinin kullandığı ifadeler ile tonları yer almaktadır. Çoğu mealde ortak olarak 'yardım etmezseniz' ifadesi kullanılmıştır. Bu ifade, ayetin ana temasını vurgulamakta ve okuyucuya Peygamber'e destek olmanın önemini hatırlatmaktadır. Bazı meallerde ise 'inkâr edenler' gibi ifadeler tercih edilmiştir. Bu da muhalefetin önemine dikkat çekmektedir. Dikkate değer farklılıklar ise, bazı meallerde kullanılan 'Eğer siz O'na yardım etmezseniz' gibi daha geleneksel bir tonun yanı sıra 'bilin ki, Allah ona zaten yardım etmişti' gibi modern bir yaklaşımın da bulunmasıdır. Bu farklılıklar, okuyucunun anlayışına göre çeşitli tonlamalarla mesajın aktarılmasını sağlamaktadır.