Hûd Sûresi 8. Ayet
وَلَئِنْ
اَخَّرْنَا
عَنْهُمُ
الْعَذَابَ
اِلٰٓى
اُمَّةٍ
مَعْدُودَةٍ
لَيَقُولُنَّ
مَا
يَحْبِسُهُۜ
اَلَا
يَوْمَ
يَأْت۪يهِمْ
لَيْسَ
مَصْرُوفاً
عَنْهُمْ
وَحَاقَ
بِهِمْ
مَا
كَانُوا
بِه۪
يَسْتَهْزِؤُ۫نَ۟
٨
Vele-in eḣḣarnâ ‘anhumu-l’ażâbe ilâ ummetin ma’dûdetin leyekûlunne mâ yahbisuh(u)(k) elâ yevme ye/tîhim leyse masrûfen ‘anhum vehâka bihim mâ kânû bihi yestehzi-ûn(e)
Hûd Suresi 8. Ayet Meâlleri

Hûd Suresi 8. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Hûd |
Sure Numarası | 11 |
Ayet Numarası | 8 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 12 |
Kur'an Sayfası | 228 |
Toplam Harf Sayısı | 155 |
Toplam Kelime Sayısı | 32 |
Hûd Suresi, Mekke döneminde inen, peygamberler ve toplumların inançları üzerine yoğunlaşan bir suredir. Ayet 8, bu surenin genel bağlamında, azabın geciktirilmesi durumunda insanların tutumlarını ele almaktadır. Söz konusu ayette, azap gelmeden önce insanların bu durumu sorgulayacakları ve alay edecekleri vurgulanmaktadır. Bu, insanların inançsızlıkları ve azabı hafife alma eğilimleri üzerine bir eleştiridir. Hûd Suresi, genel olarak, Allah'ın kudretini, peygamberlerin getirdiği mesajları ve toplumların bu mesajlara karşı verdikleri tepkileri içerir. Ayetin geçişi, azabın makul bir süre için geciktirilmesinin ardından insanların nasıl bir tavır takındığını ortaya koymaktadır. Sadece azabın gelmesiyle birlikte, o an insanların alay ettikleri şeylerin gerçek bir tehdide dönüşeceği belirtilmektedir. Ayet, inananların sabırlı olması gerektiği, inanmayanların ise kendi hatalarının sonuçlarıyla yüzleşecekleri konusunda bir uyarı niteliği taşır. Böylece, Hûd Suresi'nin genel mesajı, düşmanlık ve inkar edenlerin karşılaşacakları bedel üzerine odaklanmaktadır.
Hûd Suresi 8. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
يُؤَخِّرُ | geciktirmek |
عَذَابٌ | azap |
يَسْتَهْزِئُونَ | alay etmek |
Ayetin içerisinde, 'يُؤَخِّرُ' (geciktirmek) kelimesinin geçişinde idgam kuralları uygulanmaktadır. Ayrıca, 'عَذَابٌ' (azap) kelimesinin vurgu ile telaffuzu önem taşımaktadır.
Hûd Suresi 8. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
يُؤَخِّرُ | geciktirmek | 5 |
عَذَابٌ | azap | 30 |
يَسْتَهْزِئُونَ | alay etmek | 7 |
Ayet içinde geçen 'يُؤَخِّرُ', 'عَذَابٌ' ve 'يَسْتَهْزِئُونَ' kelimeleri, Kur'an-ı Kerim'de farklı bağlamlarda sıkça kullanılan kavramlardır. Özellikle 'عَذَابٌ' kelimesinin yüksek frekansı, azap ve ceza temalarının Kur'an'daki önemini ve tekrarını göstermektedir. Bu kelimelerin kullanımı, inkar edenler için uyarı niteliği taşır ve Allah'ın gücünün hatırlatılması açısından kritik bir rol oynamaktadır.
عَذَابٌ
30
يَسْتَهْزِئُونَ
7
يُؤَخِّرُ
5
Hûd Suresi 8. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | bunun teahhuruna da sebep nedir derler. | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Onu ne alıkoyuyor? | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | ona engelleyen nedir ki? | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Onu(n gelmesini) engelleyen nedir? | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | Onu men eden nedir? | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Onu tut(up bize gelmesine engel ol)an nedir? | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Onu tutan ne ki? | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | Onu erteleyen de ne? | Modern |
Verilen meallerde, 'Onu ne alıkoyuyor?' ifadesi çoğu mealde ortak olarak kullanılmıştır. Bu, ayetin merkezinde yer alan azabın gecikmesine dair sorgulamayı açık bir şekilde ifade etmektedir. Farklı meallerde kullanılan kelimelerin anlamı genellikle benzerlik gösteriyor; ancak bazı mealler, geleneksel ya da modern üslup farkıyla değişiklik göstermektedir. Örneğin, 'engelleyen' ve 'tutan' kelimeleri, aynı durumu ifade etse de kelime seçimleri açısından dilsel bir farklılık oluşturmaktadır. Genel olarak, azap ve bunun sorgulanması teması, farklı meallerde benzer bir anlam üzerinden ele alınmıştır. Ancak, kullanılan dilin tonu ve üslubu değişiklik göstermektedir.
Hûd Sûresi 8. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
Hûd Sûresi 8. ayette, Allah'ın insana verdiği nimetlerin ve özellikle malın bir deneme olduğunu ifade edilmektedir. Kişilerin bu nimetlere karşı nasıl bir tutum sergileyecekleri ve onları nasıl kullanacakları sorgulanmaktadır.
- Bakara Suresi 155. Ayet: Bu ayette de Allah, insanları nimetlerle ve zorluklarla deneyeceğini bildirmektedir. Her iki ayet de insanların dünya hayatındaki imtihanlarının bir parçası olarak mal ve mülk gibi kavramların üzerinde durmaktadır.
- Âl-i İmrân Sûresi 186. Ayet: Bu ayet, insanların mallarının ve canlarının elden çıkartılacağı zamanların geleceğini ve bu tür durumların bir sınav olduğunu belirtmektedir. Hûd Sûresi 8. ayeti ile ilişkili olarak, her iki ayet de dünyevi şeylere bağlı kalmamak gerektiğini vurgulamaktadır.
- Teğabun Suresi 15. Ayet: Burada da, ailelerin ve malların insanları aldatabileceği, bu nedenle gerçek olanın ahiret hayatı olduğu ifade edilmektedir. İnsanın mallara ve ailevi bağlara olan bağlılığı ile ilgili bir uyarı niteliğindedir.
Bu ayetler bir araya geldiğinde, insanların dünya hayatında karşılaştıkları nimetlerin ve zorlukların, gerçek bir imtihan ve deneme süreci olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucunu ortaya koyar. Müminlerin bu süreçte sabır ve şükür ile hareket etmeleri gerektiği vurgulanmaktadır.
Okumak istediğin ayeti seç