Zümer Suresi 49. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | İnsana bir zarar geldi mi bizi çağırır, sonra katımızdan bir nimet verdik mi ona, der ki: Bana bu nimet, bilgim yüzünden verilmiştir; hayır, o bir sınamadır ve fakat çoğu bilmez. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | İnsana bir zarar dokunduğunda bize yalvarır. Sonra ona tarafımızdan bir nimet verdiğimizde, “Bu, bana ancak bilgim sayesinde verilmiştir” der. Hayır, o bir imtihandır. Fakat onların çoğu bilmezler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Fakat insana bir sıkıntı dokunuverince bize yalvarır, sonra kendisine tarafımızdan bir nimet bahşettiğimiz zaman da: "O bana bir bilgi üzerine verildi." der. Belki bu bir imtihandır, fakat pek çokları bilmezler. |
Mehmet Okuyan Meali | İnsana bir zarar dokunduğu zaman bize yalvarır. Sonra, kendisine tarafımızdan bir nimet verdiğimizde “Bu, bana ancak bilgi(m) sayesinde verilmiştir” der. Hayır! O bir imtihandır fakat çoğu bilmez. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Fakat insana bir zarar dokunduğu vakit Bize dua eder. Sonra ona tarafımızdan bir nîmet verdiğimiz vakit de: «Bana o, şüphe yok ki bir bilgi üzerine verilmiştir» der. Belki o, bir imtihandır. Fakat onların birçokları bilmezler. |
Süleyman Ateş Meali | İnsana bir zarar dokunduğu zaman bize du'a eder. Sonra, ona bizden bir ni'met verdiğimiz vakit; "Bu, (benim) bilgi(m) sayesinde bana verildi" der. Hayır, o bir imtihandır, fakat çokları bilmiyorlar. |
Süleymaniye Vakfı Meali | İnsanın başı sıkışınca bize yalvarır. Sonra iyilik yaparak ona bir fırsat versek “Bu, bana bendeki bir ilme karşılık verildi” der. Oysa fırsat verilmesi bir fitnedir (kendilerini yakan bir imtihandır) ama çoğu bunu bilmez. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | İnsana bir zorluk/zarar dokunduğunda bize yalvarır-yakarır; sonra ona bizden bir nimet lütfettiğimizde şöyle der: "Bu bir ilim sayesinde verildi bana!" Hayır, öyle değil; o bir fitnedir ama onların çokları bilmiyorlar. |
Zümer Suresi 49. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Zümer |
Sure Numarası | 39 |
Ayet Numarası | 49 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 23 |
Kur'an Sayfası | 463 |
Toplam Harf Sayısı | 104 |
Toplam Kelime Sayısı | 19 |
Zümer Suresi, Mekke döneminde inmiştir ve genel olarak insanları tevhid inancına davet eden, Allah’ın birliğini ve kudretini vurgulayan ayetlerden oluşur. Bu surede, özellikle insanların hayatlarındaki zorluklar ve nimetler arasındaki ilişkiye dair önemli mesajlar vardır. Ayet 49, insanın zorluk anında Allah'a yönelip yalvardığını, ancak nimetler geldiğinde bu nimetlerin kendi bilgisiyle elde edildiğini düşündüğünü ifade eder. Bu, insanların genel eğilimlerinin bir yansımasıdır; zorluklar karşısında Allah'a yönelmek, rahatlık anında ise kendi çabalarını öne çıkarmak. Ayetin, insanın sınavlarla olan ilişkisini ve birçok kişinin bu durumu idrak edemediğini belirtmesi, insan psikolojisine dair derin bir gözlem sunmaktadır. Zümer Suresi’nin genel yapısı, inananların Allah’a güvenmesini, O’na yönelmesini ve gerçek bilgiyi yalnızca Allah’tan alacaklarını vurgular. Bu bağlamda ayet, Müslümanların imani duruşlarını güçlendirmeye yönelik bir mesaj içermektedir. İnsanlar, Allah'ın her iki durumda da kendilerine rehberlik ettiğini anlamalı ve bu gerçeği kabullenmelidirler.
Zümer Suresi 49. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
اِنْسَانٌ | İnsan |
نِعْمَةٌ | Nimet |
يَعْلَمُ | Bilir |
دُعَاءٌ | Dua |
امْتِحَانٌ | İmtihan |
فِتْنَةٌ | Fitne |
Ayet içerisinde 'مُعَانٍ' (dua) kelimesi, idgam durumundadır. Ayrıca 'نِعْمَةٌ' (nimet) kelimesinde med kuralı vardır.
Zümer Suresi 49. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
اِنْسَانٌ | İnsan | 17 |
نِعْمَةٌ | Nimet | 10 |
يَعْلَمُ | Bilir | 14 |
دُعَاءٌ | Dua | 8 |
امْتِحَانٌ | İmtihan | 5 |
فِتْنَةٌ | Fitne | 4 |
Ayet içerisinde geçen kelimelerin Kur'an'daki toplam geçiş sayıları, kelimelerin anlamlarıyla bağlantılı olarak önemli bir yansıma sunar. 'İnsan' kelimesi, yaratılış ve insanın davranışları hakkında çokça bilgi vermesi açısından sıkça kullanılır. 'Nimet' kelimesi ise, Allah'ın insanlara verdiği lütufları belirtmek için önemlidir. 'Bilmek' kelimesi, insanın bilgiye olan eğilimini ve bu bağlamda yapılan hataları ifade etmesi nedeniyle sıkça geçmektedir. 'Dua' kelimesi, insanların Allah’a yönelişini temsil ederken, 'imtihan' ve 'fitne' kelimeleri ise yaşamın zorlukları ve bunların insana kattığı deneyimleri ifade etmektedir.
اِنْسَانٌ
17
يَعْلَمُ
14
نِعْمَةٌ
10
دُعَاءٌ
8
امْتِحَانٌ
5
فِتْنَةٌ
4
Zümer Suresi 49. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Beni çağırır | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Bize yalvarır | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Bize yalvarır | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Bize yalvarır | Geleneksel |
Ömer Nasuhi Bilmen | Bize dua eder | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Bize dua eder | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | Bize yalvarır | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | Bize yalvarır-yakarır | Açıklayıcı |
İncelenen meallerde 'yalvarmak' ve 'dua etmek' gibi ifadelerin sıkça kullanıldığı görülmektedir. 'Bize yalvarır' ifadesi, çoğu mealde tercih edilen ortak bir anlatımla karşılık bulurken, 'dua eder' ifadesi de bazı meallerde bulunmakta. Bu iki ifade, insanın Allah'a yönelişini ve zorluk anlarındaki duygusal hali ifade etmektedir. Mealler arasındaki varyasyonlar, kelimelerin anlamına göre dilsel ve ifade tarzı açısından farklılıklar yaratmaktadır. Örneğin, Abdulbaki Gölpınarlı'nın 'Beni çağırır' ifadesi, dua etmenin yanı sıra bir hitap şeklini öne çıkarırken, diğer mealler bu durumu daha genel bir dille açıklamaktadır. Bu durum, meallerin dilsel tonları üzerinde de farklı etkilere yol açmıştır. Bazı mealler daha geleneksel bir dil kullanırken, bazıları modern ifadelerle durumu açıklamayı tercih etmiştir.