Ankebût Suresi 60. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ve nice mahluk vardır ki rızıklarını kendileri bulup götürmezler; onları da Allah rızıklandırır; sizi de ve odur duyan, bilen. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Nice canlılar vardır ki, rızıklarını taşımazlar (yiyecek biriktirmezler). Onları da sizi de Allah rızıklandırır. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Nice hayvanlar var ki, rızkını (biriktirip yanında) taşımıyor. Çünkü onların da, sizin de rızkınızı Allah veriyor. O, her şeyi işitir ve bilir. |
Mehmet Okuyan Meali | Nice canlı var ki rızkını (yanında) taşımıyor. Onlara da size de rızık veren Allah’tır. O duyandır, bilendir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve (yeryüzünde) yürüyen nice hayvanlar vardır ki, rızkını yüklenmiş olmaz. Onları da sizleri de Allah Teâlâ merzûk eder. Ve o, bihakkın işiticidir, bilicidir. |
Süleyman Ateş Meali | Nice canlı var ki rızkını taşıyamaz, onları da sizi de Allah besler. O, işitendir, bilendir. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Nice hareketli canlılar vardır ki rızıklarını biriktirmezler. Onlara da, size de rızık veren Allah’tır; o işitir ve bilir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Nice hayvanlar var, kendi rızkını taşıyamaz. Allah onları da rızıklandırıyor, sizi de. Semî'dir O, Alîm'dir. |
Ankebût Suresi 60. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Ankebût |
Sure Numarası | 29 |
Ayet Numarası | 60 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 20 |
Kur'an Sayfası | 467 |
Toplam Harf Sayısı | 104 |
Toplam Kelime Sayısı | 23 |
Ankebût Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir ve genel olarak iman, sabır, ahlaki değerler ve Allah'a tevekkül üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu sure, özellikle inananların karşılaştığı zorlukları ve sabırlı olmanın gerekliliğini vurgulamaktadır. Ayet 60, yaratılanların rızkı ile ilgili önemli bir gerçeği ifade etmektedir; insanların dışındaki canlıların rızıklarını kendilerinin taşımadıklarını, fakat bunların da rızıklarını verenin Allah olduğunu belirtmektedir. Bu bağlamda, ayet, insanın yalnızca kendi çabaları ile değil, aynı zamanda Allah'ın iradesi ile rızıklandığını hatırlatmaktadır. Ayetin geçtiği sure, aynı zamanda sabır ve tevekkülün önemini göstermek için bu tür örnekleri kullanarak insanlara bir mesaj iletmektedir. Böylece, Ankebût Suresi, inananların Allah'a olan güvenlerini pekiştirmeye yönelik bir bakış açısı sunmaktadır. Ayet, Allah'ın rahmetinin ve rızkının yalnızca insanlara değil, bütün canlılara yayıldığını göstererek, bu durumun bilincinde olunması gerektiğini vurgulamaktadır.
Ankebût Suresi 60. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
مَخْلُوقٌ | Mahluk |
رِزْقٌ | Rızık |
يَحْمِلُ | Taşımak |
اللَّهُ | Allah |
سَمِيعٌ | İşiten |
عَلِيمٌ | Bilen |
Ayet, çeşitli tecvid kuralları içermektedir. Özellikle 'مَخْلُوقٌ' kelimesinin başında 'مُ' harfi ile 'مَ' harfi arasında bir idgam durumu vardır. Ayrıca, ayette yer alan 'اللَّهُ' kelimesi, med ile uzatılmıştır.
Ankebût Suresi 60. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
مَخْلُوقٌ | Mahluk | 7 |
رِزْقٌ | Rızık | 12 |
يَحْمِلُ | Taşımak | 5 |
اللَّهُ | Allah | 2700 |
سَمِيعٌ | İşiten | 45 |
عَلِيمٌ | Bilen | 70 |
Ankebût Suresi'nde geçen kelimeler, Kur'an'ın genel temasıyla bağlantılı olarak sıkça kullanılmaktadır. 'رِزْقٌ' kelimesinin yüksek geçiş sayısı, Allah'ın rızık verme kudretini ve insanların rızıklarını temin etme konusunda gösterdiği sınırsız merhameti vurgulamak için önemlidir. 'اللَّهُ' kelimesinin çok sık kullanılması, İslam'da Allah'ın önemi ve yüceliğini temsil eder. Diğer kelimelerin geçiş sayıları, yaşam ve Allah'ın varlığının insan hayatındaki yeri ile ilgili mesajları pekiştirmek adına anlamlı bir bağlam oluşturur.
اللَّهُ
2700
عَلِيمٌ
70
سَمِيعٌ
45
رِزْقٌ
12
مَخْلُوقٌ
7
يَحْمِلُ
5
Ankebût Suresi 60. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | rızıklarını kendileri bulup götürmezler | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | rızıklarını taşımazlar | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | rızkını (biriktirip yanında) taşımıyor | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | rızkını (yanında) taşımıyor | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | rızkını yüklenmiş olmaz | Geleneksel |
Süleyman Ateş | rızkını taşıyamaz | Modern |
Süleymaniye Vakfı | rızıklarını biriktirmezler | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | kendi rızkını taşıyamaz | Modern |
Tablodan anlaşılacağı üzere, mealler arasında 'rızıklarını taşımazlar' ve 'rızkını taşımıyor' gibi ifadeler sıkça kullanılmaktadır. Bu ifadeler, canlıların rızıklarını kendileri temin etme gerekliliği olmadığı düşüncesini yansıtarak genel bir anlayış oluşturur. Çoğu mealde ortak olan bu ifadeler, rızık kavramının önemini ve Allah'ın rızık verme kudretini vurgulamak amacıyla tercih edilmiştir. Ancak, bazı meallerde farklı ifadeler kullanılması, yazarların stil ve dil anlayışına göre değişiklik göstermektedir. Örneğin, 'biriktirip yanında' ifadesi, daha açıklayıcı ve detaylı bir anlatım sunarken, sadece 'taşımazlar' ifadesi daha sade ve modern bir dil kullanmaktadır. Bu durum, anlamda belirgin bir farklılık yaratmamaktadır, fakat dilsel ton açısından çeşitlilik göstermektedir.