Fussilet Suresi 52. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | De ki: Kur'an'ın Allah katından geldiğini görmüşseniz, sonra da ona kafir olmuşsanız haber verin bana, gerçeğe tamamıyla aykırı kalandan daha sapık kimdir ki? |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | De ki: “Ne dersiniz? Eğer o (Kur’an) Allah katından olup da siz de onu inkâr etmişseniz, o zaman derin bir ayrılık içinde bulunan kimseden daha sapık kim olabilir?” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ey Muhammed! De ki: "Ne dersiniz? O Kur'ân Allah tarafından gelmiş olup da sonra siz onu inkâr etmişseniz, o takdirde Hak'tan uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir?" |
Mehmet Okuyan Meali | De ki: “Bir düşünsenize, o (Kur’an) Allah katından ise siz de onu inkâr etmişseniz, o zaman uzak bir ayrılıkta olandan daha sapkın kim olabilir ki!” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Bana haber veriniz! Eğer o, (Kur'an) Allah tarafından olmuş ise, sonra onu inkar etmiş iseniz, uzak bir muhalefette bulunan kimseden daha sapık kim vardır?» |
Süleyman Ateş Meali | De ki: "Gördünüz mü, ya o (Kur'an) Allah tarafından ise ve siz de onu inkar etmişseniz, o zaman uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir?" |
Süleymaniye Vakfı Meali | De ki “Düşünsenize, o (Kur’an) Allah katındansa, siz de onu görmezlikten geliyorsanız; böyle derin bir ayrılık içinde olandan daha şaşkını kim olabilir.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | De ki: "Söyleyin bakalım, o Kur'an Allah katından ise, siz de onu inkâr ettinizse/onun üstünü örttünüzse, dönüşü olmayan kopukluğa düşenden daha sapık kim vardır?" |
Fussilet Suresi 52. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Fussilet |
Sure Numarası | 41 |
Ayet Numarası | 52 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 23 |
Kur'an Sayfası | 486 |
Toplam Harf Sayısı | 136 |
Toplam Kelime Sayısı | 34 |
Fussilet Suresi, Kur'an'ın 41. suresi olup Mekke döneminde nazil olmuştur. Bu sure, inkarcıların Kur'an'a yönelik tutumlarını ele almakta ve onlara bir sorgulama sunmaktadır. Ayet 52, bu bağlamda önemli bir yere sahiptir. Ayette, inkar edenler ile Kur'an'ın gerçekliği arasında derin bir mesafe olduğu vurgulanmaktadır. Kur'an'ın Allah katından geldiğini kabul eden ancak onu inkâr edenlerin durumu sorgulanmakta, bu durumun mantıksızlığına dikkat çekilmektedir. Bu sure, genel olarak Allah'ın varlığını, birliğini ve Kur'an'ın ilahi kaynaklı olduğunu anlatan mesajlar içermekte, aynı zamanda inkarcıların tutumlarına karşı bir eleştiri ve uyarı işlevi görmektedir. Bu tür sorular, inkarcıların akıllarını sorgulamalarını ve Kur'an'ın mesajını daha derinlemesine düşünmelerini amaçlamaktadır. Böylelikle, inançsızlık ve yanlış yönlendirilmişlik kavramları üzerinde durulmakta ve dinin temel esasları vurgulanmaktadır. Bu ayet, hem müslümanlar hem de inkarcılar için derin bir düşünme vesilesi sunmakta ve insanları hakikate yönlendirmeyi hedeflemektedir.
Fussilet Suresi 52. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
قُلْ | De ki |
إِنْ | Eğer |
كُفْرَ | İnkâr |
أَبْعَدُ | Daha sapık |
فَصْلٌ | Ayrılık |
Ayetin okunması sırasında bazı tecvid kurallarına dikkat edilmelidir. Örneğin, 'قُلْ' kelimesindeki 'ق' harfi idgam yapılmadan okunmalıdır. Ayrıca, 'إِنْ' kelimesinin ardından gelen kelime ile med kurallarına uygun bir seslendirme yapılmalıdır.
Fussilet Suresi 52. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
قُلْ | De ki | 170 |
كُفْرَ | İnkâr | 14 |
أَبْعَدُ | Daha sapık | 12 |
Bu kelimelerin Kur'an'da sık geçmesinin nedeni, inanç ve itikat konularının önemli bir yer tutmasından kaynaklanmaktadır. 'قُلْ' (De ki) ifadesi, genellikle vahiy veya bir mesajın aktarılması bağlamında sıkça kullanılmaktadır. 'كُفْرَ' (İnkâr) ise, inkarcılıkla ilgili olmasından dolayı sıkça vurgulanan bir terimdir. 'أَبْعَدُ' (Daha sapık) ifadesi ise, hakikati reddedenlerin durumunun ciddiyetini ifade ederken, bu kavram üzerinden bir uyarı niteliği taşır.
قُلْ
170
كُفْرَ
14
أَبْعَدُ
12
Fussilet Suresi 52. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | gerçeğe tamamıyla aykırı kalandan daha sapık kimdir ki? | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | derin bir ayrılık içinde bulunan kimseden daha sapık kim olabilir? | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Hak'tan uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir? | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | uzak bir ayrılıkta olandan daha sapkın kim olabilir ki! | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | uzak bir muhalefette bulunan kimseden daha sapık kim vardır? | Geleneksel |
Süleyman Ateş | uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir? | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | böyle derin bir ayrılık içinde olandan daha şaşkını kim olabilir? | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | dönüşü olmayan kopukluğa düşenden daha sapık kim vardır? | Modern |
Mealler arasında belirgin ifadelerden biri 'daha sapık kim olabilir?' ve 'uzak bir ayrılık' gibi ifadelerdir. Çoğu mealde benzer bir şekilde 'sapık' kelimesi tercih edilmiştir, bu da ayetin ana temasının, inkar edenlerin mantıksızlığını vurgulamak için kullanıldığını gösterir. Bazı meallerde ise 'kopukluk' gibi ifadeler kullanılarak farklı bir anlatım tarzı benimsenmiştir. Bu da anlamda ciddi farklılıklar yaratmamaktadır. Ancak, 'sapık' gibi kelimeler, dil açısından daha güçlü bir imaj oluştururken, 'kopukluk' gibi kelimeler daha soyut bir yaklaşım sunmaktadır. Genel olarak, bu ifadeler, ayetin iletmeye çalıştığı mesajı güçlendirmekte ve okuyucuda derin bir düşünme süreci başlatmaktadır.