Yusuf Suresi 109. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Senden önce gönderdiğimiz kimseler de şehirlerin ahalisinden birtakım adamlardı ancak. Yeryüzünde hiç mi gezmezler de kendilerinden öncekilerin sonucu ne olmuş, görmezler? Ve ahiret yurdu, çekinenler için elbette daha hayırlıdır, hala mı akıl etmezsiniz? |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Biz senden önce de, memleketler halkından ancak kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri peygamber olarak gönderdik. Yeryüzünde dolaşıp da, kendilerinden önce gelenlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Elbette ahiret yurdu Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha iyidir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz? |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Senden önce gönderdiğimiz peygamberler de o memleketlerin halkındandı, onlar da kendilerine vahiy verdiğimiz birtakım erkeklerden başkası değillerdi. Şimdi o yerlerde şöyle bir gezip görmediler mi? Kendilerinden önce gelip geçenlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bir baksalar ya!... Elbette ahiret yurdu müttakiler için daha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı başınıza toplamayacak mısınız? |
Mehmet Okuyan Meali | Senden önce de şehirlerin halkından kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını (peygamber olarak) göndermedik. Kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görmek üzere yeryüzünde hiç mi dolaşmadılar? Ahiret yurdu [takvâ]lı (duyarlı) olanlar için hayırlı olandır. Akıl etmiyor musunuz? |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve senden evvel göndermedik, ancak şehirler ahalisinden kendilerine vahyeder olduğumuz birtakım erler gönderdik. (Münkirler) Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı? Baksalar ya kendilerinden evvelkilerin akıbetleri nasıl olmuştur? Ve elbette ahiret yurdu ittikada bulunmuş olanlar için hayırlıdır. Artık akıl erdiremeyecek misiniz? |
Süleyman Ateş Meali | Senden önce de kentler halkından, yalnız kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başka, (elçi) göndermedik. Yeryüzünde hiç gezmediler mi ki kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görsünler? Korunanlar için ahiret yurdu daha iyidir. Aklınızı kullanmıyor musunuz? |
Süleymaniye Vakfı Meali | Senden önce gönderdiğimiz elçiler, o kentlerin halkından vahyettiğimiz erkeklerdi. Bunlar yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki kendilerinden öncekilerin sonunun ne olduğunu görsünler? Ahiret yurdu Allah’tan çekinerek kendini bozmayanlar için elbette daha iyidir. Aklınızı kullanmaz mısınız? |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Senden önce gönderdiklerimiz de kentler halkından kendilerine vahyettiğimiz bazı erlerden başkası değildi. Yeryüzünde dolaşmadılar mı ki, onlardan öncekilerin akıbeti nice oldu görsünler. Elbette ki âhiret yurdu sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllarınızı kullanmayacak mısınız?" |
Yusuf Suresi 109. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Yusuf |
Sure Numarası | 12 |
Ayet Numarası | 109 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 12 |
Kur'an Sayfası | 246 |
Toplam Harf Sayısı | 216 |
Toplam Kelime Sayısı | 42 |
Yusuf Sûresi, adını Hz. Yusuf'tan alır ve Mekke döneminde inmiştir. Bu sure, Hz. Yusuf'un hayat hikayesi, ailesi, kardeşleri ile olan ilişkileri, çektiği sıkıntılar ve sonunda Mısır'daki yönetimiyle ilgili olayları anlatır. Ayet 109, geçmiş peygamberlerin durumuna ve onların toplumlarından olan bireylerle ilişkilerine dair bir hatırlatma yapmaktadır. Ayet, insanların geçmişte yaşanan olayları gözlemlemeleri ve bu gözlemlerden ders çıkarmaları gerektiğini vurgular. İnsanların akıllarını kullanarak, geçmişteki olaylardan ne gibi sonuçlar çıktığını düşünmeleri gerektiği ifade edilir. Yeryüzünde dolaşmanın ve geçmişin sonuçlarını gözlemlemenin önemi, ahiret hayatının daha hayırlı olduğuna dair bir inançla pekiştirilmiştir. Ayet, toplumlara gönderilen elçilerin de insanlardan seçildiğine, dolayısıyla insanların bu elçiler aracılığıyla kendilerine iletilen mesajlara karşı daha duyarlı olmaları gerektiğine dikkat çeker. Bu bağlamda, insanın aklını kullanarak muhakeme etmesi gerektiği teması ön plana çıkar. Yani, bu ayet, insanlara dünya ve ahiret arasındaki dengeyi düşünmeleri için bir çağrıdır.
Yusuf Suresi 109. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
مَن | kim |
أَهْل | halk |
كَانَ | olmak |
رَجُل | erkek |
أَرْض | yeryüzü |
عَاقِبَة | akıbet |
خَيْر | hayır |
أَكَلَ | akıl |
Ayetin tecvid kuralları açısından dikkat çeken özellikler arasında 'idğam' ve 'med' kuralları bulunmaktadır. Örneğin, bazı kelimelerde 'n' harfi, kendisinden sonra gelen benzer bir harfle birleşerek okunabilmektedir.
Yusuf Suresi 109. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
مُنذ | önce | 9 |
أَهْل | halk | 23 |
خَيْر | hayır | 16 |
Bu kelimeler, Kur'an'da sıkça kullanılarak insanlara öğüt vermek ve geçmişten ders almak temalarını pekiştirmektedir. 'Münz' kelimesi, tarihsel bağlamda insanlara geçmişte yaşananları hatırlatmak ve bu bilgileri günümüzde değerlendirmeleri için bir fırsat sunmaktadır. 'Ahl' kelimesi, toplum ve insan ilişkilerinin önemini vurgulamakta; 'hayır' kelimesi ise insanların ahiret hayatının daha değerli olduğunu ve bu konudaki farkındalığın önemini belirtmektedir.
أَهْل
23
خَيْر
16
مُنذ
9
Yusuf Suresi 109. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | şehirlerin ahalisinden birtakım adamlardı ancak | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | ancak kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri peygamber olarak gönderdik | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | onlar da kendilerine vahiy verdiğimiz birtakım erkeklerden başkası değillerdi | Açıklayıcı |
Mehmet Okuyan | kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını (peygamber olarak) göndermedik | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | ancak şehirler ahalisinden kendilerine vahyeder olduğumuz birtakım erler gönderdik | Geleneksel |
Süleyman Ateş | kentler halkından, yalnız kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başka, (elçi) göndermedik | Modern |
Süleymaniye Vakfı | Ahiret yurdu Allah’tan çekinerek kendini bozmayanlar için elbette daha iyidir | Edebi |
Yaşar Nuri Öztürk | senden önce gönderdiklerimiz de kentler halkından kendilerine vahyettiğimiz bazı erlerden başkası değildi | Açıklayıcı |