يُوسُفَ
Yusuf Sûresi 37. Ayet
قَالَ
لَا
يَأْت۪يكُمَا
طَعَامٌ
تُرْزَقَانِه۪ٓ
اِلَّا
نَبَّأْتُكُمَا
بِتَأْو۪يلِه۪
قَبْلَ
اَنْ
يَأْتِيَكُمَاۜ
ذٰلِكُمَا
مِمَّا
عَلَّمَن۪ي
رَبّ۪يۜ
اِنّ۪ي
تَرَكْتُ
مِلَّةَ
قَوْمٍ
لَا
يُؤْمِنُونَ
بِاللّٰهِ
وَهُمْ
بِالْاٰخِرَةِ
هُمْ
كَافِرُونَۙ
٣٧
Kâle lâ ye/tîkumâ ta’âmun turzekânihi illâ nebbe/tukumâ bite/vîlihi kable en ye/tiyekumâ(c) żâlikumâ mimmâ ‘allemenî rabbî(c) innî teraktu millete kavmin lâ yu/minûne bi(A)llâhi vehum bil-âḣirati hum kâfirûn(e)
Yûsuf dedi ki: "Sizin yiyeceğiniz yemek size gelmeden önce onun ne olduğunu bildiririm. Bu, bana Rabbimin öğrettiklerindendir. Ben, Allah'a inanmayan ve ahireti inkar eden bir milletin dinini bıraktım."