A'râf Suresi 164. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Hani onlardan bir topluluk, Allah'ın helak edeceği, yahut da şiddetle azaplandıracağı bir kavme ne diye öğüt verirsiniz demişti de öğüt verenler, Rabbinize karşı bir özür serdedebilelim ve belki de sakınırlar ümidiyle demişlerdi. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Hani onlardan bir topluluk demişti ki: “Siz, Allah’ın helâk edeceği veya şiddetli bir azaba uğratacağı bir kavme ne diye (boş yere) öğüt veriyorsunuz?” Onlar da, “Rabbinize bir mazeret beyan etmek için, bir de belki Allah’a karşı gelmekten sakınırlar diye (öğüt veriyoruz)” demişlerdi. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İçlerinden bir topluluk, "Allah'ın helâk edeceği, ya da çetin bir azapla cezalandıracağı bir kavme ne diye nasihat ediyorsunuz" dediği vakit, o uyarıda bulunanlar dediler ki; "Rabbiniz tarafından mazur görülmemiz için, bir de belki günahlardan sakınırlar diye." |
Mehmet Okuyan Meali | Hani içlerinden bir topluluk da “Allah’ın kendilerini (dünyada) helak edeceği veya (ahirette) şiddetli bir şekilde azap edeceği bir halka ne diye öğüt veriyorsunuz?” dediklerinde, (öğüt verenler) şöyle demişlerdi: “Rabbinize mazeret(imiz) olsun; bir de umulur ki [takvâ]lı (duyarlı) olurlar diye (öğüt veriyoruz).” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve hani onlardan bir cemaat de dedi ki: «Allah Teâlâ'nın kendilerini helâk edeceği ve şiddetli bir azap ile muazzep kılacağı bir gürûha ne için nasihatta bulunuyorsunuz?» Dediler ki: «Rabbinize karşı itizarda bulunmak için.» Ve umulur ki, ittikada buIunurlar. |
Süleyman Ateş Meali | İçlerinden bir topluluk: "Allah'ın helak edeceği, yahut şiddetli bir şekilde azabedeceği bir kavme artık ne diye öğüt veriyorsunuz?" dedi. Dediler ki: "Rabbinize ma'zeret (beyan edebilmek) için, bir de belki korunurlar diye (öğüt veriyoruz)." |
Süleymaniye Vakfı Meali | İçlerinden bir toplum (ümmet) şöyle demişti: “Allah’ın etkisizleştireceği ya da ağır azaba uğratacağı bir topluluğa (kavime) ne diye öğüt veriyorsunuz?” Dediler ki “Rabbinize karşı mazaretimiz olsun diye. Belki de (bu uyarılarımız sayesinde ) çekinip kendilerini korurlar” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | İçlerinden bir topluluk şöyle dedi: "Allah'ın helâk edeceği yahut şiddetli bir azapla azaplandıracağı bir topluma ne diye öğüt verip duruyorsunuz?" Dediler ki: "Rabbinize karşı bir mazeret olsun diye ve bir de korunup sakınırlar ümidiyle." |
A'râf Suresi 164. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | A'râf |
Sure Numarası | 7 |
Ayet Numarası | 164 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 9 |
Kur'an Sayfası | 181 |
Toplam Harf Sayısı | 102 |
Toplam Kelime Sayısı | 20 |
A'râf Suresi, Mekke döneminde inmiş olan ve toplumun inanç ve ahlak yapısını sorgulayan bir sure olarak bilinir. Bu sure, genel olarak insanların inançları üzerinde durmakta ve toplumların nasıl helak olabileceğine dair uyarılar içermektedir. 164. ayet, bu uyarıların bir parçası olarak, bir grup insanın Allah'ın helak edeceği bir topluma neden öğüt verdiklerini sorguladıkları bir durumu anlatır. Bu bağlamda, öğüt verenlerin niyeti, kendilerine bir mazeret sağlamak ve belki de bu topluluğun günahlardan sakınmasını sağlama umududur. Ayet, öğüt verme eyleminin nedenini sorgulayan bir diyalog ile doludur ve bunun, toplumsal sorumluluk ve ahlaki yükümlülükler açısından önemine işaret eder. Mekke döneminin zorlukları ve inançsızlık karşısında Müslümanların durumu, bu tür diyaloglarla daha iyi anlaşılmaktadır. Diğer yandan, bu surede sıkça tekrarlanan temalar arasında inanç, ibadet, ahlak ve toplumsal adalet gibi konular öne çıkmaktadır. Ayet ayrıca, insanlara karşılaştıkları kötü durumlara rağmen etkili bir şekilde öğüt verme gerekliliğini ve bunun arkasındaki motivasyonu ele alır. Bu açıdan, 164. ayet, toplumsal dayanışmayı ve bireysel sorumluluğu vurgulamakta, aynı zamanda Allah'ın adaletine olan inancı pekiştirmektedir.
A'râf Suresi 164. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
يَأْتِي | gelmek |
نَصِيحَةٌ | öğüt |
مَازِرَةٌ | mazeret |
عَذَابٌ | azap |
قَوْمٌ | toplum |
Ayetteki kelimeler, doğrudan anlamlarının yanı sıra, dinî ve ahlaki öğüt verme, sorumluluk gibi kavramları da içermektedir. Ayette, 'nasihat' (öğüt) kelimesinin yanı sıra 'mazeret' ve 'azap' kelimeleri, dinin sosyal ve ahlaki boyutunu ortaya koymaktadır. Tecvid açısından ise, ayetlerde med ve idgam kuralları geçerli olup, okuma sırasında kelimelerin doğru vurgulanması önemlidir.
A'râf Suresi 164. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
نَصِيحَةٌ | öğüt | 27 |
عَذَابٌ | azap | 42 |
مَازِرَةٌ | mazeret | 5 |
قَوْمٌ | toplum | 62 |
Ayet içinde geçen kelimeler, Kur'an'da belirli temaların sıkça tekrarlandığını göstermektedir. Özellikle 'öğüt' ve 'azap' kelimeleri, insanlara verilen öğütlerin önemini ve bunun sonuçlarını vurgulamak için sıklıkla kullanılmaktadır. Bu terimlerin yüksek geçiş sayıları, dinin toplumsal ve ahlaki yönlerinin Kur'an'da ne kadar önemli bir yer kapladığını ortaya koymaktadır.
قَوْمٌ
62
عَذَابٌ
42
نَصِيحَةٌ
27
مَازِرَةٌ
5
A'râf Suresi 164. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | bir özür serdedebilelim | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | boş yere öğüt veriyorsunuz | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | mazur görülmemiz için | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Rabbinize mazeret olsun | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | itizarda bulunmak için | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Rabbinize ma'zeret | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | mazaretimiz olsun diye | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | korunup sakınırlar umuduyla | Açıklayıcı |