Âl-i İmrân Suresi 64. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | De ki: Ey kitap ehli, gelin aramızda eşit olan tek söze: Ancak Allah'a kulluk edelim, ona hiçbir şeyi eş ve ortak etmeyelim, Allah'ı bırakıp da bazılarımız, bazılarımızı Tanrı tanımayalım. Gene de yüz döndürürlerse deyin ki tanık olun, özümüzü Tanrıya teslim edenleriz biz. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | De ki: “Ey kitap ehli! Bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin: Yalnız Allah’a ibadet edelim. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâh edinmesin.” Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: “Şahit olun, biz müslümanlarız.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | De ki: Ey kitap ehli! Sizinle bizim aramızda ortak olan bir söze geliniz. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Şahit olun biz müslümanlarız". |
Mehmet Okuyan Meali | De ki: “Ey kitap ehli! Sizinle bizim aramızdaki eşit (ortak) bir söze gelin: Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim; O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Kimimiz kimimizi Allah’ın peşi sıra rabler edinmeyelim!” Yüz çevirirlerse (kitap ehline) “Şahit olun ki biz müslümanlarız” deyin. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Ey ehl-i kitap! Bizim ile sizin aranızda müsavî olan bir kelimeye geliniz. Allah Teâlâ'dan başkasına ibadet etmeyelim. Ve O'na hiç bir şeyi şerik kılmayalım. Ve Allah Teâlâ'dan başka bazımız bazımızı rab ittihaz etmesin.» Eğer yüz çevirirlerse deyiniz ki, «Şahit olunuz, bizler muhakkak müsIümanlarız.» |
Süleyman Ateş Meali | De ki: "Ey Kitap ehli, bizim ve sizin aranızda eşit olan bir kelimeye gelin: "Yalnız Allah'a tapalım. O'na hiçbirşeyi ortak koşmayalım; birbirimizi Allah'tan başka tanrılar edinmeyelim." Eğer yüz çevirirlerse; "Şahid olun, biz müslümanlarız!" deyin. |
Süleymaniye Vakfı Meali | De ki: "Ey Ehl-i Kitap! Size göre de bize göre de doğru olan ortak şu söze gelin: Allah'tan başkasına kul olmayalım. Ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Birimiz, Allah'tan önce birilerini rabler edinmesin.” Yüz çevirirlerse deyin ki: "Şahit olun, biz Allah’a teslim olmuş kimseleriz." |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | De ki: "Ey Ehlikitap! Sizin ve bizim aramızda aynı olan şu söze gelin: "Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah'ın berisinden birbirimizi rabler edinmeyelim!" Eğer yüz çevirirlerse şöyle söyle: "Tanık olun, biz müslümanlarız/Allah'a teslim olanlarız!" |
Âl-i İmrân Suresi 64. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Âl-i İmrân |
Sure Numarası | 3 |
Ayet Numarası | 64 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 3 |
Kur'an Sayfası | 106 |
Toplam Harf Sayısı | 232 |
Toplam Kelime Sayısı | 40 |
Âl-i İmrân Suresi, adını İmrân ailesinden alır ve genel olarak iman, ahlak, toplumsal ilişkiler ve savaş konularını işler. Mekke döneminde inen bu sure, Müslümanların inançlarının güçlendirilmesi ve yalnızca Allah'a ibadet etmeleri gerektiğinin vurgulanması açısından önem taşır. 64. ayet, kitabı olan diğer din mensuplarına, yani 'Ehl-i Kitap'a yönelik bir çağrıdır. Bu çağrı, ortak bir anlayışa ve ibadet biçimine dayanmaktadır. Ayet, Allah'a ibadet etmenin yanı sıra, O'na ortak koşmaktan kaçınmayı da vurgulamaktadır. Bu, hem İslam'ın özünü anlatan bir mesaj hem de farklı inançlar arasında bir uzlaşma ve diyalog çağrısıdır. 64. ayet, Müslümanların diğer din mensuplarıyla olan ilişkilerini düzenleyen temel ilkeleri içerir. Surenin bağlamında, bu ayet, Müslümanların inancını güçlendirmeyi ve diğer inanç gruplarıyla olan ilişkilerde ortak bir zeminde buluşmayı teşvik eder. Bu yaklaşım, sosyal barış ve bir arada yaşama kültürünün oluşmasına katkı sağlamayı amaçlar. Yine, bu ayette 'yüz çevirmek' ifadesi, inanmayanların çağrıya karşı olan tutumlarını belirtmektedir. Sonuç olarak, ayet, Müslümanların kendilerine düşen sorumlulukları hatırlatırken, aynı zamanda diğer inanç gruplarıyla diyalog kurma gerekliliğine de işaret eder.
Âl-i İmrân Suresi 64. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كَلِمَةٌ | söz |
أَللَّهَ | Allah |
عِبَادَةٌ | ibadet |
شَرِيكٌ | ortak |
شَاهِدٌ | şahit |
Ayetin Arapça metninde bazı önemli tecvid kuralları bulunmaktadır. Örneğin, 'لَا إِلَٰهَ إِلَّا' kısmında med ve idgam kuralları devreye girmektedir.
Âl-i İmrân Suresi 64. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كَلِمَةٌ | söz | 24 |
أَللَّهَ | Allah | 2699 |
عِبَادَةٌ | ibadet | 28 |
شَرِيكٌ | ortak | 11 |
شَاهِدٌ | şahit | 12 |
Kur'an'da geçen kelimeler, belirli kavramların ve temaların vurgulanması açısından sıkça kullanılmaktadır. Özellikle 'Allah' kelimesi, İslam'ın temelini oluşturan bir kavramdır ve bu nedenle en fazla geçen kelimedir. 'Söz' kelimesi de, iletişim ve anlaşma önemini vurgulamak için sıklıkla yer alıyor. Diğer yandan, ibadet, ortak ve şahit kelimeleri, dinin kurallarını ve sosyal ilişkilerde dikkat edilmesi gereken hususları ifade eder.
أَللَّهَ
2699
عِبَادَةٌ
28
كَلِمَةٌ
24
شَاهِدٌ
12
شَرِيكٌ
11
Âl-i İmrân Suresi 64. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | eşit olan tek söze | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | ortak bir söze gelin | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | ortak olan bir söze | Açıklayıcı |
Mehmet Okuyan Meali | eşit (ortak) bir söze | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | müsavî olan bir kelimeye | Geleneksel |
Süleyman Ateş Meali | eşit olan bir kelimeye | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı Meali | doğru olan ortak şu söze | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | aynı olan şu söze | Modern |
Yukarıdaki tabloda, farklı meallerde kullanılan ifadeler ve dilsel tonları yer almaktadır. 'Eşit olan tek söze' ve 'ortak bir söze' gibi ifadeler, çoğu mealde benzer bir anlam taşıyan ortak ifadeler olarak öne çıkmaktadır. Bu durum, ayetin mesajını net bir şekilde iletme amacı taşımaktadır. Ancak bazı meallerde kullanılan 'müsavî olan bir kelimeye' gibi ifadeler, daha klasik bir dil yapısıyla sunulmaktadır. Bu çeşitlilik, okuyucunun veya dinleyicinin anlayışına göre farklı yorum ve algılar yaratabilir. Anlam açısından bakıldığında, bu ifadeler arasında ciddi bir farklılık yoktur; daha çok kullanılan dilin ve üslubun farklılığı söz konusudur.