Ankebût Suresi 68. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ve kimdir Allah'a yalan yere iftira edenden, yahut Kur'an, kendisine geldikten sonra onu yalanlayandan daha zalim? Kafirlere, cehennemde konaklayacak yer mi yok? |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Allah’a karşı yalan uyduran, yahut kendisine geldiğinde, gerçeği yalanlayandan daha zalim kimdir? Cehennemde kâfirler için bir yer mi yok? |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Allah'a karşı yalan uyduran, yahut kendisine hak gelmişken onu yalan sayandan daha zalim kimdir? Cehennemde kâfirlere yer mi yok? |
Mehmet Okuyan Meali | Allah’a yalan uyduran veya kendisine gelmişken gerçeği yalanlayandan daha zalim kim olabilir ki! Cehennemde kâfirlere yer mi yok! |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve daha zalim kim vardır, o kimseden ki, Allah'a karşı yalan yere iftirada bulunmuştur. Veya kendisine geldiği zaman hak şeyi tekzîp etmiştir. Cehennemde kâfirler için bir duracak yer yok mudur? |
Süleyman Ateş Meali | Uydurduğu yalanı Allah'ın üzerine atan veya kendisine gelen gerçeği yalanlayandan daha zalim kimdir? Kafirlerin durağı cehennemde değil midir? |
Süleymaniye Vakfı Meali | Allah’a karşı yalan uyduran, ya da gerçekler kendine gelince yalana sarılandan daha yanlış davranan kim olabilir? O nankörler için Cehennem’de yer mi yok? |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Yalan düzüp Allah'a iftira eden, yahut kendisine geldiği zaman hakkı yalanlayan kişiden daha zalim kim vardır? Cehennemde değil midir kâfirlerin barınağı? |
Ankebût Suresi 68. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Ankebût |
Sure Numarası | 29 |
Ayet Numarası | 68 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 21 |
Kur'an Sayfası | 553 |
Toplam Harf Sayısı | 134 |
Toplam Kelime Sayısı | 25 |
Ankebût Suresi 68. ayet, İslam'ın inanç ve ahlak ilkeleri çerçevesinde önemli bir tartışma konusunu ele almaktadır. Bu ayet, yalan söylemenin ve gerçekleri inkar etmenin ciddiyetine dikkat çekiyor. Ayetin genel bağlamı, Mekke döneminde inen Ankebût suresinin diğer ayetleri gibi, inananların karşılaştığı zorluklar ve inançlarını koruma çabaları üzerine odaklanmaktadır. Bu sure, özellikle inkarcılığı ve bunun sonuçlarını vurgulayarak, inananları doğru yolda kalmaya teşvik etmektedir. Ayet, Allah'a yalan atmanın ya da kendisine gelen hakikati reddetmenin ne denli büyük bir zalimlik olduğunu sormalakta ve sonuç olarak bu tür davranışların cehennemle sonuçlanacağına işaret etmektedir. Bu, sadece bireysel bir sorumluluğu değil, aynı zamanda toplumsal bir bilinç oluşturmayı da amaçlamaktadır. Ayetteki vurgular, dinin sadece bireysel bir inanç değil, aynı zamanda sosyal bir sorumluluk olduğunu da ortaya koymaktadır. Yani, inanç sadece bireysel bir mesele değil, toplumsal bir birliği de gerektirir. Dolayısıyla, bu ayet, Müslümanların temel ahlaki değerlerini hatırlatmakta ve inançlarını koruma konusunda onları cesaretlendirmektedir.
Ankebût Suresi 68. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
أَفْتَرَى | Yalan uydurmak |
كَذَّبَ | Yalanlamak |
ظَالِمٌ | Zalim |
Ayetteki temel tecvid kuralları arasında 'idgam' ve 'med' dikkat çekmektedir. Örneğin, 'أَفْتَرَى' kelimesindeki 'ا' harfi med kuralına tabidir.
Ankebût Suresi 68. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
أَفْتَرَى | Yalan uydurmak | 2 |
كَذَّبَ | Yalanlamak | 3 |
ظَالِمٌ | Zalim | 9 |
Bu kelimelerin Kur'an'da sıkça geçmesi, yalan söylemenin ve zulmün ciddiyetini vurgulamak amacıyla yapılmıştır. 'ظَالِمٌ' kelimesinin frekansı, adaletin önemini ve zalim davranışların toplumsal sonuçlarını açıklamaktadır. Aynı şekilde 'كَذَّبَ' ve 'أَفْتَرَى' kelimeleri, inkarcılığın ve yalanın tehlikelerine dair uyarılarda bulunarak toplumsal bilinci artırmayı amaçlamaktadır.
ظَالِمٌ
9
كَذَّبَ
3
أَفْتَرَى
2
Ankebût Suresi 68. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Allah'a yalan yere iftira edenden | Geleneksel |
Diyanet İşleri | yalan uyduran | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | hak gelmişken onu yalan sayandan | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | gerçeği yalanlayandan | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | yalan yere iftirada bulunmuştur | Geleneksel |
Süleyman Ateş | yalanı Allah'ın üzerine atan | Edebi |
Süleymaniye Vakfı | yalana sarılandan | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | yalan düzüp Allah'a iftira eden | Geleneksel |
Tablodan görülebileceği üzere, birçok mealde 'yalan' ve 'iftira' gibi ifadeler ortak olarak tercih edilmiştir. Bu terimler, ayetin ana temasını oluşturan yalan söyleme ve inkar etme eylemlerinin ciddiyetini vurgulamak amacıyla sıkça kullanılmaktadır. Ancak bazı mealler arasında 'yalan uydurmak' ve 'yalan yere iftirada bulunmak' gibi ifadelerle farklılık göstermektedir. Bu farklılıklar, dilsel tonlamalar ve ifade biçimleri ile alakalıdır. Geleneksel meallerde daha ağır bir dil kullanılırken, modern meallerde daha anlaşılır ve sade bir dil tercih edilmiştir. Bu durum, meallerin hedef kitlelerinin farklılıklarından kaynaklanıyor olabilir.