Ankebût Suresi 18. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ve yalanlarsanız sizden önceki ümmetler de yalanlamıştı ve Peygambere düşen iş, ancak apaçık tebliğden ibaret. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | “Eğer siz yalanlarsanız bilin ki, sizden önce geçen birtakım ümmetler de yalanlamışlardı. Peygambere düşen apaçık tebliğden başka bir şey değildir.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Eğer (size tebliğ edileni) yalan sayarsanız, bilin ki sizden önceki birçok milletler de yalan saymışlardı. Peygambere düşen yalnız açık bir tebliğdir. |
Mehmet Okuyan Meali | (Size tebliğ edileni) yalanlarsanız, elbette sizden önceki milletler de (gerçekleri) yalanlamıştı. Elçi’ye düşen (görev) yalnızca apaçık tebliğdir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ve eğer tekzîp ederseniz, muhakkak ki, sizden evvel bir nice ümmetler de tekzîp ettiler. Peygamber üzerine de apaçık tebliğden başka bir şey yoktur.» |
Süleyman Ateş Meali | Eğer yalanlarsanız, sizden önceki ümmetler de yalanlamışlardı. Elçiye düşen, yalnız açıkça duyurmaktıır. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Eğer yalanlarsanız bilin ki, sizden önceki toplumlar da yalanladılar. Elçiye düşen, açık tebliğden başka nedir ki!" |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | "Eğer yalanlarsanız bilin ki, sizden önceki ümmetler de yalanlamıştı. Resule de düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir." |
Ankebût Suresi 18. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Ankebût |
Sure Numarası | 29 |
Ayet Numarası | 18 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 20 |
Kur'an Sayfası | 475 |
Toplam Harf Sayısı | 77 |
Toplam Kelime Sayısı | 15 |
Ankebût Suresi, genellikle Mekke döneminde inen ve Müslümanların inançlarının güçlendirilmesine yönelik mesajlar taşıyan bir suredir. Bu surede, geçmişteki milletlerin çeşitli peygamberleri yalanladığı ve sonuçlarının neler olduğu üzerinde durulmaktadır. Ayet 18, peygamberin tebliğ ettiğine inanmayanların, kendilerinden önceki toplulukların da aynı şekilde yalanlama yaptığını bilmeleri gerektiğini ifade eder. Bu durum, tebliğin önemini ve tarihsel tecrübeyi hatırlatmak amacıyla yapılmıştır. Peygamberin görevi yalnızca açık bir şekilde tebliğ yapmaktır; sonuç, Allah’a aittir. Bu bağlamda, Müslümanların inançlarını pekiştirirken, geçmişte yaşananların da dikkate alınmasının teşvik edildiği bir mesaj bulunmaktadır.
Ankebût Suresi 18. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
يَكَذِّبُوا | yalanlamak |
أُمَمٌ | toplumlar |
بَلَاغٌ | tebliğ |
Ayetin Arapça metninde, 'يَكَذِّبُوا' (yalanlamak) kelimesi fiil olarak geçmekte ve inkar etme eylemini ifade etmektedir. 'أُمَمٌ' (toplumlar) kelimesi ise geçmişteki milletleri temsil ederken, 'بَلَاغٌ' (tebliğ) kelimesi de peygamberin görevini belirtmektedir. Tecvid açısından, 'يَكَذِّبُوا' kelimesinde idgam, 'أُمَمٌ' kelimesinde ise med bulunmaktadır.
Ankebût Suresi 18. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
يَكَذِّبُوا | yalanlamak | 5 |
أُمَمٌ | toplumlar | 7 |
بَلَاغٌ | tebliğ | 4 |
Ayet içerisinde geçen 'يَكَذِّبُوا' kelimesi, Kur'an'da toplam 5 defa geçmektedir. Bu kelime, inkar ve yalanlama eyleminin önemini vurgulamak için sıkça kullanılmaktadır. 'أُمَمٌ' kelimesi ise 7 kez geçmekte, geçmişteki toplumların durumu hakkında bilgi vermek amacıyla kullanılıyor. 'بَلَاغٌ' kelimesi ise 4 defa geçmektedir ve bu kelime, peygamberlerin mesajlarını iletme görevini ifade etmek için belirgin bir şekilde tercih edilmiştir.
أُمَمٌ
7
يَكَذِّبُوا
5
بَلَاغٌ
4
Ankebût Suresi 18. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Peygambere düşen iş, ancak apaçık tebliğden ibaret. | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Peygambere düşen apaçık tebliğden başka bir şey değildir. | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | Peygambere düşen yalnız açık bir tebliğdir. | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Elçi’ye düşen yalnızca apaçık tebliğdir. | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Peygamber üzerine de apaçık tebliğden başka bir şey yoktur. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Elçiye düşen, yalnız açıkça duyurmaktır. | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Elçiye düşen, açık tebliğden başka nedir ki! | Edebi |
Yaşar Nuri Öztürk | Resule de düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir. | Açıklayıcı |
Tablodaki analiz, farklı meal sahiplerinin ayeti nasıl ifade ettiğine dair anlam ve üslup farklılıklarını gözler önüne sermektedir. Genel olarak, 'apaçık tebliğ' ifadesi birçok mealde benzer şekilde geçmekte, bu durum ayetin temel mesajının vurgulanması açısından önem taşımaktadır. Farklılıklar, bazı meal sahiplerinin daha modern veya edebi bir dil kullanmasıyla ortaya çıkmakta. Örneğin, Mehmet Okuyan 'Elçi’ye düşen yalnızca apaçık tebliğdir' derken, daha sade bir ifade ile ulaşırken, Süleymaniye Vakfı'nın ifadesindeki edebi ton, daha güçlü bir vurgu yaratmaktadır. Bu çeşitlilik, kelime seçimlerinde ve cümle yapılandırmalarında bir zenginlik sunmakta olup, okuyucuların farklı algılamalarına yol açabilmektedir.