Kehf Suresi 26. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | De ki: Ne kadar yatıp kaldıklarını Allah daha iyi bilir; onundur göklerdeki ve yeryüzündeki gizli şeyler, tam görüştür onun görüşü ve tam duyuştur duyuşu. Ondan başka bir dost ve yardımcı da yoktur onlara ve hükmüne hiçbir kimseyi ortak etmez. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | De ki: “Kaldıkları süreyi Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybını bilmek O’na aittir. O, ne güzel görür; O, ne güzel işitir! Onların, O’ndan başka hiçbir dostu da yoktur. O, hükmüne hiçbir kimseyi ortak etmez.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | De ki: "Onların ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir." Göklerin ve yerin gaybı O'na aittir. O ne güzel görendir! O ne mükemmel işitendir! Onların, O'ndan başka bir yardımcısı yoktur. O, kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez. |
Mehmet Okuyan Meali | De ki: “Ne kadar kaldıklarını Allah gayet iyi bilendir. Göklerin ve yerin gizli bilgisi yalnızca O’na aittir. O’nun görmesi de duyması da ne muhteşemdir! Onların (insanların) O’ndan başka bir dostu yoktur. O kendi hükmüne kimseyi ortak etmez.” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Ne kadar durduklarını Allah Teâlâ daha iyi bilendir. Göklerin ve yerin gaybı O'nun içindir. O ne güzel görür, ne güzel işitir! Onlar için O'ndan başka bir yardımcı yoktur ve hükmünde hiçbir kimseyi ortak kılmaz.» |
Süleyman Ateş Meali | De ki: "Onların ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı O'nundur. O ne güzel görendir, ne güzel işitendir! Onların, O'ndan başka bir yardımcısı yoktur. Ve O, kendi hükmüne kimseyi ortak etmez. |
Süleymaniye Vakfı Meali | De ki "Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerde ve yerde bilinmeyen bütün bilgiler (gayb) ondadır. O, görür(izler) ve dinler. Onlar için Allah ile aralarına koyabilecekleri bir dost(veli) da yoktur. Allah, hâkimiyetine kimseyi ortak etmez. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | De ki: "Onların ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. O'nun elindedir göklerin ve yerin gaybı. Ne güzel görendir O, ne güzel işitendir. Onların, O'ndan başka bir dostları da yoktur. Ve O, hükmüne hiç kimseyi ortak etmez." |
Kehf Suresi 26. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Kehf |
Sure Numarası | 18 |
Ayet Numarası | 26 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 15 |
Kur'an Sayfası | 301 |
Toplam Harf Sayısı | 187 |
Toplam Kelime Sayısı | 36 |
Kehf Suresi, Mekke'de inen bir suredir ve içeriği, inananların karşılaştığı zorluklar, imanın önemini, sabrı ve Allah'ın kudretini vurgular. 26. ayet, insanların nasıl bir süre uyuduklarını Allah'ın daha iyi bildiğini ifade eder. Burada, Allah'ın her şeyin gaybını bildiği, O'nun görme ve işitme kapasitesinin eşsiz olduğu vurgulanmaktadır. Ayet, aynı zamanda Allah'ın, hükmünde hiçbir kimseyi ortak etmediğine de işaret eder. Kehf Suresi, özellikle kıssalarla dolu bir yapıdadır ve insanların tarih boyunca yaşadığı sıkıntılarla Allah'a olan güvenlerinin nasıl pekişeceğini göstermektedir. Bu sureden alınacak dersler, yalnızca İslam tarihi açısından değil, genel insanlık durumu açısından da değerlidir. Özellikle sabır, tevhit inancı ve Allah’a güven gibi temalar, ayetin özünde yatan mesajları oluşturmaktadır. Ayetin geçtiği genel bağlam, bu kıssaların ardından gelen tevhid inancının yeniden hatırlatılması ve inananların Allah'a yönelmeleri gerektiğinin altını çizmektedir.
Kehf Suresi 26. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
قَالَ | De ki |
أَعْلَمُ | Daha iyi bilir |
الْغَيْبِ | Gizli şeyler |
بِالْحَكِيمِ | Hüküm |
Ayetin akışı içinde 'قَالَ' (de ki) ifadesi, bir emir ya da çağrı niteliği taşımaktadır. 'أَعْلَمُ' (daha iyi bilir) ifadesinde ise, 'bilmek' fiili birinci tekil şahıs olarak kullanılarak, Allah'ın bilgi sahipliğine vurgu yapılmaktadır. 'الْغَيْبِ' (gizli şeyler) kelimesi, Allah'ın mutlak bilgi sahibi olduğunu göstermekte ve 'بِالْحَكِيمِ' (hüküm) kelimesi ise, Allah'ın hükmünü belirlemedeki güç ve otoritesini ifade etmektedir.
Kehf Suresi 26. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
أَعْلَمُ | Daha iyi bilir | 5 |
الْغَيْبِ | Gizli şeyler | 7 |
حَكِيمُ | Hüküm | 6 |
Ayet içindeki kelimelerin Kur'an'daki tekrarları, Allah'ın bilgi ve hüküm konularındaki sürekli vurgusunu göstermektedir. 'أَعْلَمُ' kelimesi, Allah’ın bilgi ve anlayışının üst düzeyde olduğunu belirtmek için sıkça kullanılır. 'الْغَيْبِ' ise, gayb olan bilgilerin yalnızca Allah'a ait olduğunu ifade eder ve bu kavram, inananların Allah’a duyduğu güveni pekiştirmektedir. 'حَكِيمُ' kelimesi, Allah'ın her şeyin en iyi bildiği ve en iyi kararları verdiği anlamını taşır. Bu kelimelerin sık kullanımı, İslam’ın temel inançlarından olan tevhid ve Allah’a güven konularını güçlendirmektedir.
الْغَيْبِ
7
حَكِيمُ
6
أَعْلَمُ
5
Kehf Suresi 26. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Ondan başka bir dost ve yardımcı da yoktur. | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | O, hükmüne hiçbir kimseyi ortak etmez. | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Onların, O'ndan başka bir yardımcısı yoktur. | Açıklayıcı |
Mehmet Okuyan | O'nun görmesi de duyması da ne muhteşemdir! | Edebi |
Ömer Nasuhi Bilmen | Göklerin ve yerin gaybı O'nun içindir. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | O, kendi hükmüne kimseyi ortak etmez. | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Onlar için Allah ile aralarına koyabilecekleri bir dost da yoktur. | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Ne güzel görendir O, ne güzel işitendir. | Edebi |
Tablodaki ifadelerden anlaşıldığı üzere, meal sahipleri genellikle Allah'ın yüceliğini, bilgi ve güç sahibi oluşunu vurgulayan ortak terimlere yer vermişlerdir. 'Dost ve yardımcı yoktur' ifadesi, birçok mealde benzer şekilde yer almakta, bu da Allah’ın mutlak otoritesini ve insanların ona olan bağımlılığını vurgulama amacı taşımaktadır. Bunun yanı sıra, 'O hükmüne hiçbir kimseyi ortak etmez' ifadesi de pek çok mealde ortak bir öge olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu ifadeler, Allah’ın hükmünün tartışılmazlığını ortaya koyarken, dilsel olarak da benzer bir tonda kalınmasına olanak tanımaktadır. Ancak, bazı meallerde daha edebi ve sanatsal bir üslup tercih edilmiştir ki bu da, okuyucunun dikkatini çekmekte ve metnin anlamını derinleştirmektedir.