Âl-i İmrân Sûresi 161. Ayet
وَمَا
كَانَ
لِنَبِيٍّ
اَنْ
يَغُلَّۜ
وَمَنْ
يَغْلُلْ
يَأْتِ
بِمَا
غَلَّ
يَوْمَ
الْقِيٰمَةِۚ
ثُمَّ
تُوَفّٰى
كُلُّ
نَفْسٍ
مَا
كَسَبَتْ
وَهُمْ
لَا
يُظْلَمُونَ
١٦١
Vemâ kâne linebiyyin en yaġulle vemen yaġlul ye/ti bimâ ġalle yevme-lkiyâme(ti)(c) śümme tuveffâ kullu nefsin mâ kesebet vehum lâ yuzlemûn(e)
Âl-i İmrân Suresi 161. Ayet Meâlleri

Âl-i İmrân Suresi 161. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Âl-i İmrân |
Sure Numarası | 3 |
Ayet Numarası | 161 |
Sure Türü | Medeni |
Bulunduğu Cüz | 3 |
Kur'an Sayfası | 97 |
Toplam Harf Sayısı | 179 |
Toplam Kelime Sayısı | 38 |
Âl-i İmrân Suresi, Müslüman toplumu için önemli olan inanç, ahlak ve sosyal ilişkiler üzerine birçok temel prensibi içermektedir. Bu sure, 3. sure olarak Medine döneminde nazil olmuştur ve özellikle Müslümanların diğer din mensuplarıyla olan ilişkilerine, Peygamberlerin sorumluluklarına, iman ve ahlak konularına vurgu yapmaktadır. Ayet 161, Peygamberlerin emanete hıyanet edemeyeceğine dair güçlü bir ifade içermektedir. Bu bağlamda, Peygamberlerin kamu malı gibi önemli sorumlulukları taşıdığı ve bu sorumluluklara uygun bir şekilde hareket etmelerinin gerekliliği anlatılmaktadır. Ayet, aynı zamanda kıyamet gününde herkesin kazandığı şeylerle birlikte huzura geleceği ve kimseye zulmedilmeyeceği mesajını vermektedir. Bu, adaletin ve hesap vermenin önemini vurgulayan bir hatırlatmadır. Sure, genel olarak İslam toplumunun değerleri ve bu değerlerin korunması ile ilgili prensipleri ortaya koyar.
Âl-i İmrân Suresi 161. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
نَبِيٌّ | Peygamber |
خِيَانَةٌ | Hıyanet |
يَوْمَ | Gün |
Ayetin içerisindeki kelimelerde dikkat çeken tecvid kuralları arasında 'idgam' ve 'med' kuralları yer almaktadır. Özellikle 'يَوْمَ' kelimesinin ardından gelen kelimelerde önemli bir akış sağlanarak dinleyiciye akıcı bir şekilde iletilmektedir.
Âl-i İmrân Suresi 161. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
نَبِيٌّ | Peygamber | 80 |
خِيَانَةٌ | Hıyanet | 6 |
يَوْمَ | Gün | 70 |
Ayet içerisindeki kelimelerin Kur'an'daki toplam geçiş sayıları, kelimelerin önemini ve sıklığını göstermektedir. Örneğin, 'نَبِيٌّ' kelimesi, Peygamberlik kavramının merkezî bir yer tuttuğunu ve bu konunun Kur'an'da sıkça ele alındığını göstermektedir. 'خِيَانَةٌ' kelimesinin az sayıda kullanılması, bu tür davranışların ne kadar tehlikeli olduğunu vurgulamaktadır. 'يَوْمَ' kelimesi ise kıyamet gününü hatırlatarak bu ayetin bağlamındaki hesap verme konusunun önemini pekiştirmektedir.
نَبِيٌّ
80
يَوْمَ
70
خِيَانَةٌ
6
Âl-i İmrân Suresi 161. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | emanete hıyanet etmez | Geleneksel |
Diyanet İşleri | emanete hıyanet etmesi düşünülemez | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | Hiçbir peygambere ganimet malını gizlemesi yaraşmaz | Edebi |
Mehmet Okuyan | emanete ihanet etmesi yakışmaz | Geleneksel |
Ömer Nasuhi Bilmen | emanete hiyânet etmek sahih olamaz | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Bir peygamberin aşırması, hiyanet etmesi, olur şey değildir | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Bir nebînin güveni kötüye kullanma hakkı yoktur | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | emanete hıyanet etmesi/kamu malından aşırması olacak şey değildir | Açıklayıcı |
Mealler arasında ortak ifadelerden biri 'emanete hıyanet etmesi' ifadesidir. Bu, ayetin ana temasını yansıtarak, Peygamberlerin sorumluluklarına vurgu yapmaktadır. Diyanet İşleri'nin 'emanete hıyanet etmesi düşünülemez' ifadesi ise daha modern bir dil kullanırken, Elmalılı Hamdi Yazır'ın ifadesi daha edebi bir yapı sergilemektedir. 'Hiçbir peygambere ganimet malını gizlemesi yaraşmaz' ifadesi ise daha açık ve net bir şekilde durumu ifade etmektedir. Farklı meallerde görülen bu çeşitlilik, dilsel zenginliği ve anlamı zenginleştirme çabasını ortaya koymaktadır. Bazı ifadelerde ise anlam açısından ciddi farklılıkların olduğu görülmektedir. Örneğin, bazı meallerde 'hiçbir peygamberin hıyanet etmesi' ifadesi tercih edilirken, diğerlerinde 'hiçbirine yakışmaz' gibi daha soyut bir dil kullanılmıştır.
Âl-i İmrân Sûresi 161. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
Âl-i İmrân Sûresi 161. ayet, bir peygamberin veya bir komutanın, insanları savaşta liderlik yaparken, kendi gücünün ya da uluslararası destek ve yardımın olsa bile başkalarının gücünü önemli ölçüde artırabilecek bir sorumluluk üstlendiğini vurgular.
- Bakara Suresi 249. Ayet: Bakara 249. ayette, Talut'un ordusunun düşmanla karşılaştığında, Allah'ın onlara yardım edeceği belirtiliyor. Bu, liderlik pozisyonundaki kişilerin, sadece kendi güçlerine değil, Allah'ın yardımına güvenmeleri gerektiğini vurgulamakta.
- Muhammed Suresi 35. Ayet: Muhammed 35. ayette, müminlerin, ihtiyatlarını alırken Allah'a güvenmeleri gerektiği ifade ediliyor. Âl-i İmrân 161 ile bağlantılı olarak, bu ayet de liderlerin ve müminlerin Allah'a bağlılıklarını ortaya koyar.
- Kehf Sûresi 110. Ayet: Kahf 110. ayette, Allah'a muhtaç olunması ve O'nun gücünün her şeyden üstün olduğu dile getiriliyor. Bu, Âl-i İmrân 161 ile paralel bir mesaj vererek, gerçek gücün yalnızca Allah'ta olduğu gerçeğini pekiştiriyor.
Tüm bu ayetler birlikte, liderlerin ve inananların Allah'a güvenmeleri ve bu güvenle hareket etmeleri gerektiğini ortaya koyar. Başarı ve güç, sadece insanî çabalarla değil, aynı zamanda İlahi yardım ve desteğin varlığıyla mümkün olabilir.
Okumak istediğin ayeti seç