En'âm Suresi 44. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Derken söylenenleri, verilen öğütleri unuttukları zaman her şeyin kapılarını açtık onlara ve onlar, kendilerine verilen şeylerle genişliğe ulaştıkları gibi hemen ve ansızın onları tutup alıverdik de bütün umduklarından mahrum oldular. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Derken onlar kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, (önce) üzerlerine her şeyin kapılarını açtık. Sonra kendilerine verilenle sevinip şımardıkları sırada, onları ansızın yakaladık da bir anda tüm ümitlerini kaybedip yıkıldılar. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kendilerine hatırlatılanları unuttuklarında, onlara her şeyin kapısını açtık. Nihayet kendilerine verilen o nimetlerle sevinip zevke dalınca onları azabımızla ansızın yakalayıverdik. Hemen ümitsizliğe kapılıp şaşkına döndüler. |
Mehmet Okuyan Meali | Kendilerine yapılan uyarıları unuttuklarında, üzerlerine her şeyin kapılarını açmıştık. Sonunda kendilerine verilenler yüzünden şımardıkları zaman onları ansızın yakalamıştık; birdenbire bütün ümitlerini yitirmişlerdi. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Vaktâ ki, onlar kendilerine ne ile öğüt verildiğini unuttular, onların üzerine herşeyin kapılarını açıverdik, nihâyet kendilerine verilen şeyler ile ferahlandıkları vakit onları ansızın tuttuk. Artık onlar o anda bütün umduklarından mahrum kaldılar. |
Süleyman Ateş Meali | Kendileri yapılan uyarıları unutunca, üzerlerine her şeyin kapılarını açıverdik; kendilerine verilenle sevince daldıkları sırada da ansızın onları yakaladık, birden bire bütün umutlarnı yitirdiler. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Kendilerine hatırlatılan görevleri unuttukları zaman önlerine bütün kapıları açarız. Verilen nimetlerle şımardıkları bir sırada da onları yakalayıveririz. Birden bire umutsuzluğa düşerler. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Öğütlenmeye çağırıldıkları şeyi unutunca, her şeyin kapılarını üzerlerine açıverdik. Nihayet, kendilerine verilenle sevinç şımarıklığına daldıkları bir sırada, ansızın onları yakaladık. Tüm ümitlerini bir anda yitirdiler. |
En'âm Suresi 44. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | En'âm |
Sure Numarası | 6 |
Ayet Numarası | 44 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 8 |
Kur'an Sayfası | 149 |
Toplam Harf Sayısı | 176 |
Toplam Kelime Sayısı | 33 |
En'âm Suresi 44. Ayet, Kur'an-ı Kerim'in Mekki döneminde inen surelerinden biridir. Bu ayet, özellikle Allah'ın nimetleri ve insanların bu nimetlere karşı tutumları üzerine bir uyarı niteliği taşır. Surenin genel bağlamı, insanları Allah'a, O'nun birliğine ve peygamberliğine davet ederken, inkâr edenlerin sonunu belirtmekte ve onlara yönelik bir uyarı içermektedir. Ayet, Allah'ın kullarına sunduğu nimetlerin ve fırsatların, unutulması durumunda nasıl bir felaketle sonuçlanabileceğini anlatmaktadır. Ayet, insanlara verilen nimetlerin bir denge içinde değerlendirilmesi gerektiğini, bu nimetlere karşı şımarıklık ve unutuşun sonuçlarına dikkat çekmektedir. İnsanların, kendilerine hatırlatılan doğrulardan uzaklaştıkları zaman, Allah'ın kapılarının açılacağı ve ardından gelecek olan felaketin ansızın geleceği belirtilmektedir. Bu, insanların dikkatli olmalarını ve her türlü nimet karşısında şükretmeleri gerektiğini ifade eder. Ayet, hem bireysel hem de toplumsal sorumluluklarımızı göz önünde bulundurmakta ve insanlar arasında bir uyarıcı işlevi görmektedir.
En'âm Suresi 44. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
تَذْكِيرَ | hatırlatma |
أَفْوَاجًا | grup grup |
بَابًا | kapı |
مَسَاتًا | mahrumiyet |
كُلَّ | her |
Ayet içerisinde bazı kelimeler, tecvid kuralları açısından dikkat çekicidir. Örneğin, 'أَفْوَاجًا' kelimesindeki idgam durumu, kelimenin akışını hızlandırır ve anlamı derinleştirir. 'تَذْكِيرَ' kelimesindeki med, kelimenin vurgusunu artırarak hatırlatma konusunu ön plana çıkarır.
En'âm Suresi 44. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
تَذْكِيرَ | hatırlatma | 5 |
أَفْوَاجًا | grup grup | 3 |
بَابًا | kapı | 7 |
مَسَاتًا | mahrumiyet | 2 |
كُلَّ | her | 15 |
Ayet içinde geçen kelimeler, Kur'an'da tekrar eden temalar ve mesajlarla bağlantılıdır. Örneğin, 'بَابًا' kelimesi, Allah'ın nimetlerinin açılması ve insanların bu nimetlere karşı tutumlarını ifade etmek için sıkça kullanılır. 'تَذْكِيرَ' kelimesinin geçiş sayısı, insanlara yapılan uyarıların önemini vurgulamakta ve bu hatırlatmaların dikkate alınması gerektiğini belirtmektedir. Bu kelimelerin yüksek geçiş sayısı, ayetin ana temasına bağlı olarak insanların dikkatini çekmek için güçlü bir dil kullanıldığını göstermektedir.
كُلَّ
15
بَابًا
7
تَذْكِيرَ
5
أَفْوَاجًا
3
مَسَاتًا
2
En'âm Suresi 44. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | verilen şeylerle genişliğe ulaştıkları gibi | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | her şeyin kapılarını açtık | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | kendilerine verilen o nimetlerle sevinip | Edebi |
Mehmet Okuyan | şımardıkları zaman | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | herşeyin kapılarını açtık | Geleneksel |
Süleyman Ateş | verilenle sevince daldıkları sırada | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | kapıları açarız | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | her şeyin kapılarını üzerlerine açıverdik | Açıklayıcı |
Yukarıdaki tabloda, farklı meal sahiplerinin aynı ayet için seçtiği ifadeler ve dilsel tonları yer almaktadır. 'her şeyin kapılarını açtık' ifadesi, hem Diyanet İşleri Meali hem de Ömer Nasuhi Bilmen Meali tarafından benzer şekilde kullanılmıştır ve bu ifade genel bir yorumlama açısından dikkat çekmektedir. Bu ifade, ayetin ana temasını yansıtan ortak bir dilsel seçimdir. Bunun yanında, 'şımardıkları zaman' ifadesi ise, farklı meallerde yine benzer bir şekilde tekrar etmektedir. Örneğin, Mehmet Okuyan ve Elmalılı Hamdi Yazır bu noktada farklı tonlar kullanarak benzer bir anlam yaratmışlardır. Genel olarak, bu mealler arasındaki çeşitlilik, kelime seçimindeki zenginliği ve anlam derinliğini göstermektedir. Meal sahipleri arasında belirgin şekilde farklılaşan ifadeler, dil açısından anlamda ciddi farklılıklar yaratmaktadır. Örneğin, bazı meallerde 'açtık' kelimesinin kullanımı, eylemin kesinliğini artırırken, bazı meallerde ise daha edebi bir dille ifade edilmiştir. Ayrıca, 'verilen şeylerle genişliğe ulaştıkları gibi' ifadesi ise daha çok bir durumu betimlemeye yönelik olduğundan, anlamda daha geniş bir perspektif sunmaktadır. Bu durum, okuyucuya farklı açılardan anlama fırsatı tanımaktadır.