A'râf Sûresi 50. Ayet
وَنَادٰٓى
اَصْحَابُ
النَّارِ
اَصْحَابَ
الْجَنَّةِ
اَنْ
اَف۪يضُوا
عَلَيْنَا
مِنَ
الْمَٓاءِ
اَوْ
مِمَّا
رَزَقَكُمُ
اللّٰهُۜ
قَالُٓوا
اِنَّ
اللّٰهَ
حَرَّمَهُمَا
عَلَى
الْكَافِر۪ينَۙ
٥٠
Venâdâ ashâbu-nâri ashâbe-lcenneti en efîdû ‘aleynâ mine-lmâ-i ev mimmâ razekakumu(A)llâh(u)(c) kâlû inna(A)llâhe harramehumâ ‘alâ-lkâfirîn(e)
A'râf Suresi 50. Ayet Meâlleri

A'râf Suresi 50. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | A'râf |
Sure Numarası | 7 |
Ayet Numarası | 50 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 8 |
Kur'an Sayfası | 163 |
Toplam Harf Sayısı | 213 |
Toplam Kelime Sayısı | 38 |
A'râf Suresi, Mekke döneminde inen bir sure olup, Kur'an-ı Kerim'in yedinci suresidir. Bu sure, genel olarak insanların iki gruba ayrıldığına dair temalar içerir: inananlar ve inkar edenler. Ayet 50, cehennem halkının cennet halkına yönelik bir dilek ve ricada bulunduğu bir durumu anlatmaktadır. Cehennemdekiler, cennettekilerden su ve rızık istemektedir. Bu isteme, cehennem azabının dayanılmaz olduğu bir durumda gerçekleşmektedir. Cennet halkı ise, bu isteğe yanıt olarak Allah'ın onlara bu nimetleri kâfirlere haram kıldığını belirtmektedir. Ayet, cehennemdekilerin çaresizliğini ve cennet halkının Allah'ın emirlerine olan itaatini vurgular. Ayetin geçtiği sure, insanın hayatındaki seçimlerin sonuçlarını, ahiret hayatının gerçekliğini ve Allah'ın adaletini konu edinir. Surenin genel içeriği, insanların akıl ve vicdanlarına hitap ederken, ahlaki ve etik sorumluluklarına dikkat çekmektedir.
A'râf Suresi 50. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
سُقُوا | Bize su verin |
مِنْ | İçinden, -den |
رِزْقٍ | Rızık |
كَافِرِينَ | Kâfirler |
Ayet içinde bazı temel tecvid kurallarına dikkat edilmiştir. Özellikle idgam ve med durumları, okunuşun akıcılığı açısından önem taşır. Örneğin, "كَافِرِينَ" kelimesinde idgam kuralı uygulanmaktadır.
A'râf Suresi 50. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
سُقُوا | Bize su verin | 9 |
رِزْقٍ | Rızık | 22 |
كَافِرِينَ | Kâfirler | 20 |
Bu kelimeler, Kur'an'da sıkça geçen terimlerdir. 'سُقُوا' (Bize su verin) kelimesi, özellikle cehennemin azabını ve cehennem halkının acizliğini simgeler. 'رِزْقٍ' (Rızık) kelimesi, Allah'ın insanlara verdiği nimetleri ifade eder ve ahiret hayatı bağlamında sıkça kullanılır. 'كَافِرِينَ' (Kâfirler) kelimesi ise, inkar edenleri tanımlamak için kullanılan bir terimdir, bu da inanılmaz bir şekilde ahiret yaşamının sonuçlarına işaret eder.
رِزْقٍ
22
كَافِرِينَ
20
سُقُوا
9
A'râf Suresi 50. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Cehennem ehli, cennet ehline bize biraz su verin | Geleneksel |
Diyanet İşleri | Cehennemlikler de cennetliklere, 'Ne olur, sudan veya Allah’ın size verdiği rızıktan biraz da bizim üzerimize akıtın' diye çağrışırlar. | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | Cehennemdekiler, cennettekilere: 'Bize biraz su akıtın veya Allah'ın size verdiği rızıktan bize de verin.' | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Ateş halkı cennet halkına 'Su veya Allah’ın size verdiği rızıklardan biraz da bize dökün!' | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Ve nâr ehli, ashâb-ı cennete nidâ ederek: 'Suyunuzdan veya Allah'ın sizi merzûk ettiği şeylerden bizim üzerimize döküveriniz.' | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Ateş halkı, cennet halkına: 'Suyunuzdan veya Allah'ın size verdiği rızıktan biraz da bizim üzerimize akıtın (ne olur)!' | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Cehennem ahalisi, Cennet ahalisine şöyle seslenir: 'Üzerimize biraz su ya da Allah’ın size verdiği nimetlerden atsanıza.' | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | Ateş halkı, cennet halkına seslenir: 'Şu sudan yahut Allah'ın sizi rızıklandırdığından biraz da bize akıtın.' | Modern |
Tablolardaki ifadeler arasında dikkat çeken ortak kelimeler, genellikle 'su' ve 'rızık' üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu ifadelerin çoğu mealde ortak olarak tercih edilmiştir çünkü bu kelimeler, cehennem halkının temel isteğini ve acizliğini ifade etmektedir. Ayrıca, 'kâfirler' ile ilgili yapılan tanımlamalar da benzer bir şekilde yer almaktadır. Ancak, mealler arasında belirgin farklılaşmalar da gözlemlenmektedir; bazı mealler daha geleneksel bir dil kullanırken, bazıları modern ve açıklayıcı bir yaklaşım benimsemektedir. Bu farklılıklar, dinin anlaşılabilirliğini artırmak amacıyla yapılmış olsa da, anlamda ciddi farklılıklar yaratmamaktadır. Genel olarak, meallerin dilsel tonları ve kullandıkları ifadeler, hedef kitlelerine göre değişiklik göstermektedir.
A'râf Sûresi 50. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
A'râf Sûresi 50. ayet, Cehennemliklerin su talep ettiği ancak onlara verilmeyen ve onlara 'Siz dünyada bu suyu istemiştiniz, şimdi böyle bir suyu içmeye layık değilsiniz' denilen bir durumu anlatmaktadır.
- Bakara Suresi 167. Ayet: Bu ayette, Yüce Allah, insanların dünya hayatında yaptıklarıyla karşılaşacakları tasvir edilmektedir. A'râf Suresi'ndeki su talebi ve geri çevrilme durumu, insanların eylemlerinin sonuçları üzerindeki benzerliği nedeniyle ilgilidir.
- Tebareke (Mülk) suresi 30. Ayet: Mülk Suresi'nin bu ayeti, insanların Cehennemin azabıyla karşılaşma durumunu ve orada susuzluk çekmelerine dair bir imada bulunarak, A'râf Suresi'ndeki su talep etme ve karşılık bulamama temasıyla ilişkilidir.
- Enfâl Sûresi 50. Ayet: Enfal Suresi'ndeki bu ayet, kafirlerin ahiretteki durumuna ve alacakları cezaya dair bir uyarı niteliğindedir. Bu bağlamda A'râf Suresi'ndeki suyun verilmeyişi, cezanın bir parçası olarak değerlendirilir.
Bu ayetler birlikte, insanların dünya hayatında yaptıkları tercihler ve eylemlerinin ahiretteki sonuçlarına dair bir uyarı niteliği taşımaktadır. Cehennemliklerin susuzluk içinde kaldığı ve bu durumun sonuçlarının, yapılan tercihlerle ilintili olduğu vurgulanmaktadır. Dolayısıyla, insanlar için bu ayetler, eylemlerinin ciddiyetini ve ahiret hayatında karşılaşacakları sonuçları hatırlatmaktadır.
Okumak istediğin ayeti seç