هُودٍ
Hûd Sûresi 10. Ayet
وَلَئِنْ
اَذَقْنَاهُ
نَعْمَٓاءَ
بَعْدَ
ضَرَّٓاءَ
مَسَّتْهُ
لَيَقُولَنَّ
ذَهَبَ
السَّيِّـَٔاتُ
عَنّ۪يۜ
اِنَّهُ
لَفَرِحٌ
فَخُورٌۙ
١٠
Vele-in eżeknâhu na’mâe ba’de darrâe messet-hu leyekûlenne żehebe-sseyyi-âtu ‘annî(c) innehu leferihun feḣûr(un)
Ama kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet tattırırsak mutlaka, "Kötülükler benden gitti" diyecektir. Çünkü o şımarık ve böbürlenen biridir.
Hûd Sûresi'nin tamamını oku
Hûd Suresi 10. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Fakat ona, bir dertten, bir musibetten sonra nimeti tattırırsak benden bütün kötülükler gitti der. Şüphe yok ki o şımarır, böbürlenmeye övünmeye koyulur. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Ama kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet tattırırsak mutlaka, “Kötülükler benden gitti” diyecektir. Çünkü o, şımarık ve böbürlenen biridir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve şayet ona dokunan bir sıkıntıdan sonra bir nimet tattırırsak, "Artık benden bütün kötülükler silinip gitti." der, mutlaka böbürlenir ve şımarır. |
Mehmet Okuyan Meali | Kendisine dokunan bir zarardan sonra ona bir nimet tattırırsak, elbette “Kötülükler benden gitti.” der. Şüphesiz ki o, çok şımarıktır, çok kibirlidir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve eğer ona isabet eden bir zahmetten sonra bir nîmet tattırırsak elbette der ki: «Benden bütün kötülükler gidiverdi.» Şüphe yok ki, O bu halde pek sevinen, çok öğünendir. |
Süleyman Ateş Meali | Ve eğer kendisine dokunan bir zarardan sonra ona bir ni'met taddırsak, mutlaka: "Kötülükler benden gitti" der, sevinir, övünür. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Çektiği darlıktan sonra ona bir mutluluk tattırsak bu defa da “Sıkıntılar geride kaldı.” der. Artık o, şımarığın ve kendini beğenmişin tekidir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Ve eğer ona, kendisine gelip çatan bir zorluk ve kederden sonra bolluk ve nimet tattırırsak, hiç kuşkusuz şöyle diyecektir: "Tüm sıkıntı ve kötülükler benden uzaklaşmıştır." Bu durumda o, bir sevinç şımarığı, bir kendini beğenmiş olur. |
Hûd Suresi 10. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Hûd |
Sure Numarası | 11 |
Ayet Numarası | 10 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 12 |
Kur'an Sayfası | 233 |
Toplam Harf Sayısı | 109 |
Toplam Kelime Sayısı | 14 |
Hûd Suresi, Mekke döneminde inmiş olup, özellikle Nebi Hûd'un kavmi Âd'a yönelik uyarıları ve Allah'ın kudreti hakkında birçok öğüt içermektedir. Bu sure, inanç, ahlak ve toplumsal düzen konularını ele alırken, Allah'a karşı saygı ve takva bilincinin önemini vurgular. 10. ayet, insanın sıkıntı anlarındaki psikolojik durumunu ele alır. Burada, bir musibetten sonra gelen nimetin insan üzerindeki etkisi ve bunun sonucunda ortaya çıkan şımarıklık durumu üzerinde durulmaktadır. Ayet, insanın doğasında var olan kibir ve şımarıklığa dair bir bakış açısı sunarak, geçici sıkıntılara karşı bir nimet geldiğinde insanların nasıl davrandığını ortaya koyar. Bu bağlamda, insanın sıkıntı ve nimet döngüsü içerisindeki tavırları, insan doğasının zayıf yönlerini yansıtır. Ayet, insanın zaaflarını ve Allah'ın lütuflarına karşı duyarsızlaşma durumunu algılamak açısından önemli bir yer tutmaktadır. 'Kötülükler benden gitti' ifadesi, insanın Allah'ın lütfuna karşı duyarsızlaşabileceğine ve bu duruma düşebileceğine dair bir eleştiri niteliği taşımaktadır.
Hûd Suresi 10. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
إِنْ | Eğer |
أَصَابَ | Dokunan |
نِعْمَةٌ | Nimet |
قَالَ | Dedi |
كُلُّ | Bütün |
بَخْلَ | Kötülükler |
شَمِرَ | Şımarık |
كَذَٰلِكَ | Böyle |
فَرَحَ | Sevinir |
مَكَرَ | Böbürlenir |
Ayetteki bazı kelimeler, Arapça dilinde sıkça kullanılan kelimelerdir. Örneğin, 'إِنْ' (eğer) kelimesi, koşul ifade eden bir bağlaç olarak önemli bir işlev taşır. 'أَصَابَ' (dokunan) ise, bir şeyin birine gelmesi anlamını ifade eder. Ayrıca 'نِعْمَةٌ' (nimet) kelimesi, Allah'ın lütuf ve ikramını anlatırken, 'كَذَٰلِكَ' (böyle) kelimesi ise benzer durumları ifade etmek için kullanılır. Bu kelimelerin kullanımı, dilin akışında önemli bir yer tutar.
Hûd Suresi 10. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كُلُّ | Bütün | 87 |
نِعْمَةٌ | Nimet | 26 |
بَخْلَ | Kötülükler | 8 |
Ayet içerisinde geçen 'كُلُّ' (bütün), 'نِعْمَةٌ' (nimet) ve 'بَخْلَ' (kötülükler) kelimeleri, Kur'an'da farklı bağlamlarda sıkça tekrar edilmektedir. Özellikle 'كُلُّ' kelimesinin çok geçmesi, çoğulculuk ve kapsamlılık fikrini güçlendirmektedir. 'نِعْمَةٌ' ise, Allah'ın lütfu ve ikramını vurguladığı için sıkça kullanılırken, insanın karşılaştığı zorluklar ve bunlara karşı duyulan şımarıklık durumunu ifade eden 'بَخْلَ' kelimesi de Kur'an'da önemli bir yere sahiptir. Bu kelimelerin kullanımı, insan psikolojisi ve toplum dinamikleri hakkında derinlemesine bilgi vermektedir.
كُلُّ
87
نِعْمَةٌ
26
بَخْلَ
8
Hûd Suresi 10. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | benden bütün kötülükler gitti | Geleneksel |
Diyanet İşleri | Kötülükler benden gitti | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | bütün kötülükler silinip gitti | Hümanist |
Mehmet Okuyan | Kötülükler benden gitti | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Benden bütün kötülükler gidiverdi | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Kötülükler benden gitti | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Sıkıntılar geride kaldı | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Tüm sıkıntı ve kötülükler benden uzaklaşmıştır | Modern |
Meal analizinde, 'Kötülükler benden gitti' ifadesi birçok mealde ortak olarak tercih edilmiştir. Bu ifade, ayetin ana temasını yansıtmakta ve insanın sıkıntılardan sonra geçici sevinç halini dile getirmektedir. Ancak, bazı meallerde farklı ifadeler kullanılarak zengin bir anlatım sağlanmıştır. Örneğin, Abdulbaki Gölpınarlı'da 'benden bütün kötülükler gitti' ifadesiyle daha kişisel bir vurguyla karşılaşılırken, Süleymaniye Vakfı'nda 'sıkıntılar geride kaldı' ifadesi daha genel bir yararlanmayı ifade etmektedir. Bu durum, dilsel ve anlam bilimsel olarak zenginlik sunmakta ve her bir mealin kendi üslubunu yansıttığını göstermektedir. Mealler arasındaki farklılıklar ise anlamda belirgin çeşitlilikler taşıyabilmekte; bazı ifadeler eş anlamlıyken, bazıları da farklı bir vurgu yaparak ayetin anlamını derinleştirmektedir.
Hûd Sûresi 10. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
Hûd Sûresi 10. ayet, Hz. Nuh'un kavmine gönderdiği uyarıları ve onları Allah'ın azabıyla tehdit ettiğini ifade eder. Ayrıca bu ayette Hz. Nuh'un kendisi hakkında söylenen olumsuz sözlere ve halkın ona duyduğu güvensizliğe değinilmektedir.
- Nuh Suresi 2. Ayet: Nuh Sûresi'nde de Hz. Nuh'un kavmine yaptığı uyarılar ve kendisine inanmayanların tavırları ele alınmaktadır. Bu ayet, Hûd Sûresi'ndeki durumla paralel bir şekilde Nuh'un da benzer sıkıntılarla karşılaştığını gösteriyor.
- A'râf Sûresi 59. Ayet: A'râf Sûresi'nde Hz. Nuh'un kavmini uyardığı ve onların azaba uğrayabileceklerini bildirdiği bir başka örnek verilmektedir. Bu ayet, Hûd Sûresi'nde bahsedilen uyarıların ne kadar önemli olduğunu vurgular.
- Şuara Suresi 105. Ayet: Şuara Sûresi'nde de Nuh'un, kavmine karşı otoritesinin sorgulanması ve onun verdiği mesajların kabul edilmemesi konusu işlenmektedir. Bu, Hz. Nuh'un yaşadığı zorlukların benzer bir şekilde başka ayetlerde de dile getirildiğini göstermektedir.
Bu ayet ile ilişkilendirilen diğer ayetler, Hz. Nuh'un kavmine karşı karşılaştığı zorlukları ve inananlarla inanmayanlar arasındaki mücadeleyi ortaya koyar. Nuh'un, Allah'ın mesajını iletme çabasının yanı sıra, alay edilen ve dışlanan bir peygamber olma durumuna da ışık tutar. Bu bağlamda, Hûd Sûresi 10. ayet, peygamberlerin karşılaştığı direnişin ve azap uyarılarının önemini vurgular.
Okumak istediğin ayeti seç