A'râf Suresi 96. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Memleketlerin halkı inansalar ve çekinselerdi gökyüzünden üstlerine bereket yağdırır, yeryüzünden bereket fışkırtırdık, fakat inkar ettiler de kazandıkları suç yüzünden onları azaba uğrattık. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Eğer, o memleketlerin halkları iman etseler ve Allah’a karşı gelmekten sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereketler(in kapılarını) açardık. Fakat onlar yalanladılar, biz de kendilerini işledikleri günahlarından dolayı yakalayıverdik. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (O) ülkelerin halkı inanıp (Allah'ın azabından) korunsalardı, elbette üzerlerine gökten ve yerden bolluklar açardık; fakat yalanladılar, biz de onları kazandıklarıyla yakaladık. |
Mehmet Okuyan Meali | O şehirlerin halkı iman edip [takvâ]lı (duyarlı) olsalardı, elbette üzerlerine gökten ve yerden bereketler açardık. Fakat yalanlamışlardı; biz de kazandıkları şeyler nedeniyle onları yakalamıştık (cezalandırmıştık). |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Eğer o ülkelerin ahalisi imân etselerdi ve sakınmış olsalar idi, elbette onların üzerine gökten ve yerden bereketler açardık. Fakat tekzîp ettiler. Artık Biz de onları, kazanır oldukları şey sebebiyle tutup yakalayıverdik. |
Süleyman Ateş Meali | (O) ülkelerin halkı inanıp (kötülüklerden) korunsalardı, elbette üzerlerine gökten ve yerden bolluklar açardık; fakat yalanladılar, biz de onları kazandıklarıyle yakaladık. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Eğer o kentlerin ahalisi, inanıp güvenerek Allah’tan çekinselerdi, onlara, yerin ve göklerin bolluk ve bereketini açardık. Fakat yalana sarıldılar. Biz de onları yapıp ettiklerine karşılık yakalayıverdik. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | O medeniyetlerin halkı inanıp korunsalardı, elbette ki üzerlerine gökten ve yerden bereketler saçardık. Ama yalanladılar, biz de onları, kazanır olduklarıyla yakalayıverdik. |
A'râf Suresi 96. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | A'râf |
Sure Numarası | 7 |
Ayet Numarası | 96 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 8 |
Kur'an Sayfası | 150 |
Toplam Harf Sayısı | 219 |
Toplam Kelime Sayısı | 40 |
A'raf Suresi, Mekke döneminde inmiş olan surelerden biridir ve genel olarak, peygamberlerin halklarıyla ilişkileri, inkârcı toplumların karşılaştığı sonuçlar ve ahiret hayatı gibi temaları ele almaktadır. Bu surede, Allah'ın azabından kaçınmak için iman etmenin ve takva sahibi olmanın önemi vurgulanmaktadır. Ayet 96, özellikle belirli toplumların Allah'a iman edip korundukları takdirde, üzerlerine bereketlerin açılacağını, ancak yalanladıkları için azabın geleceğini bildirmektedir. Bu bağlamda, ayet, inançsızlığın ve günahkârlığın sonuçlarını ortaya koymakta ve insanların Allah'ın rahmetine ulaşmalarının yollarını göstermektedir. Ayetin geçtiği surede, Allah'ın kullarına karşı olan lütuf ve ikramları ile kulların bu ikramlara karşı gösterdikleri tepki arasındaki ilişkiye dikkat çekilmektedir. Ayrıca, bu ayet, tarih boyunca inkar eden toplumların nasıl sonuçlarla karşılaştığını örnekleriyle ortaya koymaktadır.
A'râf Suresi 96. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
إِنْ | Eğer |
آمَنُوا | İman etseler |
بَارَكَةً | Bereket |
كَذَّبُوا | Yalanladılar |
مَكَّنَّا | Yakalamak |
Ayetin tecvidi açısından, 'إِنْ' kelimesi sin harfi ile başladığı için med kuralı uygulanabilir. Ayrıca, 'كَذَّبُوا' kelimesinde idgam kuralı bulunmakta.
A'râf Suresi 96. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
إِنْ | Eğer | 20 |
آمَنُوا | İman etseler | 17 |
بَارَكَةً | Bereket | 10 |
Ayet içerisinde geçen bu kelimelerin Kur'an'da çokça geçmesi, iman, bereket ve inanç temalarının Kur'an'ın genel yapısında ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Özellikle 'إِنْ' kelimesinin sık kullanımının, koşullu ifadelerin önemini vurguladığı ve okuyucuyu düşünmeye sevk ettiği söylenebilir. 'آمَنُوا' kelimesi, inanç ve iman teması üzerine yoğunlaşmanın bir işareti olarak karşımıza çıkmaktadır. 'بَارَكَةً' kelimesi ise Allah'ın bereketini ve rahmetini ifade etmesi açısından sık kullanılan bir terimdir.
إِنْ
20
آمَنُوا
17
بَارَكَةً
10
A'râf Suresi 96. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | inansalar ve çekinselerdi | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | iman etseler ve Allah’a karşı gelmekten sakınsalardı | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | inanan ve korunan | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | iman edip [takvâ]lı (duyarlı) olsalardı | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | iman etselerdi ve sakınmış olsalar idi | Geleneksel |
Süleyman Ateş | inanıp (kötülüklerden) korunsalardı | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | inanıp güvenerek | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | inanıp korunsalardı | Modern |
Tablodaki ifadeler incelendiğinde, 'iman etseler' ve 'korunsalardı' gibi ifadelerin çoğu mealde ortak olarak tercih edildiği görülmektedir. Bu ortak ifadeler, ayetin ana temasını vurgulamakta ve okuyucuya iman etmenin ve Allah'a karşı gelmekten sakınmanın önemini net bir şekilde iletmektedir. Bu ifadelerin tercih edilmesinin nedeni, ayetin özünü anlamak için kritik olmalarıdır. Diğer yandan, bazı meallerde kullanılan 'çekinmek' veya 'duyarlı olmak' gibi ifadeler, dilsel açıdan farklılık gösterirken, anlam açısından benzerlik taşımaktadır. 'Çekinmek' ifadesi, bir korkuya dayalı bir durumu ifade ederken, 'duyarlı olmak' ifadesi, daha pozitif bir yaklaşım sunmaktadır. Bu farklılıklar, mealler arasındaki dil ve üslup farklılıklarını göstermekte, ancak tümü ayetin ana mesajını aktarmaktadır.