A'râf Sûresi 179. Ayet
وَلَقَدْ
ذَرَأْنَا
لِجَهَنَّمَ
كَث۪يراً
مِنَ
الْجِنِّ
وَالْاِنْسِۘ
لَهُمْ
قُلُوبٌ
لَا يَفْقَهُونَ
بِهَاۘ
وَلَهُمْ
اَعْيُنٌ
لَا
يُبْصِرُونَ
بِهَاۘ
وَلَهُمْ
اٰذَانٌ
لَا
يَسْمَعُونَ
بِهَاۜ
اُو۬لٰٓئِكَ
كَالْاَنْعَامِ
بَلْ
هُمْ
اَضَلُّۜ
اُو۬لٰٓئِكَ
هُمُ
الْغَافِلُونَ
١٧٩
Velekad żera/nâ licehenneme keśîran mine-lcinni vel-ins(i)(s) lehum kulûbun lâ yefkahûne bihâ velehum a’yunun lâ yubsirûne bihâ velehum âżânun lâ yesme’ûne bihâ(c) ulâ-ike kel-en’âmi bel hum edall(u)(c) ulâ-ike humu-lġâfilûn(e)
A'râf Suresi 179. Ayet Meâlleri

A'râf Suresi 179. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | A'râf |
Sure Numarası | 7 |
Ayet Numarası | 179 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 9 |
Kur'an Sayfası | 186 |
Toplam Harf Sayısı | 143 |
Toplam Kelime Sayısı | 29 |
A'râf Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir ve toplumun inançları, ahlakları, peygamberlerin mesajları gibi konulara değinmektedir. Bu sure, genel olarak insanların doğru yoldan sapmalarını ve bunun sonucunda karşılaşacakları ceza ve uyarıları anlatmaktadır. 179. ayet, insan ve cinlerin yaratılış amaçlarını sorgulamakta ve onların akıl, görme ve işitme yetilerini nasıl kullandıklarına dikkat çekmektedir. Bu bağlamda ayet, insanların ve cinlerin çoğunun, yaratılışları gereği sahip oldukları akıl ve duyu organlarını kullanmadıkları, dolayısıyla da gerçeklerden uzaklaştıklarını ifade etmektedir. Kur'an'da insanın özgür iradesi ve sorumluluğu vurgulanırken, bu ayetle insanların gaflet içinde olduklarına ve bunun cehenneme götürdüğüne dair bir uyarı yapılmaktadır. Ayet, yaratılışın bir amacı olduğunu ancak birçok bireyin bu amacın dışına çıktığını belirtir. Duyularının varlığına rağmen anlamaz, görmez ve işitmez halde olmaları onların daha da aşağı bir seviyeye düşmesine sebep olmaktadır. Bu bağlamda ayet, bir uyarıcının yokluğunda insanların kendi özlerini kaybettiklerini ve bu durumun onları hayvanlar gibi bir konuma düşürdüğünü ifade eder.
A'râf Suresi 179. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
قُلُوبٌ (Kalpler) | Kalp |
أَعْيُنٌ (Gözler) | Göz |
آذَانٌ (Kulağlar) | Kulak |
Ayetin tecvid kurallarında idgâm (bir harfin diğerine katılması) ve med (uzatma) gibi kurallar mevcuttur. Özellikle 'قُلُوبٌ (kalpler)' kelimesinde, 'ق' harfi 'ل' harfi ile birleşik olarak okunabilmektedir.
A'râf Suresi 179. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
قُلُوبٌ | Kalpler | 7 |
أَعْيُنٌ | Gözler | 8 |
آذَانٌ | Kulağlar | 6 |
Bu kelimeler, Kur'an'ın insanın akıl ve his organlarını kullanma sorumluluğunu hatırlatmak amacıyla sıkça geçmektedir. 'Kalpler', 'gözler' ve 'kulaklar', insanın algılama ve anlama yetilerini belirtirken, bu duyuların işlevselliği ve önemine vurgu yapılmaktadır. Bu noktada, bu kelimelerin tekrar sıklığı, insanın manevi sorumluluğunu ve inançlarını sorgulamasını teşvik eder. Ayrıca, bu kelimeler aracılığıyla, insanın yaratılışına dair mesajlar net bir şekilde aktarılmakta ve bireylerin kendi durumlarını değerlendirmeleri hedeflenmektedir.
أَعْيُنٌ
8
قُلُوبٌ
7
آذَانٌ
6
A'râf Suresi 179. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | kalpleri vardır; düşünmezler | Geleneksel |
Diyanet İşleri | kalpleri olup da anlamayan | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | kalbleri vardır, fakat anlayamazlar | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | akıl eden kalpleri olmasına rağmen anlamayan | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | onların kalbleri vardır ki, onlar ile anlayamazlar | Geleneksel |
Süleyman Ateş | kalbleri var, fakat onlarla anlamazlar | Modern |
Süleymaniye Vakfı | kalpleri vardır ama (gerçeği) kavramazlar | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar | Modern |
Tablo, ayetin meallerinde geçen ortak ifadeleri ve farklılıkları göstermektedir. 'Kalpleri vardır' ifadesi, birçok mealde benzer bir şekilde kullanılarak insanın akıl ve anlayış kapasitesine vurgu yapılmaktadır. Bunun yanında, 'anlamazlar' ifadesi de yaygın olarak tercih edilmiştir. Bu ortak ifadeler, insanın duyularına rağmen gerçeği kavrayamamasının altını çizmektedir. Ancak, farklı meallerde kullanılan bazı kelimelerin yan anlamları ve cümle yapılarına göre anlam farklılıkları gözlemlenmektedir. Örneğin, 'akıl eden kalpleri olmasına rağmen anlamayan' ifadesi, anlamı daha belirgin hale getirmektedir. Ancak, 'kalbleri vardır ki, onlar ile anlayamazlar' ifadesi ise daha geleneksel bir anlatım sunmaktadır. Bu nedenle, bazı meallerde farklı kelime tercihlerinin arka planındaki dilsel ve anlatım biçimleri, okuyucunun algısını etkileyebilmektedir.
A'râf Sûresi 179. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
A'râf Sûresi 179. ayet, insanların çoğunun kalplerinin kapalı olduğunu ve bu nedenle gerçekleri göremediklerini belirtir.
- Bakara Suresi 7. Ayet: Bu ayette, Allah onların kalplerini damgalamıştır; bu durum, o insanların anlamalarını engellemektedir. A'râf 179 ile benzerlik gösterir çünkü her iki ayet de insanın kalp durumuna vurgu yapar.
- Mâide Sûresi 41. Ayet: Bu ayette de, bazı kişilerin Allah'ın emirlerine karşı duyarsız kaldıkları ve onların kalplerinin mühürlü olduğu ifade ediliyor. A'râf 179 ile bir bağlantı oluşturur, çünkü yine kalplerin durumu üzerinde durmaktadır.
- Ankebût Suresi 49. Ayet: Bu ayette, Kur'an'ın güçlü deliller olduğunu ancak insanların çoğunun bunları anlamadıkları vurgulanır. A'râf 179 ile alakalıdır, çünkü her iki ayet de insanların gerçeklere gözlerini kapattığını belirtiyor.
A'râf 179 ve ilişkili ayetler, insanların kalplerinin ve zihinlerinin açık olmasının önemini vurgulamakta. Gerçeklerin anlaşılabilmesi ve doğru yolda yürünebilmesi için kalplerin açık olması gerektiği mesajını taşımaktadır. Bu bağlamda, Kur'an'ın gerektirdiği anlayışın ve kıvılcımın ulaşamadığı kalplerin durumu, inanç ve kabul anlamında bir engel teşkil etmektedir.
Okumak istediğin ayeti seç