A'râf Suresi 171. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Hani biz, dağı adeta bir gölgelik gibi çekmiş, üstlerine doğru yüceltmiştik de nerdeyse üstlerine düşecek sanmışlardı. Size verdiğimiz kitabı kuvvetle, azimle tutun, içinde ne varsa hatırlayıp ona göre hareket edin de sakınanlardan olun demiştik. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Hani dağı sanki bir gölgelikmiş gibi onların üstüne kaldırmıştık da üzerlerine düşecek sanmışlardı. (Onlara:) “Size verdiğimiz Kitab’a sımsıkı sarılın ve onun içindekileri hatırlayın ki, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız” demiştik. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Hani bir zamanlar biz o dağı gölgelik gibi tepelerine çekmiştik de üzerlerine düşüyor zannettikleri bir sırada demiştik ki; "size verdiğimiz kitabı kuvvetle tutun ve içindekini hatırınızdan çıkarmayın, umulur ki korunursunuz." |
Mehmet Okuyan Meali | Hani üstlerine düşeceğini sandıkları (Sînâ) Dağı’nı onların üzerine gölge gibi kaldırmıştık. (Onlara) “Size verdiğimizi (Kitabı) kuvvetle alın (sıkıca tutunun) ve içinde olanı hatırlayın ki [takvâ]lı olabilesiniz.” (demiştik). |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve bir vakit, dağı sanki o bir gölgelik imiş gibi onların üstlerine koparıp kaldırmıştı. Ve sandılar ki, o hakikaten üstlerine düşecek. (Onlara dedik ki:) «Size verdiğimizi kuvvetle tutun, ve onda olanı zikrediniz, İhtimal ki, sakınırsınız.» |
Süleyman Ateş Meali | Bir zaman da üzerlerine dağı, bir gölge gibi kaldırmıştık, üstlerine düşecek sanmışlardı: "Size verdiğim(Kitap)ı kuvvetle tutun ve içinde olanı hatırlay(ıp yap)ın ki (azabımızdan) korunasınız!" (demiştik). |
Süleymaniye Vakfı Meali | Bir gün o dağı adeta bir gölgelik gibi üzerlerine kaldırdık; başlarına düşeceğini sandılar. “Size verdiğimizi(Tevrat'ı) sıkı tutun. İçindekilerini düşünün ki kendinizi koruyabilesiniz” dedik. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Bir zaman, dağı tepelerine bir gölgelik gibi çekmiştik de onu üstlerine düşüyor sanmışlardı. "Size verdiğimizi kuvvetle tutun ve içindekini hatırınızdan çıkarmayın ki korunabilesiniz." |
A'râf Suresi 171. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | A'râf |
Sure Numarası | 7 |
Ayet Numarası | 171 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 9 |
Kur'an Sayfası | 175 |
Toplam Harf Sayısı | 119 |
Toplam Kelime Sayısı | 25 |
A'râf Sûresi, Mekke döneminde inen Kur'an-ı Kerim'in yedinci suresi olup, genel olarak insanların doğru yoldan sapmaları, peygamberlerin tebliğleri ve toplumların inşa sürecinde karşılaştıkları zorluklar üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu sure, insanlığın moral değerleri, ahlaki sorumlulukları ve Allah'a karşı olan yükümlülükleri üzerinde durmaktadır. Ayet 171, A'râf Sûresi'nin merkezi bir noktasını temsil eder ve burada, Allah'ın insanlara yüklediği sorumluluklar, itaat ve takva konusu işlenmektedir. Ayet, geçmişte İsrailoğulları'na hitaben inmiştir ve onlara Tevrat'ı sıkı bir şekilde tutmaları ve onun hükümlerine uymaları emredilmiştir. Bu durum, onların o dönemdeki sorumluluklarına ve Allah'a karşı olan bağlarına dikkat çekmektedir. Geçmişte yaşanan bu olay, aynı zamanda Müslümanlar için de bir ibret vesilesi olarak görülebilir. Ayet, geçmişle günümüz arasındaki bağı kurarak, insanlara Tanrı'nın emirlerine karşı duyarlılık geliştirmeleri gerektiğini hatırlatmaktadır. Söz konusu ayette, insanların yükümlülükleri ve bu yükümlülüklere bağlı kalmanın getirileri üzerinde durulurken, aynı zamanda geçmişte yapılan hataların tekrarlanmasını önlemek adına bir uyarı niteliği taşımaktadır.
A'râf Suresi 171. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
وَإِذْ | ve hani |
رَفَعْنَا | kaldırdık |
كِتَابَ | kitap |
قَوِيًّا | kuvvetli |
تَذَكَّرُوا | hatırlayın |
Ayette yer alan bazı kelimelerin tecvid kuralları arasında 'idgam' ve 'med' kuralları bulunmaktadır. Örneğin, 'وَإِذْ' kelimesinde ikisi de yan yana geldiği için idgam kuralları uygulandığında 'وَإِذْ' ifadesi 'وَإِذْ أَعْلَمَكُمْ' şeklinde birleştirilebilir.
A'râf Suresi 171. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
رَفَعْنَا | kaldırdık | 6 |
كِتَابَ | kitap | 15 |
تَذَكَّرُوا | hatırlayın | 8 |
Bu kelimeler, Kur'an'da sıkça yer alan terimlerdir. 'رَفَعْنَا' (kaldırdık) ifadesi, Allah'ın kudretinin ve O'nun kulları üzerindeki tasarrufunun bir nişanesi olarak, inananların da Allah'ın yüceliğini anlaması açısından önem arz etmektedir. 'كِتَابَ' (kitap) kelimesi, vahiy olarak gelen bilgi ve hükümlerin sembolüdür ve bu bağlamda insanlar için bir rehber niteliği taşır. 'تَذَكَّرُوا' (hatırlayın) kelimesi ise, insanlara geçmişten ders çıkarılması ve hatırlama gerekliliğini vurgular; bu da Kur'an'ın özünde yatan ibret alma anlayışını öne çıkarır.
كِتَابَ
15
تَذَكَّرُوا
8
رَفَعْنَا
6
A'râf Suresi 171. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | dağı adeta bir gölgelik gibi çekmiş | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | dağı sanki bir gölgelikmiş gibi | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | o dağı gölgelik gibi tepelerine çekmiştik | Edebi |
Mehmet Okuyan | üstlerine düşeceğini sandıkları dağın | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | dağı sanki o bir gölgelik imiş gibi | Geleneksel |
Süleyman Ateş | dağı, bir gölge gibi kaldırmıştık | Modern |
Süleymaniye Vakfı | o dağı adeta bir gölgelik gibi | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | dağı tepelerine bir gölgelik gibi | Açıklayıcı |
Tabloda görüldüğü gibi, birçok mealde 'dağı gölgelik gibi kaldırdık' ifadesi benzer şekillerde kullanılmıştır. Bu ortak ifade, ayetin ana temasını vurgulamakta ve eski topluluklara verilen mesajı benzer bir dille iletmektedir. 'Gölgelik gibi' ifadesi, dağın tehditkar bir şekilde yukarıda durduğunu ve insanların bu durumu ciddiye almaları gerektiğini gösterir. Ancak, mealler arasında belirgin farklılıklar da bulunmaktadır. Örneğin, bazı meallerde 'sanki' veya 'adeta' gibi zayıflatıcı ifadeler kullanılırken, diğerlerinde daha kesin ve doğrudan ifadeler tercih edilmiştir. Bu durum, ifadelerin anlamlarında küçük farklılıklar yaratmakta, ancak genel bağlamda hepsi benzer bir anlatımı sürdürmektedir. Dilsel olarak, açıklayıcı ve geleneksel tonları taşıyan ifadeler, okuyucunun dikkatini çekme ve anlamı pekiştirme amacı taşımaktadır.