الْعَنْكَبُوتِ
Ankebut Suresi 40. Ayet
فَكُلاًّ
اَخَذْنَا
بِذَنْبِه۪ۚ
فَمِنْهُمْ
مَنْ
اَرْسَلْنَا
عَـلَيْهِ
حَـاصِباًۚ
وَمِنْهُمْ
مَنْ
اَخَذَتْهُ
الصَّيْحَةُۚ
وَمِنْهُمْ
مَنْ
خَسَفْنَا
بِهِ
الْاَرْضَۚ
وَمِنْهُمْ
مَنْ
اَغْرَقْنَاۚ
وَمَا
كَانَ
اللّٰهُ
لِيَظْلِمَهُمْ
وَلٰكِنْ
كَانُٓوا
اَنْفُسَهُمْ
يَظْلِمُونَ
٤٠
Fekullen eḣażnâ biżenbih(i)(s) feminhum men erselnâ ‘aleyhi hâsiben veminhum men eḣażet-hu-ssayhatu veminhum men ḣasefnâ bihi-l-arda veminhum men aġraknâ(c) vemâ kâna(A)llâhu liyazlimehum velâkin kânû enfusehum yazlimûn(e)
Bunların her birini kendi günahları yüzünden yakaladık. Onlardan taş yağmuruna tuttuklarımız var. Onlardan o korkunç sesin yakaladığı kimseler var. Onlardan yerin dibine geçirdiklerimiz var. Onlardan suda boğduklarımız var. Allah onlara zulmediyor değildi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.