A'râf Sûresi 20. Ayet
فَوَسْوَسَ
لَهُمَا
الشَّيْطَانُ
لِيُبْدِيَ
لَهُمَا
مَا
وُ۫رِيَ
عَنْهُمَا
مِنْ
سَوْاٰتِهِمَا
وَقَالَ
مَا
نَهٰيكُمَا
رَبُّكُمَا
عَنْ
هٰذِهِ
الشَّجَرَةِ
اِلَّٓا
اَنْ
تَكُونَا
مَلَكَيْنِ
اَوْ
تَكُونَا
مِنَ
الْخَالِد۪ينَ
٢٠
Fevesvese lehumâ-şşeytânu liyubdiye lehumâ mâ vûriye ‘anhumâ min sev-âtihimâ vekâle mâ nehâkumâ rabbukumâ ‘an hâżihi-şşecerati illâ en tekûnâ melekeyni ev tekûnâ mine-lḣâlidîn(e)
A'râf Suresi 20. Ayet Meâlleri

A'râf Suresi 20. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | A'râf |
Sure Numarası | 7 |
Ayet Numarası | 20 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 9 |
Kur'an Sayfası | 195 |
Toplam Harf Sayısı | 162 |
Toplam Kelime Sayısı | 38 |
A'râf Suresi 20. ayet, Kur'an'ın Mekki surelerinden biri olan A'râf Suresi'nde yer almaktadır. Bu surede, insanlığın yaratılışı, iblis ve onun insan üzerindeki etkileri üzerinde durulmaktadır. 20. ayet, Âdem ve Havva'nın cennetteki yasak ağaç ile olan etkileşimlerini ve şeytanın onlara yaptığı vesveseyi anlatmaktadır. Mekki dönemde inmiş olan bu sure, genel olarak, ahlaki öğretiler ve insanın yaratılışına dair önemli bilgiler sunmaktadır. Ayet, insanın fıtratına dair derin bilgiler verirken, aynı zamanda şeytanın sinsi planlarını ve insanları nasıl aldatma çabasını gözler önüne sermektedir. Şeytanın, Âdem ve Havva'ya, cennetteki yasak meyveyi yemeleri için yaptığı vesvese, onların avret yerlerini göstermeye yönelik bir aldatmaca olarak sunulmaktadır. Bu da insanın hayata dair arzu ve istekleri ile şeytanın vesveseleri arasındaki çatışmayı simgeler. Ayette, insanın cennetteki durumunu, melek olma ya da ebedi yaşam gibi büyük vaatler üzerinden manipüle etme çabaları, insanın ilk günahını işlemesinin nedenleri arasında yer almaktadır. Bu bakımdan, ayet insanlık tarihi boyunca süregelen ahlaki ve varoluşsal sorunların kökenine dair önemli ipuçları sunmaktadır.
A'râf Suresi 20. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
شَيْطَانَ | Şeytan |
وَسْوَسَ | Vesvese vermek |
رَبُّكُم | Rabbiniz |
مَلَائِكَةً | Melek |
خَالِدِينَ | Ebedi |
Ayetin tedrici tecvid kuralları arasında, 'idgam' ve 'med' gibi durumlar görülmektedir. Özellikle 'وَسْوَسَ' ve 'شَيْطَانَ' kelimeleri, ayetteki akışın ritmine katkıda bulunur.
A'râf Suresi 20. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
شَيْطَانَ | Şeytan | 11 |
وَسْوَسَ | Vesvese vermek | 8 |
رَبُّكُم | Rabbiniz | 18 |
Kur'an'da 'şeytan', 'vesvese' ve 'Rabbiniz' kelimeleri sıklıkla kullanılmıştır. 'Şeytan' kelimesinin sık geçmesi, insanın düşmanı olan iblisin sürekli olarak insanı yanıltma çabasını ifade eder. 'Vesvese' kelimesi, şeytanın insan üzerindeki etkisinin bir göstergesi olarak, insanın ruhsal ve ahlaki durumunu temsil eder. 'Rabbiniz' ifadesi ise, insanın her zaman Yaratıcısına olan bağlılığını ve itaatini vurgulamak amacıyla kullanılır. Bu kelimelerin sık kullanılması, insanın manevi yönelimi ile şeytanın aldatmaları arasındaki çatışmayı ortaya koyar.
رَبُّكُم
18
شَيْطَانَ
11
وَسْوَسَ
8
A'râf Suresi 20. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | şeytan, onlara gizli kalmış olan avret yerlerini belirtip göstermek için ikisini de vesveselendirdi | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | onların, kendilerinden gizli kalan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı | Edebi |
Mehmet Okuyan | şeytan, birbirine kapalı edep yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese vermiş | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | şeytan, ikisine de onların kendilerinden örtülmüş olan çirkin yerlerini onlara açıvermesi için vesvese vermeğe başladı | Edebi |
Süleyman Ateş | şeytan, onların, kendilerinden gizlenmiş olan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | Şeytan vücutlarından açılması hoş olmayacak yerlerinin örtüsünü açıp onlara göstermek için şöyle vesvese verdi | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | şeytan, kendilerinden gizlenmiş çirkin yerlerini onlara açmak için ikisine de vesvese verdi | Modern |
Verilen meallere göre, ortak ifadeler arasında 'şeytan' ve 'vesvese' kelimeleri belirgin şekilde sık kullanılmaktadır. Bu, ayetin ana temasının korunduğunu ve farklı meallerin aynı temel öğeleri vurguladığını göstermektedir. Ancak, 'gizli kalmış', 'açılan', 'göstermek' gibi ifadelerde farklılıklar söz konusu olmakta; bazı mealler daha açıklayıcı ve detaylı bir dil kullanırken, diğerleri daha edebi bir anlatım tercih etmiştir. Bu farklılıklar, belirli bir anlamın daha derin veya sade bir şekilde ifade edilmesine olanak tanır. Genellikle, dilsel ton farklılıkları meallerin okuyucu kitlesine veya bağlamına göre değişmektedir.
A'râf Sûresi 20. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
A'râf Sûresi 20. ayet, Hz. Âdem'in ve eşinin cennetteki yasak meyveden yemeleri üzerine şeytanın onlara vesvese vermesi ve bu durumun sonuçlarına dair bir anlatımdır.
- Bakara Suresi 36. Ayet: Bu ayette de Hz. Âdem'in ve eşinin cennetten çıkarılması ile ilgili anlatım yer almaktadır, bu nedenle A'râf Sûresi 20. ayetle bağlantılıdır.
- Taha Suresi 120. Ayet: Bu ayet, şeytanın Hz. Âdem ve eşine nasıl vesvese verdiğini açıklar. Bu anlatım A'râf Sûresi 20. ayetle ilişkilidir.
- A'râf Sûresi 22. Ayet: Bu ayette de Hz. Âdem ile eşinin şeytanın fitnesine kapılıp yasak meyveyi yemeleri anlatılmaktadır.
A'râf Sûresi 20. ayet ve ilişkili diğer ayetler, Hz. Âdem'in ve eşinin cennetteki deneyimlerini ve bu deneyimlerin sonuçlarını anlamamıza yardımcı olur. Şeytanın vesvesesi ve bu vesveseye kapılmanın sonuçları, insanın bu dünyadaki durumu ve sınavını açıklayıcı bir şekilde ortaya koyar.
Okumak istediğin ayeti seç