Ankebût Suresi 15. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu, alemlere ibret olarak yaptık. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Biz de onu (Nûh’u) ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret kıldık. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık. |
Mehmet Okuyan Meali | Biz onu ve gemideki halkı kurtarmış ve onu âlemlere ibret yapmıştık. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Fakat Biz onu ve gemi arkadaşlarını necâta erdirdik ve onu (O hadiseyi) âlemler için bir ibret kıldık. |
Süleyman Ateş Meali | Onu ve gemi halkını kurtardık ve o gemiyi alemlere bir ibret yaptık. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Nuh’u ve gemide olanları kurtardık; onu herkes için bir belge yaptık. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Biz, Nûh'u ve gemi halkını kurtardık ve o gemiyi âlemlere ibret yaptık. |
Ankebût Suresi 15. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Ankebût |
Sure Numarası | 29 |
Ayet Numarası | 15 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 21 |
Kur'an Sayfası | 467 |
Toplam Harf Sayısı | 83 |
Toplam Kelime Sayısı | 14 |
Ankebût Suresi, Mekke döneminde inmiş bir sure olup, genel olarak tevhid, peygamberlerin ve onların mesajlarının reddi, ahiret inancı gibi konuları ele alır. Bu surede, Nuh (a.s.)'ın kıssası üzerinden insanlığın geçmişteki hataları ve Allah'a karşı olan inançsızlıkları anlatılmaktadır. İlgili ayet olan 15. ayette, Nuh (a.s.) ve onunla birlikte gemide bulunanların kurtuluşu, bu olayın bir ibret olarak insanlara sunulması vurgulanmaktadır. Süre boyunca, tarihteki çeşitli kavimlerin Allah'a karşı olan tutumları ve bu tutumların sonuçları üzerinde durulmaktadır. Ayet bağlamında, Nuh'un gemisinin insanlık için ne kadar önemli bir ders içerdiği ve bu tür olayların Allah'ın iradesini yansıttığı ifade edilmektedir.
Ankebût Suresi 15. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كَرَّمَ | kurtardı |
آيَةً | ibret |
عَامَةً | alemler |
Ayetin tecvid kurallarında, 'وَجَعَلْنَاهُ' ifadesindeki idgam ve med durumları dikkate değer. Bu tür tecvid kurallarının uygulaması, ayetin okunuşuna akıcılık kazandırmakta.
Ankebût Suresi 15. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كَرَّمَ | kurtardı | 10 |
آيَةً | ibret | 12 |
عَامَةً | alemler | 20 |
Ayet içindeki kelimelerden 'عَامَةً' (alemler) kelimesi en sık geçen kelimelerden biridir. Bu kelimenin sık kullanımı, Allah’ın mesajlarının ve olayların evrensel boyutunu vurgulamak için önemli bir dilsel tercih olduğunu göstermektedir. 'كَرَّمَ' (kurtardı) kelimesi de, Allah’ın kurtuluşun bir sahibi olduğunu ve bunun yalnızca O’na ait olduğunu ifade eden bir terim olarak öne çıkmaktadır. 'آيَةً' (ibret) kelimesinin sıklığı ise, olayların insanlar için ne denli öğretici olduğuna dikkat çekmektedir.
عَامَةً
20
آيَةً
12
كَرَّمَ
10
Ankebût Suresi 15. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | alemlere ibret olarak | Geleneksel |
Diyanet İşleri | âlemlere bir ibret kıldık | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | âlemlere bir ibret yaptık | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | âlemlere ibret yapmıştık | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | bir ibret kıldık | Geleneksel |
Süleyman Ateş | bir ibret yaptık | Edebi |
Süleymaniye Vakfı | bir belge yaptık | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | âlemlere ibret yaptık | Açıklayıcı |
Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi, çoğu mealde 'ibret' terimi veya onun farklı biçimleri sıkça tercih edilmiştir. Bu kelimenin kullanımı, olayların öğretici boyutunu vurgulamaktadır. Ayrıca, 'kıldık' ve 'yaptık' ifadeleri de yaygın olarak kullanılmakta, ancak bazı meallerde 'belge' ifadesi dikkat çekici bir farklılık yaratmaktadır. Bu durum, kimi meallerin daha alegorik bir dil tercih ettiğini göstermektedir. Genel olarak, 'ibret' ifadesinin ortaklığının, ayetin anlam bütünlüğü açısından güçlü bir tercih olduğu söylenebilir. 'Kıldık' ve 'yaptık' ifadeleri ise, dilsel olarak daha çok tarihsel ve genel anlamda anlamı taşırken, ‘belge’ ifadesi ise olayın kanıtlanabilirliği üzerine bir vurgu yapmaktadır. Bu tür farklılıklar, meallerin hitap ettiği kitle ve dilsel tercihler arasında belirgin bir ayrışmayı da göstermektedir.