Ankebût Suresi 52. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | De ki: Aramda ve aranızda tanık olarak Allah yeter; bilir ne varsa göklerde ve yeryüzünde ve batıla inanıp Allah'a kafir olanlara gelince: Onlardır ziyan edenlerin ta kendileri. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanları bilir. Batıla inanıp Allah’ı inkâr edenler var ya; işte onlar asıl ziyana uğrayanlardır.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa bilir. Batıla inanıp inkâr edenler var ya, işte ziyana uğrayacaklar onlardır. |
Mehmet Okuyan Meali | De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Göklerde ve yerde ne varsa (hepsini) bilir.” [Batıl]a inanıp Allah’ı inkâr edenler (var ya), işte onlar kaybedenlerin ta kendileridir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Benimle sizin aranızda Allah Teâlâ'nın şahit olması kifâyet eder. Göklerde ve yerde ne olduğunu bilir. Ve o kimseler ki, bâtıla inanmışlar ve Allah'ı inkar etmişlerdir. İşte hüsrâna düşmüş olanlar, ancak onlardır.» |
Süleyman Ateş Meali | De ki: "Benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanları bilir. Batıla inanıp Allah'a karşı nankörlük edenler, işte ziyana uğrayacaklar onlardır." |
Süleymaniye Vakfı Meali | De ki: “Sizinle aramızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir.” Allah’ı görmezlikten gelerek batıla inananlar var ya, kaybedecek olanlar işte onlardır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | De ki: "Sizinle benim aramda tanık olarak Allah yeter. Göklerde ne var, yerde ne var biliyor O. Bâtıla iman edip Allah'ı inkâr edenlere gelince, işte onlar hüsrana uğramışların ta kendileridir." |
Ankebût Suresi 52. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Ankebût |
Sure Numarası | 29 |
Ayet Numarası | 52 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 20 |
Kur'an Sayfası | 463 |
Toplam Harf Sayısı | 105 |
Toplam Kelime Sayısı | 16 |
Ankebût Suresi, Mekke döneminde indirilen bir suredir ve genel olarak inanç, tevhid, peygamberlik ve ahiret inancı gibi konuları işlemektedir. Bu surede, Hz. Peygamber'in karşılaştığı muhalefet ve bu muhalefetin Allah’a ve peygamberliğine karşı olan tutumu ele alınmaktadır. İnsanoğlunun zorluğa karşı sabretmesi, Allah’a güvenmesi ve doğru yolda kalması gerektiği vurgulanmaktadır. Ayet 52, bu bağlamda önemli bir yer tutar. Ayette, Allah'ın her şeyi bildiği ve batıla inananların ziyana uğrayacağı ifade edilmektedir. Bu, sure genelinde geçen temaların bir uzantısıdır; zira inançsızlık ve batıla yönelme, insanı kayba götüren bir durum olarak tanımlanmaktadır. Ayetin, müşriklerin Allah’a karşı olan tutumlarını eleştiren bir yapıda olduğu ve inananların sabretmesi gerektiği mesajını taşıdığı görülmektedir. Ayrıca, Allah'ın her şeyi bilmesi, müminlerin teselli bulması açısından önemli bir noktadır. Sure genel olarak inananlarla inanmayanlar arasındaki farkı ve kıyamet gününde karşılaşacakları sonuçları vurgulayarak insanları doğru yolda kalmaya davet etmektedir.
Ankebût Suresi 52. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
شَاهِدًا | şahit |
يَعْلَمُ | bilir |
كَافِرِينَ | inkâr edenler |
بَاطِلًا | batıl |
خَاسِرِينَ | kaybedenler |
Ayetin telaffuzunda dikkat edilmesi gereken bazı tecvid kuralları bulunmaktadır. Özellikle 'şehâdena' kelimesindeki 'şedde' ve 'med' kuralları, ayetin akışında önem arz etmektedir.
Ankebût Suresi 52. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
شَاهِدًا | şahit | 4 |
يَعْلَمُ | bilir | 17 |
كَافِرِينَ | inkâr edenler | 10 |
بَاطِلًا | batıl | 9 |
خَاسِرِينَ | kaybedenler | 6 |
Ayet içerisinde geçen kelimelerin Kur'an'da farklı sıklıklarla kullanılması, bu kavramların İslam inancındaki önemine işaret eder. Özellikle 'bilmek' anlamına gelen 'يَعْلَمُ' kelimesi, Allah'ın her şeyi bildiğini vurgulamak için sıkça kullanılmaktadır. Aynı zamanda 'batıl' ve 'inkâr edenler' gibi terimler, inançsızlığın ve yanlış yolda olmanın insanı nasıl kayba uğratacağını ifade eden önemli terimlerdir. Bu kelimelerin Kur'an'daki tekrarları, okuyuculara bu temaların ne denli kritik olduğunu hatırlatmak amacı taşımaktadır.
يَعْلَمُ
17
كَافِرِينَ
10
بَاطِلًا
9
خَاسِرِينَ
6
شَاهِدًا
4
Ankebût Suresi 52. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | tanık olarak Allah yeter | Geleneksel |
Diyanet İşleri | şahit olarak Allah yeter | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | şahit olarak Allah yeter | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | şahit olarak Allah yeter | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Allah Teâlâ'nın şahit olması | Geleneksel |
Süleyman Ateş | şahit olarak Allah yeter | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | şahit olarak Allah yeter | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | tanık olarak Allah yeter | Modern |
Tablodan görüldüğü üzere, 'şahit olarak Allah yeter' ifadesi birçok mealde ortak bir şekilde kullanılmıştır. Bu, Allah'ın her şeyi bilmesinin ve bir tanık olarak yeterli olmasının ifadesi açısından önemli bir noktadır. 'Tanık olarak' ifadesi ise bazı meallerde kullanılsa da, genel olarak Allah'ın şahidliği üzerine kurulu bir anlatım dikkat çekmektedir. Mealler arasında belirgin farklılık gösteren ifadeler ise, 'Allah Teâlâ'nın şahit olması' gibi alternatiflerdir. Bu ifadeler, dil açısından farklı bir ton ve derinlik sunarken, anlamda ağırlıklı olarak benzerlik göstermektedir. Ancak, bazı meallerde kullanılan terimlerin ifadesi, mealin genel üslubunu ve okunma akışını etkileyebilir.