Âl-i İmrân Suresi 127. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | O, kafirlerin ileri gelenlerinden bir kısmını öldürmek, bir kısmını da baş aşağı edip ümitsiz bir hale getirerek döndürmek için yardım etti size. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Bir de Allah bunu, inkâr edenlerden bir kısmını helâk etsin veya perişan etsin de umutsuz olarak dönüp gitsinler diye yaptı. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Allah bu yardımı) inkâr edenlerden bir kısmını kessin veya perişan etsin de umutsuz olarak dönüp gitsinler (diye yaptı). |
Mehmet Okuyan Meali | (Allah) kâfir olanlardan bir kısmının kenarını (kökünü) kessin veya onları perişan etsin de umutsuz olarak geri dönsünler diye (size yardım eder). |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Tâ ki, o küfredenlerden bir kısmını kessin, veya onları mağlûp etsin de hâip ve hâsir oldukları halde geri dönüp git- sinler. |
Süleyman Ateş Meali | İnkar edenlerden bir kısmını kessin ve perişan etsin de umutsuz olarak dönüp gitsinler diye (size yardım eder). |
Süleymaniye Vakfı Meali | Bu desteği, kâfirlerin bir bölümünü koparıp atmak, perişan etmek veya kaybetmiş olarak geri dönmeleri için verir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Allah bunu yaptı ki, küfre sapanlardan bir kısmını bölüp ayırsın veya onları zelîl etsin de yıkık ve ürkek bir halde dönüp gitsinler. |
Âl-i İmrân Suresi 127. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Âl-i İmrân |
Sure Numarası | 3 |
Ayet Numarası | 127 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 4 |
Kur'an Sayfası | 104 |
Toplam Harf Sayısı | 83 |
Toplam Kelime Sayısı | 16 |
Âl-i İmrân Suresi, İslam'ın erken dönemlerinde, yani Mekke'de inmiştir. Genel olarak, bu sure, Müslüman topluluğun karşılaştığı zorlukları ve bu zorluklar karşısında Allah'ın yardımını anlatmaktadır. Ayet 127, bu bağlamda, Allah'ın, inkâr edenlere karşı bir yardım olarak belirli bir eylemde bulunduğunu ifade etmektedir. Bu eylem, inkârcıların bir kısmının helak edilmesi veya perişan edilmesi şeklinde tezahür etmektedir. Ayet, savaş sırasında Allah'ın desteğinin nasıl tecelli ettiğine ve bu süreçte inkârcıların karşılaştıkları sonuçlara vurgu yapmaktadır. Ayet, savaşın ve mücadelelerin yaşandığı bir dönemde, inananların moral bulmasını ve Allah'a olan güvenlerini artırmayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda, bu tür olayların, inançları zayıf olanlar için bir uyarı niteliği taşıdığına da dikkat çekmektedir. Tarihsel bağlamda, bu sure ve ayet, Müslümanların ilk dönemdeki sıkıntıları ve bu sıkıntılar karşısında Allah'ın yardımını anlama çabalarını yansıtmaktadır.
Âl-i İmrân Suresi 127. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كَافِرِينَ | inkâr edenler |
مَجْزُوْرٌ | kesilmiş, yok edilmiş |
يُحْبَطُ | baş aşağı çevrilmek |
Ayet içinde 'كَافِرِينَ' (inkâr edenler) kelimesi, inkâr eden toplulukları ifade eder. 'مَجْزُوْرٌ' (kesilmiş) kelimesi, Allah'ın bu topluluk üzerindeki eyleminin sonucunu belirtir. 'يُحْبَطُ' (baş aşağı çevrilmek) ise, düşmanın durumunu ve umutsuzluğa düşüşünü ifade etmektedir. Tecvid açısından bakıldığında, ayette 'idgam' kuralları göze çarpmaktadır. Özellikle, bir kelimenin iki harfin birleşmesi durumunda 'idgam' kuralı devreye girmektedir.
Âl-i İmrân Suresi 127. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كَافِرِينَ | inkâr edenler | 45 |
مَجْزُوْرٌ | kesilmiş | 5 |
يُحْبَطُ | baş aşağı çevrilmek | 3 |
Ayet içerisinde geçen kelimelerden 'كَافِرِينَ' (inkâr edenler) kelimesi, Kur'an'da sıkça kullanılan bir terimdir, bu da onun İslam’da inkârın ciddiyetini vurgulamak için önemli olduğunu gösterir. 'مَجْزُوْرٌ' (kesilmiş) kelimesi ise, nadir kullanımlara sahip olup, düşmanın durumu hakkında daha spesifik bir bilgi sunar. 'يُحْبَطُ' (baş aşağı çevrilmek) kelimesinin de birkaç defa geçtiği gözlemlenmektedir. Bu kelimelerin sıklığı, Kur'an'ın temas ettiği inançsal konuları derinlemesine anlatabilme çabasının bir parçasıdır.
كَافِرِينَ
45
مَجْزُوْرٌ
5
يُحْبَطُ
3
Âl-i İmrân Suresi 127. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | kafirlerin ileri gelenlerinden bir kısmını öldürmek | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | inkâr edenlerden bir kısmını helâk etsin | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | inkâr edenlerden bir kısmını kessin | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | kafir olanlardan bir kısmının kenarını kessin | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | o küfredenlerden bir kısmını kessin | Geleneksel |
Süleyman Ateş | inkar edenlerden bir kısmını kessin | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | kâfirlerin bir bölümünü koparıp atmak | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | küfre sapanlardan bir kısmını bölüp ayırsın | Modern |
Bu mealler arasında en çok dikkat çeken ortak ifade 'inkâr edenlerden bir kısmını kessin' ifadesidir. Bu ifade, çoğu mealde benzer bir şekilde kullanılmış ve inkar edenlerin durumunu açıklayıcı bir dille ele alınmıştır. Geleneksel mealler (Diyanet, Elmalılı Hamdi Yazır, Ömer Nasuhi Bilmen, Süleyman Ateş) daha çok klasik Arapça terimlerini tercih ederken, modern mealler (Mehmet Okuyan, Yaşar Nuri Öztürk) daha sade bir dil kullanmayı tercih etmiştir. Bu durum, her iki yaklaşımın dinleyici kitlesine göre farklılık gösterdiğini göstermektedir. Geleneksel mealler, Arapça'nın orijinal ifadelerine daha çok sadık kalırken, modern mealler, anlaşılabilirliği artırmaya yönelik bir çaba içerisinde olmuşlardır. Bu farklılaşma, anlamda ciddi bir değişim yaratmamaktadır; daha çok dilsel tercihlerin bir yansımasıdır.