الْاِسْرَاۤءِ

İsra Suresi 92. Ayet

اَوْ

تُسْقِطَ

السَّمَٓاءَ

كَمَا

زَعَمْتَ

عَلَيْنَا

كِسَفاً

اَوْ

تَأْتِيَ

بِاللّٰهِ

وَالْمَلٰٓئِكَةِ

قَب۪يلاًۙ

٩٢

Ev tuskita-ssemâe kemâ ze’amte ‘aleynâ kisefen ev te/tiye bi(A)llâhi velmelâ-iketi kabîlâ(n)

Dediler ki: "Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça, yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça, yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe, yahut altından bir evin olmadıkça, ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz." De ki: "Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resul olarak gönderilen bir beşerim."

Surenin tamamını oku

İsrâ Suresi 92. Ayet Meâlleri

Meâller
Meâl Sahibiİfade
Abdulbaki Gölpınarlı MealiYahut umduğun gibi göğü, parçaparça üstümüze düşürmedikçe, yahut Allah'la melekleri karşımıza getirmedikçe.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)90,91,92,93. Dediler ki: “Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça; yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça; yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe; yahut Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe; yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz.” De ki: “Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resûl olarak gönderilen bir beşerim.”
Elmalılı Hamdi Yazır Meali"Yahut söyleyip zannettiğin gibi, göğü başımıza parça parça düşüresin veya Allah'ı ve melekleri söylediğine şahit getiresin. "
Mehmet Okuyan MealiVeya iddia ettiğin gibi üzerimize gökten parçalar yağdırıncaya veya Allah’ı ve melekleri önümüze getirinceye kadar (sana inanmayacağız).
Ömer Nasuhi Bilmen Meali«Veya göğü zû'm ettiğin gibi üzerimize parça parça düşüresin veya Allah'ı ve melekleri âşikâre olarak karşımıza getiresin.»
Süleyman Ateş MealiYahut zannettiğin gibi üzerimize gökten parçalar düşürmelisin, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin (onlar senin doğru söylediğine şahidlik etmelidirler)!
Süleymaniye Vakfı MealiYa da sandığın gibi gökyüzünü üstümüze parça parça düşürürsün. Allah’ı ve melekleri karşımıza getirsen de olur.
Yaşar Nuri Öztürk Meali"Yahut iddia ettiğin gibi göğü, parçalar halinde üzerimize düşürmelisin, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza dikmelisin."

İsrâ Suresi 92. Ayet Hakkında Genel Bilgiler

Genel Bilgiler
Sureİsrâ
Sure Numarası17
Ayet Numarası92
Sure TürüMekki
Bulunduğu Cüz15
Kur'an Sayfası319
Toplam Harf Sayısı210
Toplam Kelime Sayısı46

İsrâ Sûresi, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir ve toplamda 111 ayetten oluşur. Bu sure, genel olarak Kur'an'ın temel mesajlarını, insanlara gönderilen peygamberlerin kıssalarını, ahlaki öğütleri ve İslam'ın temel inançlarını içerir. Ayet 92, inkârcıların, peygamberin getirdiği mesajlara karşı olan direnişlerini ve taleplerini ifade eder. Onlar, Allah'ın varlığını ve peygamberin doğruluğunu kanıtlamak için belirli işaretler talep etmektedirler. Ayetin geçtiği bağlamda, bu talepler, inançsızlığın ve temelsiz eleştirilerin bir örneği olarak görülmektedir. İnkârcıların, göğün parça parça düşmesini, meleklerin şahidliğini talep etmeleri, onların gerçekleri görme konusundaki isteksizliklerini ve sahte beklentilerini ortaya koyar. Bu durum, Kur'an'ın insanlara hitap ederken, onların düşünsel ve duygusal durumlarına yönelik bir eleştiri sunma amacı taşır. Ayrıca, bu ayet, peygamberin sadece bir insan olduğunu ve aldığı mesajın ilahi olduğunu vurgulamak için de önemlidir. İsrâ Sûresi, Müslümanlara, inançlarını pekiştirmek ve sabırlı olmaları gerektiğini hatırlatmak amacıyla kaleme alınmıştır.

İsrâ Suresi 92. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:

Dil bilgisi açıklamaları
KelimeTemel Anlamı
يَزْعُمُiddia etmek
مَلَائِكَةَmelekler
يَسْقُطَdüşmek
أَوْya da
عَلَيْنَاüzerimize

Ayet, Arapça dilbilgisi açısından dikkat çeken yapılar içermektedir. 'أَوْ' gibi bağlayıcı bir kelime ile cümleler arasında alternatifler sunulmaktadır. Ayrıca, 'يَزْعُمُ' fiili, iddia etme anlamında kullanılarak, inkârcıların tutumunu eleştirmektedir.

İsrâ Suresi 92. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:

İstatiksel bilgiler
KelimeTemel AnlamıKur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı
يَزْعُمُiddia etmek5
مَلَائِكَةَmelekler88
يَسْقُطَdüşmek4

Kur'an'da 'مَلَائِكَةَ' kelimesi, meleklerin varlığını ve rolünü vurgulamak amacıyla sıkça kullanılmaktadır. Bu kelime, dini metinlerde Allah'ın iradesinin gerçekleştirilmesinde meleklerin önemli bir yeri olduğunu ifade etmek için tercih edilmektedir. 'يَزْعُمُ' kelimesi ise inkâr ve iddiaları ifade etmekte, özellikle peygamberlerin karşılaştıkları zorlukları ve eleştirileri dile getirmektedir. 'يَسْقُطَ' kelimesi ise düşme eylemi ile ilgili bir bağlamda kullanılarak, inkârcıların talep ettiği sembolik bir durumu tanımlamaktadır.

مَلَائِكَةَ

88

يَزْعُمُ

5

يَسْقُطَ

4

Kelimelerin Kur'an'da geçiş grafiği

İsrâ Suresi 92. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:

Ayetin meallerindeki dilsel farklılıklar
Meal SahibiKullanılan İfadeDilsel Tonu
Abdulbaki Gölpınarlı Mealigöğü, parçaparça üstümüze düşürmedikçeAçıklayıcı
Diyanet İşleri Meali (Yeni)gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçeModern
Elmalılı Hamdi Yazır Mealigöğü başımıza parça parça düşüresinGeleneksel
Mehmet Okuyan Mealigökyüzünü üzerimize parçalar yağdırıncayaAçıklayıcı
Ömer Nasuhi Bilmen Mealigöğü zû'm ettiğin gibi üzerimize parça parça düşüresinGeleneksel
Süleyman Ateş Mealigökten parçalar düşürmelisinAçıklayıcı
Süleymaniye Vakfı Mealigökyüzünü üstümüze parça parça düşürürsünModern
Yaşar Nuri Öztürk Mealigöğü, parçalar halinde üzerimize düşürmelisinAçıklayıcı

Tabloda yer alan mealler arasında dikkat çeken ortak ifadelerden biri, inkârcıların gökten parçalar talep etmeleridir. Bu ifade, çoğu mealde benzer şekilde kullanılmış ve hem dilsel hem de anlamsal olarak önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca 'gökyüzü' veya 'göğü' ifadeleri de farklı şekillerde yer almakta, fakat anlam olarak benzer bir bağlam sunmaktadır. Bazı meallerde ise geleneksel ve modern dil tonları arasında farklılıklar göze çarpmaktadır. Örneğin, Abdulbaki Gölpınarlı ve Ömer Nasuhi Bilmen meallerinde daha geleneksel bir dil tercih edilmiştir. Diğer taraftan, Diyanet İşleri ve Süleymaniye Vakfı mealleri daha modern bir dil kullanarak geniş bir kitleye ulaşmayı hedeflemektedir. Bu durumda, mealler arasındaki farklılıklar, dinleyici kitlesine yönelik iletişim anlayışını yansıtmaktadır.