Ankebut Suresi 37. Ayet

فَكَذَّبُوهُ

فَاَخَذَتْهُمُ

الرَّجْفَةُ

فَاَصْبَحُوا

ف۪ي

دَارِهِمْ

جَاثِم۪ينَۘ

٣٧

Fekeżżebûhu feeḣażet-humu-rracfetu feasbehû fî dârihim câśimîn(e)

Ankebût Suresi 37. Ayet Meâlleri

Kavmi, onu yalanladı. Bunun üzerine kendilerini o malum sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.Diyanet İşleri (Yeni)
Derken yalanlamışlardı onu da onları bir sarsıntı, helak edivermişti, derken evlerinde diz çökmüş bir halde yerlere yığılıp helak oluvermişlerdi.Abdulbaki Gölpınarlı
Fakat onu yalancılıkla itham ettiler. Derken, kendilerini bir sarsıntı yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü çökekaldılar.Elmalılı Hamdi Yazır
(Kavmi) onu yalanlamıştı. Kendilerini (korkunç) bir sarsıntı yakalamıştı ve yurtlarında diz üstü çökmüşlerdi.Mehmet Okuyan
Halbuki, O'nu tekzîp ettiler, artık onları şiddetli bir sarsıntı yakaladı da yurtlarında dizleri üzerine çöküvermiş kimseler olarak sabahladılar.Ömer Nasuhi Bilmen
Onu yalanladılar, bu yüzden onları (o müthiş) deprem yakaladı, yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar.Süleyman Ateş
Ama onlar Şuayb’a yalancı, dediler. Bunun üzerine onları, bir yer sarsıntısı yakaladı da yurtlarında dize geldiler.Süleymaniye Vakfı
Onu hemen yalanladılar. Bunun üzerine kendilerini o korkunç sarsıntı/korkunç titreşim yakaladı da öz yurtlarında diz üstü çömelenler haline geldiler.Yaşar Nuri Öztürk
Ne var ki onu yalanladılar; derken şiddetli bir sarsıntı onları ansızın yakalayıverdi ve kendi yurtlarında cansız donakaldılar.Mustafa İslamoğlu
Fakat onu yalanladılar. Neticede o korkunç sarsıntı kendilerini kıskıvrak yakalayıverdi de, bulundukları yerde cansız bir halde yüzüstü serilip kaldılar.Ömer Çelik
Fakat onu tekzîb etdiler. Derken kendilerini şiddetli bir sarsıntı yakalayıverdi de yurdlarından hepsi (ölü olarak) diz üstü çöke kaldılar.Hasan Basri Çantay
Ankebut Suresi 37. Ayet Arapça ve Türkçe meali

Ankebût Suresi 37. Ayet Hakkında Genel Bilgiler

Genel Bilgiler
SureAnkebût
Sure Numarası29
Ayet Numarası37
Sure TürüMekki
Bulunduğu Cüz21
Kur'an Sayfası467
Toplam Harf Sayısı120
Toplam Kelime Sayısı18

Ankebût Suresi, Mekke döneminde inmiş bir sure olup, genel anlamda Hz. Muhammed'in (s.a.v) peygamberliğini ve ona karşı gelen toplumlara yönelik uyarıları içermektedir. Bu sure, inkarcıların, peygamberleri yalanlamalarının sonuçlarını anlatırken, geçmişteki kavimlerin başına gelen felaketlerden de örnekler vermektedir. Ayet 37, özellikle Hz. Şuayb'a (a.s) yönelik inkarcı bir kavmin başına gelen sarsıntıyı ve helak durumunu anlatmaktadır. Ayet, bir uyarı niteliği taşımakta ve insanlara, geçmişteki kavimlerin sonlarının nasıl olduğunu hatırlatmaktadır. Bu bağlamda, ayet, inkarın sonuçlarını ve Allah'ın azabının kaçınılmaz olduğunu vurgulamakta, inananlara da sabırlı olmalarını ve hakikate yönelmelerini teşvik etmektedir. Surenin bu kısmında, inkarcıların nefislerini ve durumlarını sorgulamaları için bir fırsat sunulmaktadır.

Ankebût Suresi 37. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:

Dil bilgisi açıklamaları
KelimeTemel Anlamı
كَذَّبُواYalanladılar
زَلْزَلَةًSarsıntı
خَالِعِينَDiz üstü çökmüş

Ayetin dil bilgisi yapısında, önemli kelimelerden biri olan 'كَذَّبُوا' (yalanladılar) fiilinin kullanımı, geçmiş zaman bildirirken, olumsuz bir durumu ifade ettiği için dikkat çekicidir. 'زَلْزَلَةً' (sarsıntı) kelimesi ise, genel bir felaket ve tahrip edici durumu temsil eder. Ayrıca 'خَالِعِينَ' (diz üstü çökmüş) kelimesi, durumun çaresizliğini ve acziyetini belirtmektedir.

Ankebût Suresi 37. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:

İstatiksel bilgiler
KelimeTemel AnlamıKur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı
كَذَّبُواYalanladılar8
زَلْزَلَةًSarsıntı5
خَالِعِينَDiz üstü çökmüş2

Ayet içerisinde geçen 'كَذَّبُوا', 'زَلْزَلَةً' ve 'خَالِعِينَ' kelimeleri Kur'an’ın çeşitli bölümlerinde sıkça geçmektedir. Bu kelimelerin, inkar, azap ve çaresizlik temaları etrafında toplanması, insanlara ibret verici olayları hatırlatmak ve kendi durumlarını sorgulatmak amacıyla kullanıldığını göstermektedir.

كَذَّبُوا

8

زَلْزَلَةً

5

خَالِعِينَ

2

Kelimelerin Kur'an'da geçiş grafiği

Ankebût Suresi 37. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:

Ayetin meallerindeki dilsel farklılıklar
Meal SahibiKullanılan İfadeDilsel Tonu
Abdulbaki GölpınarlıyalanlamışlardıGeleneksel
Diyanet İşleriyalanladıAçıklayıcı
Elmalılı Hamdi Yazıryalancılıkla itham ettilerEdebi
Mehmet OkuyanyalanlamıştıGeleneksel
Ömer Nasuhi Bilmentekzîp ettilerGeleneksel
Süleyman AteşyalanladılarModern
Süleymaniye Vakfıyalancı dedilerAçıklayıcı
Yaşar Nuri ÖztürkyalanladılarModern

Yukarıdaki tabloda yer alan meallerin karşılaştırılması, farklı meallerde bazı ifadelerin ortak olarak 'yalanladı' şeklinde tercih edildiğini göstermektedir. Bu ifade, ayetin ana temasını oluşturan inkar durumunu ön plana çıkarmaktadır. Bazı meallerde ise 'yalancılıkla itham ettiler' gibi daha edebi bir ifade kullanılmıştır. Bu durum, metinlerin farklı dilsel tonları ve tarzlarıyla ilişkilidir. Özellikle geleneksel meallerde, kelime seçimleri daha ağır ve edebi bir dille yapılırken; modern meallerde ise daha sade ve anlaşılır bir dil tercih edilmiştir. Bu durum, farklı okuyucu kitlelerine hitap etme amacı taşır. Dolayısıyla, bazı ifadelerde anlamı etkileyen önemli farklılıklar görülebilir.

Ankebût Sûresi 37. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler

İnkâr edenlerin helak olduğu ve onları korumak için ne bir yardımcı ne de bir destek bulamadıklarından bahsedilmektedir.

  • A'râf Sûresi 172. Ayet: Bu ayette, insanlara önceden verilmiş olan ahitleri hatırlatılmakta ve inkâr edenlerin karşılaşacağı sonuçlar üzerinde durulmaktadır. Ankebût 37. ayet ile bu bağlamda inkârın sonuçları benzer temalar etrafında şekillenmektedir.
  • Hûd Sûresi 84. Ayet: Burada da azap gelen kavimlerin inkârları üzerine, onların helak oluşları anlatılmakta. Bu, Ankebût Suresi 37. ayetindeki inkâr edenlerin sonlarının çöküşüyle örtüşmektedir.
  • Şuara Suresi 141. Ayet: Bu ayette de kavimlerin uyarılmasına rağmen inkârda diretmeleri ve sonuç olarak azapla yüzleşmeleri ifade edilmektedir. Ankebût 37. ayetindeki temalar ile benzerlik göstermektedir.

Bu ayetler birlikte değerlendirildiğinde, inkarın sonuçları, azabın kaçınılmazlığı ve geçmiş kavimlerin başına gelenlerin hatırlatılması gibi önemli bir mesaj vermektedir. Bu noktada, inkar ve sonuçları arasındaki ilişki net bir şekilde ortaya konmaktadır.

Okumak istediğin ayeti seç

Kaynakça