Hûd Suresi 36. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Nuh'a, kavminden inananlardan başkaları kesin olarak inanmayacak, artık sen de onların yaptıkları işler yüzünden kederlenme diye vahyedildi. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Nûh’a vahyolundu ki: “Kavminden daha önce iman etmiş olanlardan başka, artık hiç kimse iman etmeyecek. O hâlde, onların yapmakta oldukları şeylerden dolayı üzülme.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ayrıca Nuh'a şöyle vahyettik: "Bil ki kavminden şimdiye kadar iman etmiş olanlardan başka artık kimse iman etmeyecektir. Onun için yaptıkları şeylerden dolayı kederlenme." |
Mehmet Okuyan Meali | (Tarafımızdan) Nuh’a şöyle vahyedilmişti: “Kavminden iman etmiş olanlardan başkası artık (sana) asla inanmayacak. Onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme! |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve Nûh'a vahyolundu ki, «Muhakkak kavminden imân etmeyecektir, ancak cidden imân etmiş olanlar müstesna. Artık yapar oldukları şey ile mahzun olma.» |
Süleyman Ateş Meali | Nuh'a vahyolundu ki: "Kavminden, inanmış olanlardan başka kimse inanmayacak, onların yaptıklarından dolayı üzülme!" |
Süleymaniye Vakfı Meali | Nuh’a şu vahyedildi: “Şimdiye kadar inanmış olanlar bir yana, artık halkından kimse inanmayacaktır. Onların yaptıkları yüzünden sakın kendini harap etme.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Nûh'a şöyle vahyolundu: "Toplumundan, daha önce inanmış olanlar dışında hiç kimse iman etmeyecektir. Artık onların yaptıkları yüzünden tasalanıp durma." |
Hûd Suresi 36. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Hûd |
Sure Numarası | 11 |
Ayet Numarası | 36 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 12 |
Kur'an Sayfası | 231 |
Toplam Harf Sayısı | 124 |
Toplam Kelime Sayısı | 25 |
Hûd Suresi, Mekke döneminde inmiş olup, Hz. Nuh’un kavmi ile olan mücadelesini detaylı bir şekilde anlatmaktadır. Bu sure, inkarcıların karşısındaki peygamberlerin sabrını, azapla karşılaşan toplumların hikayelerini içerir. Ayet 36, Hz. Nuh’a, kavminin çoğunun iman etmeyeceği ve bu durumun onun moralini etkilememesi gerektiği konusunda bir vahiy olarak iletilmiştir. Bu bağlamda Nuh'un karşılaştığı zorluklar ve toplumunun inançsızlığı vurgulanmaktadır. Hûd Suresi, adalet, sabır ve Allah’a teslimiyet gibi evrensel temaları işlerken, Hz. Nuh’un yaşadığı süreçteki yalnızlık ve çaresizlik durumu da ayette öne çıkmaktadır. Bu ayet, toplumsal inkar ve sabır temalarını bir arada işlemesi açısından önemlidir. Böylece, bir peygamberin mücadelesindeki psikolojik yük de gözler önüne serilmektedir. Ayet, inananlarla inanmayanlar arasındaki ayrımı ortaya koyarken, inkarcılara karşı duyulan üzüntünün aslında bir yük olduğunu belirtmektedir.
Hûd Suresi 36. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
وَحُوِيَ | ve vahyedildi |
لاَ يُؤْمِنُ | inanmayacak |
فَلاَ تَحْزَنْ | üzülme |
وَقَوْمِكَ | halkından |
إِنَّمَا | ancak |
Ayetin tecvid kurallarında, "وَحُوِيَ" kelimesindeki idgam, "لاَ يُؤْمِنُ" kelimesinde ise med bulunmaktadır.
Hûd Suresi 36. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
وَحُوِيَ | ve vahyedildi | 5 |
لاَ يُؤْمِنُ | inanmayacak | 6 |
فَلاَ تَحْزَنْ | üzülme | 4 |
Bu kelimeler, ayette Hz. Nuh’a yapılan vahyi, inkarı ve bu durumun getirdiği üzüntüyü ifade etmektedir. "وَحُوِيَ" (vahyedildi) kelimesi, vahyin önemini ve peygamberliğin gerektirdiği iletimin her zaman mevcut olduğunu vurgulamak için sıkça kullanılmaktadır. "لاَ يُؤْمِنُ" (inanmayacak) ifadesi, toplumsal inançsızlığı ve bu bağlamda gelen vahyi destekleyerek, inançsızların durumunu betimlemektedir. "فَلاَ تَحْزَنْ" (üzülme) kelimesinin tekrarı, duyulan üzüntünün geçerliliğini belirtirken, aynı zamanda Hz. Nuh’un moral ve motivasyonunu güçlendirmeye yöneliktir.
لاَ يُؤْمِنُ
6
وَحُوِيَ
5
فَلاَ تَحْزَنْ
4
Hûd Suresi 36. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | kederlenme | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | üzülme | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | kederlenme | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | üzülme | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | mahzun olma | Geleneksel |
Süleyman Ateş | üzülme | Modern |
Süleymaniye Vakfı | sakın kendini harap etme | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | tasalanıp durma | Modern |
Tabloda görüldüğü üzere, "üzülme" ve "kederlenme" ifadeleri çoğu mealde ortak olarak tercih edilmiştir. Bu ifadeler, ayetin vermek istediği duygusal mesajı pekiştirmek amacıyla kullanılmaktadır. "Üzülme" ifadesi, modern meallerde daha yaygın bir şekilde yer alırken, "kederlenme" ifadesi de geleneksel meallerde sıkça kullanılmaktadır. Ayrıca, "mahzun olma" ve "sakın kendini harap etme" gibi ifadeler, duygusal yoğunluğu artırarak okuyucunun dikkatini çekecek şekilde seçilmiştir. Farklı mealler arasında belirgin şekilde farklılaşan ifadeler ise, kelimelerin anlamı üzerinden yapılan seçimlerdir. Bu durumda, kelimelerin eş anlamlı olmasının yanı sıra, okuyucunun algısını ve mesajı almada etkili olabilecek farklı tonlarda sunulması da önemli bir faktördür.