Hûd Suresi 40. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Sonucu emrimiz gelip tandırın altından su kaynamaya başlayınca her mahluktan birer çifti ve helaki taktir edilenden başka ailenden olanları ve inananları gemiye yükle dedik; zaten maiyetinde bulunan inanmış kişiler de pek azdı. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Nihayet emrimiz gelip, tandır kaynamaya başlayınca (sular coşup taşınca) Nûh’a dedik ki: “Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri hakkında daha önce hüküm verilmiş olanlar dışındaki âilen ile iman edenleri ona yükle.” Ama, onunla beraber sadece pek az kimse iman etmişti. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Nihayet emrimiz geldiği ve tennur (tandır veya geminin kazanı) tutuşup parladığı zaman dedik ki; "Erkeği ve dişisi olan her canlıdan ikişer tane, aleyhlerinde hüküm verilmiş olanların dışında, aileni ve iman etmiş olanları geminin içine yükle". Zaten beraberinde iman edenler çok az idi. |
Mehmet Okuyan Meali | Sonunda emrimiz gelip de tandır kaynayınca (Nuh’a) şöyle demiştik: “Her tür (canlı)dan iki çift ile –içlerinden (boğulacağına dair) aleyhinde söz geçen(ler) dışında- aileni ve iman etmiş olan(lar)ı ona (gemiye) bindir!” (Nitekim) onunla birlikte çok az (kişi)den başkası iman etmemişti. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Nihâyet emrimiz geldiği ve tennur kaynadığı vakit dedi ki: «Onun içine herbirinden ikişer çift ve aleyhine hüküm sabketmiş olandan maada ehlini ve imân etmiş olanları yükle.» Ve maamafih pek azından başkası onunla beraber imân etmemişti. |
Süleyman Ateş Meali | Nihayet emrimiz gelip de tandır kaynayınca (iş ciddileşip sular kaynamağa başlayınca, Nuh'a) dedik ki: "Her şeyden ikişer çifti ve aleyhlerinde hüküm verdiklerimiz haric olmak üzere aileni ve inananları gemiye yükle!" Zaten onunla beraber inanan pek azdı. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Sonunda emrimiz çıktı ve geminin kazanı kaynadı. Nuh’a dedik ki “Erkekli dişili her türden birer çifti ve hakkında karar çıkan kişi dışındaki aileni, bir de inanıp güvenenleri gemiye bindir.” Pek azı dışında Nuh ile birlikte inanıp güvenen olmamıştı. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Nihayet emrimiz gelip de tandır kaynayınca şöyle seslendik: "Yükle içine her birinden ikişer çift ve aleyhinde hüküm verilen hariç olmak üzere aileni, bir de iman etmiş olanları." Ama Nûh'la birlikte çok az bir kısmı iman etmişti. |
Hûd Suresi 40. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Hûd |
Sure Numarası | 11 |
Ayet Numarası | 40 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 12 |
Kur'an Sayfası | 236 |
Toplam Harf Sayısı | 107 |
Toplam Kelime Sayısı | 22 |
Hûd Suresi, adını Hz. Nuh'un hikayesinden alır ve Mekke döneminde inmiştir. Bu sure, genellikle Allah'ın birliğine, peygamberlik konusuna, geçmiş kavimlerin helakına ve insanların iman etme süreçlerine odaklanır. Ayet 40, Hz. Nuh'a yönelik bir emri içermekte olup, büyük tufandan önce, Allah'ın belirlediği bir zaman geldiğinde Nuh'un gemiye alması gereken yaratıkları belirtmektedir. Bu bağlamda, ayet, iman edenlerin azlığına ve Hz. Nuh'un karşılaştığı zorluklara dikkat çeker. Kıssalar, dersler ve ibretler barındırmaktadır, zira bu tür olaylar, insanların imanla tanışmalarının ve Allah'ın iradesine teslim olmalarının önemini vurgular. Hûd Suresi, insanlara geçmişteki kavimlerin başına gelenleri hatırlatarak, yanlıştan dönmeleri ve doğru yolda ilerlemeleri yönünde bir çağrıda bulunur.
Hûd Suresi 40. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
تَنُّورٌ | tandır |
كُلَّ | her |
مَاءٌ | su |
مِنْ | den |
ذَكَرٍ | erkek |
أُنْثَى | dişi |
عَائِلَةٍ | aile |
مُؤْمِنِينَ | iman edenler |
بَارِزَةٍ | belirgin |
قَلِيلٌ | az |
Ayetin telaffuzunda "idgam" ve "med" gibi tecvid kuralları göz önünde bulundurulmalıdır. "تَنُّورٌ" kelimesinin uzatılması, dinleyiciye ayetin ciddiyetini aktarmak açısından önemlidir.
Hûd Suresi 40. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
تَنُّورٌ | tandır | 10 |
كُلَّ | her | 20 |
مُؤْمِنِينَ | iman edenler | 9 |
Bu kelimeler, Kur'an'da sıklıkla tekrar eden terimler olup, Allah'ın gücünü ve yarattığı canlıların çeşitliliğini hatırlatmaktadır. Özellikle, "tandır" kelimesinin tekrar kullanılması, Nuh'un hikayesinin merkezi bir öğesi olarak, tufan olayını ve bunun getirdiği yıkımı belirtir. "Her" kelimesi, kainatta yaratıcının kudretini ve çeşitliliğini ifade ederken, "iman edenler" kelimesi ise müminlerin azlığını vurgulayarak, inancın zorluğunu simgeler.
كُلَّ
20
تَنُّورٌ
10
مُؤْمِنِينَ
9
Hûd Suresi 40. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | her mahluktan birer çifti | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | her canlıdan ikişer tane | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | her tür (canlı)dan iki çift | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | herbirinden ikişer çift | Geleneksel |
Süleyman Ateş | her şeyden ikişer çifti | Modern |
Süleymaniye Vakfı | her türden birer çifti | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | her birinden ikişer çift | Açıklayıcı |
Tabloda görüldüğü üzere birçok mealde "her" ifadesinin kullanılması dikkat çekicidir. Bu, kainatın çeşitliliğini ve yaratılışın zenginliğini belirtmek için tercih edilmiştir. Ayrıca, "ikisi" veya "birer çift" gibi ifadeler, çeşitli meallerde farklı kalıplarla ifade edilmiştir. Bazı meallerde daha açıklayıcı ton kullanılırken, bazılarında daha geleneksel bir dil tercih edilmiştir. Bu farklılıklar, meal yazarlarının hedef kitlelerine ve kullandıkları üsluba göre şekillenmektedir. Örneğin, modern meal sahipleri açıklayıcı ve anlaşılan bir dili tercih ederken, geleneksel meallerde daha eski ve klasik bir dil kullanılmıştır. Genel olarak, bu ifadeler arasında anlamda büyük bir farklılık yoktur, ancak kullanılan dil tarzı ve üslup, okuyucu üzerinde farklı etkiler bırakabilir.