الْاَعْرَافِ

A'râf Sûresi 34. Ayet

وَلِكُلِّ

اُمَّةٍ

اَجَلٌۚ

فَاِذَا

جَٓاءَ

اَجَلُهُمْ

لَا

يَسْتَأْخِرُونَ

سَاعَةً

وَلَا

يَسْتَقْدِمُونَ

٣٤

Velikulli ummetin ecel(un)(s) fe-iżâ câe eceluhum lâ yeste/ḣirûne sâ’a(ten)(s) velâ yestakdimûn(e)

Her milletin belli bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.

Surenin tamamını oku

A'râf Suresi 34. Ayet Meâlleri

Meâller
Meâl Sahibiİfade
Abdulbaki Gölpınarlı MealiHer ümmetin başına gelecek musibete bir zaman takdir edilmiştir. Mukadder olan o zaman gelip çattı mı o musibeti ne bir an geriye atabilirler, ne bir an ileriye alabilirler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)Her milletin belli bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.
Elmalılı Hamdi Yazır MealiHer ümmetin bir eceli vardır. O ecel geldiğinde, ne bir ân erteleyebilirler, ne de öne alabilirler.
Mehmet Okuyan MealiHer ümmetin bir süresi vardır. Süreleri gelince ne bir saat (bir an) geri kalır ne de öne gelebilirler.
Ömer Nasuhi Bilmen MealiHer ümmet için bir ecel vardır. Artık onların ecelleri geldiği zaman ne bir saat geri bırakabilirler, ve ne de öne alabilirler.
Süleyman Ateş MealiHer ümmetin bir süresi vardır. Süreleri gelince (onlar), ne bir an geri kalırlar, ne de öne geçerler, (tam vaktinde batıp giderler).
Süleymaniye Vakfı MealiHer toplumun (ümmet) bir eceli vardır. Ecelleri gelince onu ne erteleyebilirler, ne de ecelleri gelmeden onun öne alınmasını sağlayabilirler.
Yaşar Nuri Öztürk MealiHer ümmet için belirlenmiş bir süre vardır. Süreleri dolunca ne bir saat geri kalırlar ne de öne geçerler.

A'râf Suresi 34. Ayet Hakkında Genel Bilgiler

Genel Bilgiler
SureA'râf
Sure Numarası7
Ayet Numarası34
Sure TürüMekki
Bulunduğu Cüz9
Kur'an Sayfası176
Toplam Harf Sayısı89
Toplam Kelime Sayısı17

A'râf Suresi, Mekke döneminde inen ve genel olarak insanlara uyarılar, ahlaki değerler ve kıyamet günü ile ilgili konuları ele alan bir suredir. Bu surede, insanların geçmişteki kavimleri, onların başlarına gelen olayları ve bu olayların sonuçları üzerinden dikkat çekici dersler verilmektedir. A'râf Suresi, özellikle Allah'ın adaletine, insanların iradesine ve hayatın sonlarına dair önemli mesajlar içermektedir. 34. ayet, her ümmetin belirli bir süreye, yani ecele sahip olduğunu vurgulamaktadır. Bu süre dolduğunda, insanların bu sürenin geri alınması veya uzatılması gibi bir şansı olmadığını belirtir. Ayet, insan hayatındaki belirli sürecin kaçınılmaz olduğunu ve bu sürecin Allah tarafından belirlenmiş olduğunu ifade eder. Söz konusu ayetin içeriği, insanların hayatları boyunca karşılaşacakları olayların ve sonların ne kadar kaçınılmaz olduğunu gözler önüne serer. Bu bağlamda, surede yer alan diğer ayetlerle birlikte, insanın yaşadığı hayatın ve karşılaştığı zorlukların, bir bütün olarak Allah'ın iradesinin bir parçası olduğu fikri öne çıkmaktadır.

A'râf Suresi 34. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:

Dil bilgisi açıklamaları
KelimeTemel Anlamı
أُمَّةٌümmet
أَجَلٌecel
مُقَدَّرٌbelirlenmiş

Ayetin tecvidinde, med harfleri belirgin bir şekilde uzatılır. Ayrıca, bazı kelimelerin sonunda 'idgam' uygulaması vardır.

A'râf Suresi 34. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:

İstatiksel bilgiler
KelimeTemel AnlamıKur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı
أُمَّةٌümmet18
أَجَلٌecel8
مُقَدَّرٌbelirlenmiş4

Ayet içindeki kelimeler, Kur'an'da sıkça geçmektedir. 'Ümmet' kelimesi, toplum ve topluluk anlamında kullanılarak, farklı milletlerin bir arada yaşadığı durumları ifade etmektedir. 'Ecel' kelimesi, insanların yaşam sürelerini ve ölümlerini belirten bir terim olarak, insanların hayatlarının sonlanmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulamakta önemli bir yer tutar. 'Mükadder' kelimesi ise, belirli bir zaman dilimini ifade ederek, her şeyin bir ölçü ve düzen içinde gerçekleştiğine dikkat çekmektedir. Bu kelimelerin sık kullanımı, yaşamın geçiciliği, insanların sorumlulukları ve Allah'ın iradesinin belirleyiciliği konularına yapılan vurgulardan kaynaklanmaktadır.

أُمَّةٌ

18

أَجَلٌ

8

مُقَدَّرٌ

4

Kelimelerin Kur'an'da geçiş grafiği

A'râf Suresi 34. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:

Ayetin meallerindeki dilsel farklılıklar
Meal SahibiKullanılan İfadeDilsel Tonu
Abdulbaki Gölpınarlıbelli bir ecelAçıklayıcı
Diyanet İşleribelli bir ecelGeleneksel
Elmalılı Hamdi Yazırbir ecelGeleneksel
Mehmet Okuyanbir süresi vardırModern
Ömer Nasuhi Bilmenbir ecel vardırGeleneksel
Süleyman Ateşbir süresi vardırModern
Süleymaniye Vakfıbir eceli vardırAçıklayıcı
Yaşar Nuri Öztürkbelirlenmiş bir süreModern

Yukarıdaki tabloda görüldüğü üzere, mealler arasında ortak olarak 'ecel' ve 'süre' terimleri kullanılmaktadır. 'Ecel' kelimesi, çoğu mealde yer almakta ve bu terim, insanların yaşam süreleri ile ilgili kesin bir vurguyu ifade etmektedir. Farklı meallerde ise 'süre' kelimesinin de kullanılması, modern bir ifadeyle bu durumu açıklamakta ve daha geniş bir anlayış sağlamaktadır. Örneğin, Mehmet Okuyan ve Süleyman Ateş gibi modern yorumcular, 'bir süresi vardır' ifadesi ile daha akıcı bir dil kullanmayı tercih etmişlerdir. Bunun yanında, geleneksel meallerde ise 'ecel' kelimesinin sıkça kullanılması, klasik Arapça'dan gelen bir ifadenin korunmasını sağlar. Bu durum, okuyuculara ayetin kesin ve değişmez olan yönünü vurgulamak adına tercih edilmiş olabilir. Genel olarak, bu ifadelerin seçilmesi, hem anlam açısından benzerlikler taşırken, dilsel olarak kullanım biçimlerinde farklılıklar göstermektedir.