Fussilet Suresi 29. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ve kafir olanlar, Rabbimiz diyecekler, cinlerden, insanlardan, bizi azdıranları göster bize de en aşağılık bir hale gelmeleri için onları ayaklarımızın altına alalım. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | (Ateşe giren) inkârcılar şöyle derler: “Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize göster de onları ayaklarımızın altına alalım ki en aşağılıklardan olsunlar.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İnkâr edenler: "Ey Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi doğru yoldan saptıranları bize göster de onları ayaklarımızın altına alalım, böylece cehennemin en altında kalanlardan olsunlar." diyeceklerdir. |
Mehmet Okuyan Meali | Kâfir olanlar şöyle diyeceklerdir: “Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize göster de aşağılanmışlardan olsunlar diye onları ayaklarımızın altına alalım!” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve kâfir olanlar diyeceklerdir ki: «Ey Rabbimiz! Bizi cinden ve insden sapıtmış olanları bize göster, onları ayaklarımızın altına alalım. Tâ ki, en aşağı kalanlardan olsunlar.» |
Süleyman Ateş Meali | (Ateşe giren) Kafirler dediler ki: "Rabbimiz, bizi saptıran cin ve insanları bize göster, onları ayaklarımızın altına alalım da alçaklardan olsunlar!" |
Süleymaniye Vakfı Meali | Ayetleri görmezlikten gelenler şöyle diyeceklerdir: “Rabbimiz (Sahibimiz)! Bizi saptıran cinleri ve insanları göster ki onları ayaklarımızın altına alalım; onlar da alçalsınlar.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | O küfre sapanlar şöyle diyecekler: "Rabbimiz, cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize göster ki, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağıda kalanlardan olsunlar." |
Fussilet Suresi 29. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Fussilet |
Sure Numarası | 41 |
Ayet Numarası | 29 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 23 |
Kur'an Sayfası | 490 |
Toplam Harf Sayısı | 112 |
Toplam Kelime Sayısı | 18 |
Fussilet Suresi, Mekke döneminde inen bir sure olup, genel olarak Allah'ın birliği, peygamberlik, ahiret ve inkârcıların durumu gibi konuları ele alır. Bu surede, inkar edenlerin karşılaştığı sonuçlar ve ahiret hayatındaki durumları üzerinde durulmaktadır. Ayet 29, kâfirlerin, cinlerden ve insanlardan kendilerini saptıranları görmek istemeleri ve onları ayaklarının altına almak istemeleri üzerine bir dileklerini dile getirdiği bir bağlamda yer alır. Burada kâfirlerin, inkârları sonucunda yaşadıkları sıkıntıların, onları saptıran varlıklarla bağlantılı olduğunu ifade etmeleri dikkat çekmektedir. Bu durum, inkarların sonuçları açısından önemli bir noktadır. Kâfirlerin azap içerisinde olmaları, bu ayetin ana temasını oluşturur. Bu bağlamda, ayet, ahiretteki hesaplaşma ve inkârcıların durumu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Ayetin geçtiği sure, önceki peygamberlerin haberlerini ve onları inkâr eden toplumların sonunu da içeren bir anlatıma sahiptir. Genel olarak, ayet, inançsızlığın sonuçları ve ahiret günündeki adaletle ilgili önemli bir mesaj vermektedir.
Fussilet Suresi 29. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كافِر | kâfir |
رَبّ | Rabb |
مُسْتَحِيل | saptıran |
أَخْذ | ayak |
أَسْفَل | aşağı |
Ayet içinde önemli tecvid kurallarından biri, "idgam" kuralıdır; özellikle "كَافِرُونَ" kelimesindeki nunun idgâmı, daha akıcı bir okuma sağlamaktadır.
Fussilet Suresi 29. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كافِر | kâfir | 16 |
رَبّ | Rabb | 256 |
مُسْتَحِيل | saptıran | 12 |
Ayet içinde geçen kelimeler, Kur'an'da sıkça kullanılan terimlerdir. Özellikle 'Rabb' kelimesi, İslam'ın temel unsurlarından biri olan Allah'ın büyüklüğünü ve otoritesini temsil eder. 'Kâfir' kelimesi, inkar edenleri tanımlamak için kullanılır ve bu bağlamda sıkça geçmektedir. 'Saptıran' kavramı ise, doğru yoldan ayrılmayı simgeler ve insanları yanıltan varlıkları işaret eder. Bu kelimelerin sık kullanımı, İslam'ın öğretilerinin ve ahiret inancının önemini vurgulamak içindir.
رَبّ
256
كافِر
16
مُسْتَحِيل
12
Fussilet Suresi 29. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | bizi azdıranları göster | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri (Yeni) | bizi saptıranları bize göster | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | bizi doğru yoldan saptıranları | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | bizi saptıranları | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | bizi cinden ve insden sapıtmış olanları | Geleneksel |
Süleyman Ateş | bizi saptıran cin ve insanları | Modern |
Süleymaniye Vakfı | bizi saptıran cinleri ve insanları | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | bizi saptıranları | Modern |
Tablodaki ifadeler arasında en çok dikkat çeken ortak nokta, 'bizi saptıranları göster' ifadesidir. Bu ifade, kâfirlerin Allah'a olan çağrısında ortak bir dile sahip olduklarını gösterir. Dini metinlerin çoğunda bu tür ifadeler tercih edilmiştir çünkü inkar edenlerin ahiret gününde hissettikleri pişmanlığı ve başkalarını suçlama eğilimlerini yansıtır. Bununla birlikte, 'azdıran' ve 'saptıran' ifadeleri arasında bir dilsel farklılık bulunmaktadır. 'Azdırmak' daha geniş bir anlamda, insanları yoldan çıkarmak anlamına gelirken, 'saptırmak' daha belirgin bir yönlendirme ve yanlış yola itme anlamı taşır. Bu farklılıklar, metinlerin özünü yansıtırken, okuyucuların anlam algısını da etkileyebilir.