Âl-i İmrân Suresi 10. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Kafir olanları, Allah katında, ne malları birşeyden kurtaRabilir, ne evlatları. Onlardır ateşin yakacağı kişiler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Şüphesiz, inkâr edenlere, ne malları, ne de evlatları Allah’a karşı hiçbir fayda sağlar. Onlar ateşin yakıtıdırlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Gerçek şu ki, kâfirlere, Allah'tan gelecek bir zararı, ne malları, ne de evlatları engelleyemez. İşte onlar, o ateşin yakıtı olacaklar. |
Mehmet Okuyan Meali | Şüphesiz ki kâfir olanların malları da çocukları da Allah’a karşı onlara hiçbir şeyde asla yarar sağlamayacaktır. İşte onlar -evet onlar- cehennemin yakıtıdır. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O kimseler ki kâfir oldular, onların malları ve evlatları onlar için Allah Teâlâ'nın nezdinde hiçbir fayda vermez ve onlar işte ateşin çırasıdırlar. |
Süleyman Ateş Meali | İnkar edenler var ya, ne malları, ne de çocukları onlara, Allah'a karşı hiçbir yarar sağlamaz. Onlar ateşin yakıtıdırlar; |
Süleymaniye Vakfı Meali | Ayetleri görmezlikte direnenleri (kâfirleri), Allah’ın cezasından ne malları ne de çocukları kurtarabilir. Onlar cehennem yakıtıdırlar. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Küfre sapanlara gelince, onların malları da çocukları da Allah'a karşı kendilerine hiçbir yarar sağlamayacaktır. Onlar, işte onlar, ateşin yakıtıdırlar. |
Âl-i İmrân Suresi 10. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Âl-i İmrân |
Sure Numarası | 3 |
Ayet Numarası | 10 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 3 |
Kur'an Sayfası | 138 |
Toplam Harf Sayısı | 90 |
Toplam Kelime Sayısı | 21 |
Âl-i İmrân Suresi, adını İmrân ailesinden, özellikle Hz. Mûsa ve Hz. İsa'nın annesi Meryem'in ailesinden alır. Mekke döneminde inen bu sure, Müslümanların inançlarını pekiştirmek ve onlara cesaret vermek amacıyla indirilmiştir. Ayet 10, bu sure içerisinde önemli bir yer tutar ve inkâr edenlerin durumunu ele alır. Ayet, inkarcıların sahip olduğu mal ve çocukların, Allah katında onlara hiçbir fayda sağlamayacağını belirtir. Bu bağlamda, inkârın sonuçları üzerinde durulmakta ve ahiret inancının önemi vurgulanmaktadır. Sure, genel olarak Allah'ın birliğini, İslam'ın hakikatlerini, insanın yaratılış amacını ve ahiret hayatını anlatan bir yapıdadır. Ayrıca, Müslümanlara karşı yapılan düşmanlıklar ve bu düşmanlıklara karşı nasıl bir tavır takınmaları gerektiği de ele alınmaktadır. Ayetin bağlamında, Kur'an'da sıkça işlenen bir tema olan ahiret ve bunun getirdiği sorumluluklar dile getirilmektedir. İnkâr edenlerin durumunu açıklayan bu ayet, hem bir uyarı hem de bir gerçekliği ifade etmektedir. Müslümanların bu tür ayetler üzerinden kendi inançlarını ve değerlerini koruma konusunda daha dikkatli olmaları gerektiği işaret edilmektedir.
Âl-i İmrân Suresi 10. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كَافِرِينَ | inkâr edenler |
مَالٌ | mal |
وَلَدٌ | evlat |
Ayet içerisinde dikkat çeken temel dil bilgisi kurallarından biri, 'idgam' kuralıdır. Özellikle 'وَلَدٌ' kelimesinin 'و' harfi ve 'كَافِرِينَ' kelimesinde 'كَ' harfi arasındaki bağlantıda, seslerin birleşimi etkili bir şekilde ifade edilmiştir. Bu durum, okuyucunun akıcılığını sağlamak amacıyla tecvid kurallarına uygun bir biçimde sunulmaktadır.
Âl-i İmrân Suresi 10. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كَافِرِينَ | inkâr edenler | 17 |
مَالٌ | mal | 11 |
وَلَدٌ | evlat | 9 |
Âl-i İmrân Suresi'nin 10. ayetinde geçen kelimelerin Kur'an'daki toplam geçiş sayıları, bu kavramların önemini vurgulamaktadır. Özellikle 'كَافِرِينَ' kelimesi, inkarcılığın tehlikelerini ve sonuçlarını anlatmak için sıkça kullanılmaktadır. 'مَالٌ' ve 'وَلَدٌ' kelimeleri ise, insanların dünyadaki en değerli varlıklarının kaynağını oluşturarak, ahiret hayatındaki geçerliliklerini sorgulamaktadır. Bu kelimelerin tekrarı, inkar edenlerin dünya üzerindeki maddi değerlerinin, ahiretteki ruhsal değerleriyle karşılaştırıldığında önemsiz olduğunu vurgulamak içindir.
كَافِرِينَ
17
مَالٌ
11
وَلَدٌ
9
Âl-i İmrân Suresi 10. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Kafir olanları, Allah katında, ne malları birşeyden kurtarabilir | Geleneksel |
Diyanet İşleri | inkâr edenlere, ne malları, ne de evlatları Allah’a karşı hiçbir fayda sağlar | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | kâfirlere, Allah'tan gelecek bir zararı, ne malları ne de evlatları engelleyemez | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | kâfir olanların malları da çocukları da Allah’a karşı onlara hiçbir şeyde asla yarar sağlamayacaktır | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | kâfir oldular, onların malları ve evlatları onlar için Allah Teâlâ'nın nezdinde hiçbir fayda vermez | Geleneksel |
Süleyman Ateş | İnkar edenler var ya, ne malları, ne de çocukları onlara, Allah'a karşı hiçbir yarar sağlamaz | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | kâfirleri, Allah’ın cezasından ne malları ne de çocukları kurtarabilir | Geleneksel |
Yaşar Nuri Öztürk | küfre sapanlara gelince, onların malları da çocukları da Allah'a karşı kendilerine hiçbir yarar sağlamayacaktır | Modern |
Tabloda görüldüğü üzere, ayetin çeşitli meallerinde kullanılan ifadelerde bazı ortaklıklar ve farklılıklar bulunmaktadır. Genel olarak, 'malları' ve 'çocukları' gibi ifadeler hemen hemen tüm meallerde yer almakta, bu durum ayetın ana mesajını güçlendirmektedir. Özellikle, 'kâfir' terimi de çoğu mealde benzer şekillerde kullanılmıştır. Bununla birlikte bazı meallerde daha modern bir dil kullanmayı tercih eden ifadeler dikkat çekmektedir. Örneğin, Mehmet Okuyan ve Yaşar Nuri Öztürk'ün meallerinde daha akıcı ve güncel bir dil tercih edilmiştir. Diğer yandan, geleneksel meallerde ise daha klasik bir anlatım tarzı korunmuş. Bu durum, okuyucunun hedef kitlesine göre metinlerin nasıl şekillendiğini göstermektedir. Özetle, mealler arasında hem anlam açısından benzerlikler hem de farklılıklar bulunmaktadır; ancak genel olarak ayetin temel mesajı korunmuştur.