Fussilet Suresi 47. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Kıyametin, ne vakit kopacağına dair bilgi, Allah'a aittir ve onun hükmü ve bilgisi olmadan meyveler, tomurcuklarından ve kabuklarından çıkamaz ve hiçbir kadın gebe kalamaz ve çocuğunu doğuramaz ve o gün, nerede şeriklerim diye nida edilir onlara da sana bildirdik zaten derler, bu hususta bir tanığımız bile yok. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Kıyametin ne zaman kopacağına ilişkin bilgi O’na havale edilir. Meyveler tomurcuklarından ancak O’nun bilgisi altında çıkar, dişi ancak O’nun bilgisi altında hamile kalır ve doğurur. Allah onlara, “Nerede bana ortak koştuklarınız?” diye seslendiği gün şöyle derler: “Sana arz ederiz ki, içimizden onları gören hiçbir kimse yok.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kıyamet zamanını bilmek ancak Allah'a havale edilir. Onun bilgisi dışında hiçbir meyve kabuğundan çıkmaz, hiçbir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz. Allah onlara: "Bana koştuğunuz ortaklarım nerede?" diye seslendiği gün, onlar: "Senin ortağın olduğuna dair bizden hiçbir şahit olmadığını sana arz ederiz." derler. |
Mehmet Okuyan Meali | O (Son) Saat’in bilgisi, yalnızca O’na bırakılır (O’na aittir). O’nun bilgisi dışında hiçbir meyve kabuğunu yarıp çıkamaz; hiçbir dişi gebe kalamaz ve doğuramaz. (Allah) onlara (müşriklere) “Ortaklarım nerede!” diye seslendiği gün “(Buna dair) bizden hiçbir şahit olmadığını sana arz ederiz!” diyeceklerdir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Kıyameti bilmek, O'na havale olunur ve ne meyvelerden bir şey, tomurcuklarından çıkar ve ne de bir dişi yüklü kalır ve ne de doğurur, illâ O'nun bilmesiyledir. Ve o gün ki, onlara nidâ eder ki: «Nerede benim ortaklarım?» Derler ki: «Sana arzettik, bizden hiç bir şahit yoktur.» |
Süleyman Ateş Meali | (Duruşma) Sa'ati(ni) bilmek, Allah'a havale edilir. O'nun bilgisi olmadan ne meyvalar kabuklarından çıkar, ne bir dişi gebe kalır ve ne de doğurur. (Allah) Onlara: "Ortaklarım nerede?" diye ünlediği gün: "Sana arz ederiz ki bizden hiçbir gören yok." dermişlerdir. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Kıyamet saatinin bilgisi O’nun iradesindedir. O’nun bilgisi olmadan ne bir meyve kabuğundan çıkar; ne de bir dişi doğum yapar. Onlara: “Ortaklarım nerede?” diye seslenildiği gün şöyle diyeceklerdir: “Sana açıkça söylüyoruz; içimizden böyle birini gören olmadı.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Kıyamet saatine ilişkin bilgi, Allah'a bırakılır. Onun ilmi dışında ne meyveler kabuğundan çıkar ne de bir dişi gebe kalır veya doğurur. "Ortaklarım nerede?" diye seslendiği gün, şöyle diyeceklerdir: "Bizden hiçbir tanık olmadığını sana arz ederiz." |
Fussilet Suresi 47. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Fussilet |
Sure Numarası | 41 |
Ayet Numarası | 47 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 23 |
Kur'an Sayfası | 496 |
Toplam Harf Sayısı | 292 |
Toplam Kelime Sayısı | 61 |
Fussilet Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir ve genel olarak Allah'ın birliğine, evrendeki delillere ve Kur'an'ın vahiy olduğuna dair mesajlar içermektedir. Ayet 47, kıyametin ne zaman kopacağı konusunu ele alırken, bu bilginin yalnızca Allah'a ait olduğunu vurgular. Ayrıca, doğanın döngüleri ve insanların doğa üzerindeki etkileri üzerine bir hatırlatma yapar. Ayette, meyvelerin doğası ve kadınların hamileliği gibi doğal olayların Allah'ın bilgisi dışında gerçekleşmeyeceği belirtiliyor. Bu bağlamda, insanlar kıyamet günü karşılaştıklarında, Allah'a ortak koştukları varlıkların nerede olduğunu sorgulayacaklar ve buna karşılık olarak, kendilerinin böyle bir tanık görmediklerini ifade edeceklerdir. Ayet, insanlara kendi sınırlı bilgilerini hatırlatırken, Allah'ın her şeyi kuşatan bilgeliğine duyulan ihtiyacı da vurgular. Bu sure, genel olarak insanların imanlarını test eden olaylar ve kıyamet gününün getirdiği gerçeklerle ilgilidir.
Fussilet Suresi 47. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كَائِنَةٌ | olacak, var olacak |
مَوْقِفٌ | durum, yer |
شَهِيدٌ | şahit |
أَشْرَكْتُمْ | ortak koştunuz |
عِلْمٌ | bilgi |
Ayette belirli tecvid kuralları bulunmaktadır. Örneğin, 'idgam' (bir harfin diğerine katılması) ve 'med' (uzatma) kuralları uygulanmaktadır. Bu kurallar, ayetin doğru okunması açısından önemlidir.
Fussilet Suresi 47. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كَائِنَةٌ | olacak | 2 |
مَوْقِفٌ | durum | 1 |
شَهِيدٌ | şahit | 3 |
أَشْرَكْتُمْ | ortak koştunuz | 2 |
عِلْمٌ | bilgi | 3 |
Bu kelimeler, Kur'an'da özellikle kıyamet ve ahiret temaları üzerinde durulduğunda sıkça geçmektedir. 'Şahid' ve 'ilm' gibi kelimeler, insanların eylemlerinin sorgulanacağı ve bu sorgulamanın ne kadar önemli olduğu konularında vurgulanmaktadır. Bunun yanı sıra, kıyametle ilgili bilgi ve olayların insanlar üzerindeki etkisinin büyüklüğünü gözler önüne sermektedir.
شَهِيدٌ
3
عِلْمٌ
3
كَائِنَةٌ
2
أَشْرَكْتُمْ
2
مَوْقِفٌ
1
Fussilet Suresi 47. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Kıyametin, ne vakit kopacağına dair bilgi, Allah'a aittir | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Kıyametin ne zaman kopacağına ilişkin bilgi O’na havale edilir | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Kıyamet zamanını bilmek ancak Allah'a havale edilir | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | O (Son) Saat’in bilgisi, yalnızca O’na bırakılır | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Kıyameti bilmek, O'na havale olunur | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Sa'ati(ni) bilmek, Allah'a havale edilir | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | Kıyamet saatinin bilgisi O’nun iradesindedir | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Kıyamet saatine ilişkin bilgi, Allah'a bırakılır | Modern |
İfadelerin çoğu, 'kıyamet' ve 'bilgi' kelimeleri etrafında yoğunlaşmaktadır. Bu ifadeler, ayetin temel temasını yansıtarak kıyametin zamanı hakkında bilgi vermenin yalnızca Allah'a ait olduğunu vurguluyor. Bu tür ifadelerin geniş bir tekrarı, metnin özünü anlamada önemli bir rol oynamakta. Meal sahipleri arasında belirgin farklılıklar bulunmaktadır; bazıları daha geleneksel ve edebi bir dil kullanırken, diğerleri modern bir anlatım tercih etmiştir. Bu durum, her bir mealin okuyucunun zihnindeki algıyı ve ayetin ruhunu farklı şekillerde yansıtmaktadır. Örneğin, 'kıyamet saati' ve 'kıyametin zamanı' gibi ifadeler anlam bakımından benzer görünse de, dilin yapısı ve tonlaması açısından farklılık göstermektedir. Bu tür dilsel farklılıklar, okuyucunun metni anlama biçimini etkileyebilir.