Âl-i İmrân Suresi 129. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Allah'ındır göklerde ne varsa ve yeryüzünde ne varsa. Dilediğini yarlıgar, dilediğine azap eder ve Allah yarlıgayıcıdır, rahimdir. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Göklerdeki her şey ve yerdeki her şey Allah’ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. Dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir. |
Mehmet Okuyan Meali | Göklerde ve yerde ne varsa hepsi yalnızca Allah’a aittir. (Allah) dileyeni (layık gördüğünü) bağışlar; dileyene (layık gördüğüne) azap eder. Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve göklerde ne varsa, yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Dilediğine mağfiret eder ve dilediğini muazzeb kılar, ve Allah Teâlâ gafûrdur, rahîmdir. |
Süleyman Ateş Meali | Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. (O), dilediğini bağışlar, dilediğine azabeder, Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. O, affı hak edeni affeder, azabı hak edene de azap eder. Bağışlaması çok, iyiliği bol olan Allah’tır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah'ındır. Dilediğini/dileyeni affeder; dilediğine/dileyene azap eder. Allah çok affedici, çok merhametlidir. |
Âl-i İmrân Suresi 129. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Âl-i İmrân |
Sure Numarası | 3 |
Ayet Numarası | 129 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 4 |
Kur'an Sayfası | 85 |
Toplam Harf Sayısı | 107 |
Toplam Kelime Sayısı | 26 |
Âl-i İmrân Suresi, İslamiyet'in temel inançları ve ahlaki prensipleri üzerinde durarak, toplumun birlik ve beraberliğini teşvik eden bir anlayışla inmiştir. Mekke döneminde nazil olan bu sure, Müslümanların inançlarını pekiştirmeyi ve onları bir araya getirmeyi amaçlamaktadır. Bu sure, Allah’ın birliğini, peygamberleri, ahiret hayatını ve insanın bu dünyadaki sorumluluklarını anlatan önemli temalara sahiptir. Ayet 129, Allah’ın mutlak egemenliğini ve iradesini vurgulamakta, aynı zamanda bağışlama ve azap etme yetkisini de dile getirmektedir. Bu bağlamda, ayet, insanların davranışlarının önemini ve Allah’ın bu davranışlara karşı tutumunu ifade etmektedir. Özellikle, Allah’ın affediciliği ve merhameti üzerinde durulması, müminlerin umudunu artırmakta ve onlara da benzer bir davranış sergilemeleri gerektiğini hatırlatmaktadır. Ayet, genel olarak insanın özgür iradesi ile Allah’ın iradesi arasındaki dengeyi de gözler önüne sermektedir. Bu denge, insanın kendi seçimlerinin sonuçlarıyla yüzleşmesini ve ilahi adaletin tecellisini simgelemektedir.
Âl-i İmrân Suresi 129. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
الْخَالِقُ | yaratıcı |
مَغْفِرَةٌ | bağışlama |
رَحْمَةٌ | rahmet |
Ayetin telaffuzunda dikkat edilmesi gereken bazı tecvid kuralları bulunmaktadır. İdgam (bir harfin diğerine katılması) kuralları gibi, bazı ifadelerde med (uzatma) kuralları da uygulanmaktadır. Bu durum, ayetin akışını ve anlamını daha da derinleştirir.
Âl-i İmrân Suresi 129. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
الْخَالِقُ | yaratıcı | 12 |
مَغْفِرَةٌ | bağışlama | 39 |
رَحْمَةٌ | rahmet | 57 |
Bu ayette geçen önemli kelimeler olan 'yaratıcı', 'bağışlama', ve 'rahmet', Kur'an'da sıkça yer bulmaktadır. Bu kelimelerin çok kullanılması, İslam inancının temel unsurlarından biri olan Allah’ın merhametini, bağışlama yetkisini ve yaratıcılığını ifade etmektedir. Bu, insanlara yönelik bir mesaj niteliği taşır ve onlara umut ve güven verir.
رَحْمَةٌ
57
مَغْفِرَةٌ
39
الْخَالِقُ
12
Âl-i İmrân Suresi 129. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | dilediğini yarlıgar | Geleneksel |
Diyanet İşleri | O, dilediğini bağışlar | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | Dilediğini bağışlar | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | dileyeni bağışlar | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Dilediğine mağfiret eder | Geleneksel |
Süleyman Ateş | dilediğini bağışlar | Modern |
Süleymaniye Vakfı | affı hak edeni affeder | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | dilediğini/dileyeni affeder | Modern |
Tabloda görüldüğü üzere, çoğu mealde ortak olarak kullanılan ifadeler 'dilediğini bağışlar' ve 'affeder' şeklindedir. Bu ifadeler, Allah'ın affediciliğini vurgulamakta ve bu konudaki ortak anlayışı yansıtmaktadır. Ancak, bazı meallerde farklı dilsel tonlar mevcuttur; örneğin, 'yarlıgar' ve 'mağfiret eder' gibi ifadeler geleneksel bir dil kullanırken, diğer mealler daha modern bir dil tercih etmektedir. Bu farklılık, okuyucu kitlesinin beklentilerine göre şekillenmiştir. Geleneksel ifadeler, daha klasik bir okuma deneyimi sunarken, modern ifadeler ise daha güncel bir anlayış sunma amacındadır. Sonuç olarak, bu farklılıklar, anlamda çok büyük bir sapma yaratmadan, okuyuculara farklı algı ve deneyimler sunmaktadır.