En'âm Sûresi 125. Ayet
فَمَنْ
يُرِدِ
اللّٰهُ
اَنْ
يَهْدِيَهُ
يَشْرَحْ
صَدْرَهُ
لِلْاِسْلَامِۚ
وَمَنْ
يُرِدْ
اَنْ
يُضِلَّهُ
يَجْعَلْ
صَدْرَهُ
ضَيِّقاً
حَرَجاً
كَاَنَّمَا
يَصَّعَّدُ
فِي
السَّمَٓاءِۜ
كَذٰلِكَ
يَجْعَلُ
اللّٰهُ
الرِّجْسَ
عَلَى
الَّذ۪ينَ
لَا
يُؤْمِنُونَ
١٢٥
Femen yuridi(A)llâhu en yehdiyehu yeşrah sadrahu lil-islâm(i)(s) vemen yurid en yudillehu yec’al sadrahu dayyikan haracen keennemâ yessa’’adu fî-ssemâ-/(i)(c) keżâlike yec’alu(A)llâhu-rricse ‘alâ-lleżîne lâ yu/minûn(e)
En'âm Suresi 125. Ayet Meâlleri

En'âm Suresi 125. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | En'âm |
Sure Numarası | 6 |
Ayet Numarası | 125 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 8 |
Kur'an Sayfası | 161 |
Toplam Harf Sayısı | 103 |
Toplam Kelime Sayısı | 17 |
En'âm Suresi, Mekke döneminde inen bir suredir ve genel olarak tevhid, Allah'ın birliği, peygamberlerin durumu, inkârcıların karşılaştığı sonuçlar gibi konuları ele almaktadır. Bu surede, özellikle inanç ve iman konuları üzerinde durulmakta, insanlara doğru yolu bulmaları için çeşitli uyarılarda bulunmaktadır. 125. ayet, bu bağlamda, insanın inanç durumu ile ilgili önemli bir noktaya vurgu yapmaktadır. Allah’ın kimin kalbini İslam’a açıp kiminin ise hidayetten alıkoyduğunu ifade etmektedir. Bu durum, insanların içsel bir mücadelesi olan iman ve inkâr üzerine yapılan bir tasvirdir. Mekke döneminin zorlukları içinde, inananlar ile inanmayanlar arasındaki farkı ortaya koymak için bu tür ifadelere yer verilmiştir. Ayette, doğru yola yönlendirmenin ve sapmanın Allah'a ait olduğu ve insanların bu süreçteki durumlarının nasıl belirlendiği anlatılmaktadır. Bu bağlamda, ayetteki ifadeler ve kullanılan metaforlar, okuyucuya insan ruhunun derinliklerine dair bir bakış açısı sunmaktadır. Ayetin verdiği mesaj, insanlara hidayetin ve sapmanın Allah'ın iradesine bağlı olduğunu ifade ederken, bu süreçteki duygusal durumları da ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, ayetin insan psikolojisi üzerindeki etkisi oldukça dikkat çekicidir.
En'âm Suresi 125. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
أَفَتَحْنَا | Açmak |
سِدْرَةً | Daraltmak |
طُولًا | Yükselmek |
عَذَابًا | Azap |
كَوَانَ | Olmak |
Ayet içinde dikkat çeken tecvid kuralları arasında idgam ve med uygulamaları bulunmaktadır. İdgam, benzer harflerin yan yana geldiği durumlarda uygulanırken, med, uzun okuma yapılacak kelimelerde tercih edilmektedir.
En'âm Suresi 125. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
أَنْ | Ki | 50 |
يُوَسِّعُ | Genişletmek | 3 |
عَذَابٌ | Azap | 17 |
Ayet içinde geçen kelimelerin Kur'an'daki geçiş sayıları, kelimelerin anlam ve bağlam açısından önemini yansıtmaktadır. 'Ki' kelimesi genel bir bağlayıcı işlev görürken, 'genişletmek' ve 'azap' kelimeleri ise belirli durumları ve sonuçları ifade etmektedir. Bu kelimelerin sık kullanımı, inanç, hidayet ve azap konularının Kur'an'daki tekrarlayan temaları arasında yer almasının bir sonucudur.
أَنْ
50
عَذَابٌ
17
يُوَسِّعُ
3
En'âm Suresi 125. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | gönlünü açar | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | göğsünü İslâm’a açar | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | gönlünü İslâm'a açar | Edebi |
Mehmet Okuyan | göğsünü sanki göğe çıkıyormuş gibi | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | göğsünü daraltır | Geleneksel |
Süleyman Ateş | göğsünü, (o kimse) göğe çıkıyormuş | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | gönlünü İslam’a açar | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | göğsünü İslam'a açar | Açıklayıcı |
Tabloda görülen ifadeler, farklı meallerde kullanılan benzer kavramları ve tonları yansıtmaktadır. 'Gönlünü açar' ifadesi, birçok mealde ortak bir şekilde kullanılarak, Allah'ın hidayet verme yetkisini vurgulamaktadır. Özellikle Diyanet İşleri ve Elmalılı Hamdi Yazır meallerinde, geleneksel bir dil kullanılmış ve bu doğrultuda ifadeler tercih edilmiştir. Ancak, Mehmet Okuyan gibi modern yaklaşımlara sahip meallerde, ifadelerin daha somut ve güncel bir dille ele alındığı gözlemlenmektedir. Bazı meallerde ise, dil açısından zenginlik sunan ifadeler tercih edilmiştir. Örneğin, 'göğe çıkıyormuş gibi' ifadesi, daha sanatlı bir anlatım sunarak okuyucuya derinlik kazandırır. Genel olarak, birçok mealde benzer kavramlar kullanılsa da, kelime seçimlerindeki farklılıklar, anlamın zenginliğini artırmaktadır.
En'âm Sûresi 125. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
En'âm Sûresi 125. ayette, Allah, kimin doğru yola iletilmesi gerektiğini ve kimin sapıklığa düşeceğini dilediğini ifade eder.
- Bakara Suresi 256. Ayet: Bu ayette, din konusunda zorlamanın olmadığı belirtilir. Bu durum, insanların doğru yola iletilmeleri için Allah'ın iradesinin önemiyle bağlantılıdır.
- İsrâ Sûresi 13. Ayet: Bu ayette, her insanın kendi amellerinin sonuçlarını göreceği ifade edilir. Bu da, Allah'ın birini doğru yola iletmesi ve diğerini sapıklığa düşürmesinin bireylerin davranışlarıyla nasıl bağlantılı olduğunu gösterir.
- Câsiye Suresi 22. Ayet: Burada, Allah'ın göklerde ve yerde her şeyin hükümdarı olduğu ifade edilir. Bu, Allah'ın kimin ne yolda gideceğine dair tasarruflarının büyüklüğünü vurgular.
Bu ayetler, insanın doğru yolda olup olmamasının, altındaki irade ve seçimlerin Allah'ın dilemesiyle nasıl ilişkili olduğunu ortaya koyar. İnsanın iradesi önemli olmakla birlikte, nihayetinde yönlendirmenin Allah’a ait olduğu mesajını verir. Yani, hidayet ve sapma, Allah'ın takdiriyle şekillenir.
Okumak istediğin ayeti seç