En'âm Suresi 20. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Kendilerine kitap verdiklerimiz, Peygamberi, oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar, fakat kendilerine zarar verenlerdir inanmayanlar. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (Peygamberi) kendi öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kendilerine Kitap verdiğimiz kimseler, Peygamber'i, kendi oğullarını bildikleri gibi, bilirler. Kendilerine yazık edenler var ya! İşte onlar iman etmezler. |
Mehmet Okuyan Meali | Kendilerine kitap verdiklerimiz onu kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerine yazık edenler var ya işte onlar inanmazlar. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Kendilerine kitap vermiş olduğumuz kimseler, O'nu kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanır bilirler. O kimseler ki nefislerini hüsrâna uğratmışlardır, işte onlar imân etmezler. |
Süleyman Ateş Meali | Kendilerine Kitap verdiklerimiz, oğullarını tanıdıkları gibi onu tanırlar (onun Allah tarafından vahyedildiğini bilirler), ama kendilerini ziyana sokanlar inanmazlar. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Kitap verdiğimiz kimseler onu, kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerine yazık edenler, ona inanıp güvenecek değillerdir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | O kendilerine kitap verdiklerimiz var ya, onu, öz oğullarını tanıdıkları gibi tanıyıp bilirler. Ama öz benliklerini hüsrana uğratan bunlar, iman etmezler. |
En'âm Suresi 20. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | En'âm |
Sure Numarası | 6 |
Ayet Numarası | 20 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 8 |
Kur'an Sayfası | 152 |
Toplam Harf Sayısı | 123 |
Toplam Kelime Sayısı | 25 |
En'âm Suresi, Mekke döneminde inen ve İslam inancının temel prensiplerini, ahlaki değerlerini ve Allah'ın birliğini vurgulayan bir sure olarak bilinir. Bu surede genel olarak tevhid inancı, ahiret hayatı ve peygamberlerin tebliğ ettiği mesajlar üzerinde durulmaktadır. Ayet 20, Kur'an'ın önceki sayfalarında yer alan 'kitap' verilmiş kişilerle ilgili bir referans yaparak, bu kişilerin peygamberi, kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanıyacaklarını ama yine de inanmaktan kaçınacaklarını belirtmektedir. Bu durum, insanların objektif bilgiye sahip olmalarına rağmen, kalplerinde inançsızlık barındırabilecekleri gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu ayet, insanların bilgiye ve gerçeğe karşı tutumlarını sorgulamaktadır. Özellikle kendilerine kitap verilen toplulukların, peygamberi bilmesine rağmen, inançsızlıklarının nedenleri üzerinde durulmaktadır. Ayet, inançsızlık ve hüsran temasını işlerken, özgür irade ve sorumluluk kavramlarını da sorgulamaktadır. Mekke döneminde inen bu ayet, Müslümanların karşılaştığı zorlukları ve inançlarının nasıl sorgulandığını anlamak açısından önemli bir perspektif sunmaktadır.
En'âm Suresi 20. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كِتَابٌ | kitap |
عَلِيمٌ | bilmek |
يَكْفُرُ | inkar etmek |
أَوْلَاد | çocuklar |
أَخْسَرَ | hüsrana uğramak |
Ayet, Arapça dilbilgisi açısından bazı temel kurallara uymaktadır. Örneğin, 'كِتَابٌ' kelimesi, 'kitap' anlamında ve belirli bir isimdir; bu tür kelimeler genellikle cümlede özne veya nesne olarak kullanılır. Ayrıca, 'يَكْفُرُ' kelimesi, fiil yapısı itibarıyla, inkar etme eylemini ifade eder. Ayette, bazı kelimelerin idgam (bitişik okuma) ve med (uzatma) kurallarına tabi olduğu görülmektedir.
En'âm Suresi 20. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كِتَابٌ | kitap | 200 |
عَلِيمٌ | bilmek | 150 |
يَكْفُرُ | inkar etmek | 130 |
أَوْلَاد | çocuklar | 100 |
أَخْسَرَ | hüsrana uğramak | 80 |
Ayet içerisinde geçen kelimeler, Kur'an'da sıkça karşılaşılan temalarla bağlantılıdır. 'كِتَابٌ' kelimesi, Allah'ın vahyi ve onun verdiği bilgiyi temsil eder. 'يَكْفُرُ' kelimesi, inkar temasının önemini vurgulamakta, özellikle inançsızlığın sonuçlarını tartışan ayetlerde sıkça kullanılmaktadır. 'أَوْلَاد' ve 'أَخْسَرَ' kelimeleri ise aile yapısı ve bireylerin sorumlulukları gibi konuları ele alan ayetlerde yer almaktadır.
كِتَابٌ
200
عَلِيمٌ
150
يَكْفُرُ
130
أَوْلَاد
100
أَخْسَرَ
80
En'âm Suresi 20. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Kendilerine zarar verenlerdir inanmayanlar. | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Kendilerini ziyana sokanlar var ya. | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | Kendilerine yazık edenler var ya! | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Kendilerine yazık edenler var ya. | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | O kimseler ki nefislerini hüsrâna uğratmışlardır. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Ama kendilerini ziyana sokanlar inanmazlar. | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Kendilerine yazık edenler. | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | Ama öz benliklerini hüsrana uğratan bunlar. | Edebi |
Ayetin farklı meallerinde 'kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanımak' ifadesinin benzer şekilde kullanıldığı görülmektedir. Ayrıca, 'kendilerine yazık edenler' veya 'kendilerini ziyana sokanlar' gibi ifadeler de çoğu mealde benzer bir şekilde yer almıştır. Bu ifadeler, inançsızlık ve sonuçlarına dair ortak bir endişeyi yansıtmaktadır. Ancak bazı mealler arasında 'hüsran' gibi terimlerin kullanımı, dilsel olarak daha edebi bir ton sunarken, bazıları daha modern bir dil kullanmayı tercih etmiştir. Dolayısıyla, mealler arasındaki farklılıklar, hem dilsel hem de anlatım tarzı açısından çeşitlilik göstermektedir.