Fussilet Suresi 28. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | İşte bu ateş, Allah düşmanlarının cezasıdır, onlara, ebedilik var orada; bu da delillerimizi bilebile inkar etmelerinin karşılığı. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | İşte böyle, Allah düşmanlarının cezası ateştir. Âyetlerimizi inkâr etmelerinin cezası olarak orada onlar için ebedîlik yurdu vardır. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İşte Allah'ın düşmanlarının cezası ateştir. Âyetlerimizi bile bile inkâr etmelerinin cezası olarak, onlar için orada ebedî olarak kalacakları cehennem yurdu vardır. |
Mehmet Okuyan Meali | İşte o Allah düşmanlarının cezası ateştir. Ayetlerimizi inkâr etmelerinin karşılığı olarak orada onlara [ebedî] kalacakları yurt (cehennem) vardır. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Bu, Allah'ın düşmanlarının cezasıdır ki, ateştir. Onlar için orada Bizim âyetlerimizi inkâr eder olmalarının bir cezası olarak bir ebedî ikametgâh vardır. |
Süleyman Ateş Meali | O Allah düşmanlarının cezası: Ateştir. Ayetlerimizi inkar etmelerinin cezası olarak onlara, orada sürekli kalma yurdu vardır. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Bu, onların dünyadaki cezalarıdır. Allah’a karşı düşmanlık edenlerin asıl cezası Cehennem ateşidir; içinde sürekli kalacak yurtları olacaktır. O ceza, ayetlerimiz karşısında bile bile yalana sarılmalarına karşılıktır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | İşte bu, Allah düşmanlarının cezası olan ateştir. Ayetlerimize karşı çıkmalarından ötürü, orada kendileri için uzun süreli kalış yeri vardır. |
Fussilet Suresi 28. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Fussilet |
Sure Numarası | 41 |
Ayet Numarası | 28 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 23 |
Kur'an Sayfası | 496 |
Toplam Harf Sayısı | 134 |
Toplam Kelime Sayısı | 29 |
Fussilet Suresi, Mekke döneminde inmiştir ve genel olarak Allah'ın varlığı, birliği ve gönderdiği ayetlerin doğruluğunu vurgulayan temalar içermektedir. Bu sure, inkar edenler ile Allah'a iman edenler arasındaki karşıtlıkları ele alarak, inkarın sonuçlarını ve iman edenlerin elde edeceği mükafatları işlemiştir. 28. ayet ise, Allah’ın düşmanlarının cezası olan ateşi ifade etmektedir. Bu bağlamda, ayet, inkâr edenlerin dünyadaki tutumlarının bir karşılığı olarak cehennemi işaret eder. Ayetin içeriği, düşmanlık ve inkâr edenlerin sonunu vurgulayarak, dinin temel ilkelerine karşı yapılan muhalefetlerin sonuçlarını gözler önüne serer. Suredeki bu anlatım, inkarcıların ebedi azapları ile birlikte, iman edenlerin mükafatlarını da hatırlatarak, her iki tarafın da sonuçlarını ortaya koymaktadır. İnkarcılara verilen bu ceza, ayetlerin bile bile inkar edilmesinin bir sonucudur. Bu yönüyle ayet, insanların yaptıkları seçimlerin sonuçlarına dair önemli bir hatırlatma niteliği taşımaktadır.
Fussilet Suresi 28. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
عَذَابٌ | ceza |
أَلْعَذَابُ | ateş |
كَافِرِينَ | düşmanlar |
أَخْرَجَ | çıkarmak |
أَنْكَرُوا | inkar etmek |
Ayetin telaffuzunda dikkat edilmesi gereken bazı tecvid kuralları vardır. Özellikle 'idgam' ve 'med' kurallarına uygun olarak okunması önemlidir. Bu kurallar, ayetin doğru bir şekilde anlaşılması için gereklidir.
Fussilet Suresi 28. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
عَذَابٌ | ceza | 18 |
كَافِرِينَ | düşmanlar | 10 |
أَلْعَذَابُ | ateş | 15 |
أَخْرَجَ | çıkarmak | 6 |
أَنْكَرُوا | inkar etmek | 12 |
Bu kelimeler, Kur'an'da sık geçen kavramlardır ve bu nedenle dikkat çekmektedirler. Özellikle 'عَذَابٌ' (ceza) kelimesi, Allah’ın düşmanlarına yönelik olan cezayı ifade ederken, 'كَافِرِينَ' (düşmanlar) kelimesi ise inkarcı bir durumu belirtmektedir. 'أَلْعَذَابُ' (ateş) kelimesinin tekrarına, bu tür cezaların ciddiyetini vurgulamak amacıyla çokça yer verilmektedir. Bu kelimelerin sık kullanımı, inkar edenlerin karşılaşacağı sonuçların ciddiyetini ve bu konuda yapılan uyarıların önemini pekiştirmektedir.
عَذَابٌ
18
أَلْعَذَابُ
15
أَنْكَرُوا
12
كَافِرِينَ
10
أَخْرَجَ
6
Fussilet Suresi 28. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Allah düşmanlarının cezasıdır | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Allah düşmanlarının cezası ateştir | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | onlar için orada ebedî olarak kalacakları cehennem yurdu vardır | Açıklayıcı |
Mehmet Okuyan | ebedî kalacakları yurt vardır | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | bir ebedî ikametgâh vardır | Geleneksel |
Süleyman Ateş | oraya sürekli kalma yurdu vardır | Modern |
Süleymaniye Vakfı | dünyadaki cezalarıdır | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | uzun süreli kalış yeri vardır | Açıklayıcı |
Tabloda görüldüğü üzere, 'Allah düşmanlarının cezasıdır' ifadesi hem Gölpınarlı hem de Diyanet İşleri tarafından benzer şekilde kullanılmıştır. Bu ifade, genel olarak geleneksel bir ton taşırken, 'ebedî kalacakları yurt' ve benzeri ifadeler çoğunlukla modern ve açıklayıcı bir dil ile ortaya konulmuştur. Mealler arasında belirginleşen farklılıklar, kelimelerin seçimi ve cümle yapılarında görülmektedir. Örneğin, 'ikametgah' ve 'kalış yeri' gibi kelimeler eş anlamlıdır ancak farklı bir ton ve derinlik taşımaktadır. Bu durum, meallerin ifadeleri arasında farklı anlam katmanları oluşturmuştur.