Kehf Suresi 48. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Hepsi de safsaf Rabbine arz edilir, andolsun ki der, önce nasıl yarattıysak sizi öylece geldiniz tapımıza; size muayyen bir zaman tayin etmedik mi sandınız? |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Hepsi saf saf Rabbinin huzuruna çıkarılırlar. Onlara, “Andolsun, sizi ilk önce yarattığımız gibi bize geldiniz. Oysa siz, sizin için hesaba çekileceğiniz bir zaman belirlemediğimizi sanmıştınız” denir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlar, saf halinde Rabbine arz edilmişlerdir. Allah, onlara şöyle diyecektir: "Şüphesiz sizi ilk önce yarattığımız gibi bize geldiniz. Fakat, size kıyamet için yaptığımız vaadi yerine getirmeyeceğimizi sanmıştınız, değil mi? |
Mehmet Okuyan Meali | Hepsi sıra sıra Rabbinin huzuruna çıkarılacak ve (kendilerine) şöyle denecektir: “Şüphesiz ki sizi ilk yarattığımız şekilde bize geldiniz. Aslında sizin için böyle bir buluşmayı asla gerçekleştiremeyeceğimizi sanmıştınız.” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve Rabbine bir saf olarak arzedilmişlerdir. Muhakkak ki siz, kendinizi ilk defa yarattığımız gibi Bize gelmiş oldunuz. Hayır. Siz zû'm etmiş idiniz ki, sizin için hiçbir mev'id tayin etmeyeceğiz. |
Süleyman Ateş Meali | Ve hepsi sıra sıra senin Rabbine sunulmuşlardır: "Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (çırılçıplak, yalnız, malsız, mülksüz) bize geldiniz! Oysa siz, size (yaptıklarınızdan hesap sorulacak) bir zaman tayin etmeyeceğimizi sanmıştınız!" |
Süleymaniye Vakfı Meali | İnsanlar sıralar halinde Rabbinin huzuruna çıkarılırlar. (Onlara denir ki) "Karşımıza, ilk yarattığımız gibi (tek tek) geldiniz. Aslında sizin için buluşma yeri ve zamanı belirlemeyeceğimizi sanmıştınız." |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Hepsi, saflar halinde Rabbine arz edilmiştir. Yemin olsun, sizi ilk kez yarattığımız gibi yine bize geldiniz. Ama siz, sizin için hesabın görüleceği bir zaman belirlemeyeceğimizi sanmıştınız. |
Kehf Suresi 48. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Kehf |
Sure Numarası | 18 |
Ayet Numarası | 48 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 15 |
Kur'an Sayfası | 461 |
Toplam Harf Sayısı | 143 |
Toplam Kelime Sayısı | 29 |
Kehf Suresi, Mekke döneminde nazil olmuş bir suredir ve genel olarak inanç, ahlak, kıyamet ve insanlar arası ilişkileri konu alır. Özellikle ahlaki değerler, sabır ve Allah'a tevekkül gibi temalar ön plana çıkar. Bu sure, çeşitli kıssalar aracılığıyla insanlara öğüt vermekte ve onları doğru yola yönlendirmeyi hedeflemektedir. Ayet 48, kıyamet günü insanların Rablerinin huzuruna çıkarılmasını ve onların geçmişteki düşüncelerinin sorgulanmasını ele alır. Bu ayet, insanların dünyada iken hesap verme zamanının var olduğunu unuttuklarını hatırlatır. Bu bağlamda, insanın yaratıcısına karşı sorumluluğunu ve kıyamet günündeki durumunu vurgular. Ayet, hem bireysel hem de toplumsal boyutta insanları düşünmeye sevk eden bir hatırlatma niteliğindedir. Mekke döneminde inen bu sure, toplumsal ahlakı ve bireysel sorumluluğu ön plana çıkartarak, insanlara yaşamları boyunca doğru olanı yapmaları için bir rehberlik sunar.
Kehf Suresi 48. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
أَرْزَلَ | arz etmek, sunmak |
كَمَا | nasıl |
مَوْعِدٍ | belirli zaman, randevu |
حَسَابًا | hesap, sorgulama |
سَافَ | saf, sıra |
Ayetin okunmasında üç önemli tecvid kuralı bulunmaktadır. Birincisi, idgam, yani birbirini takip eden bazı harflerin birleştirilmesi; ikincisi, med, yani uzatma uygulamaları; üçüncüsü ise, bazı harflerin telaffuzunda dikkat edilmesi gereken özelliklerdir.
Kehf Suresi 48. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
أَرْزَلَ | arz etmek, sunmak | 2 |
كَمَا | nasıl | 5 |
مَوْعِدٍ | belirli zaman, randevu | 3 |
حَسَابًا | hesap, sorgulama | 4 |
سَافَ | saf, sıra | 3 |
Bu kelimelerin Kur'an'da sıkça geçmesinin nedeni, insanın yaratılışı, hayatı, hesap verme ve sorgulama gibi temel kavramların önemidir. Özellikle kıyamet gününde insanların durumunu ve karşılaşacakları sorumlulukları belirtmek için bu kelimeler sıklıkla kullanılmaktadır. Ayrıca, her bir kelimenin ayet bağlamında farklı anlam katmanları bulunması, onların Kur'an'daki tekrarını ve önemini artırmaktadır.
كَمَا
5
حَسَابًا
4
مَوْعِدٍ
3
سَافَ
3
أَرْزَلَ
2
Kehf Suresi 48. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | sizi öylece geldiniz tapımıza | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Huzuruna çıkarılırlar | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | sizi ilk önce yarattığımız gibi bize geldiniz | Açıklayıcı |
Mehmet Okuyan | ilk yarattığımız şekilde bize geldiniz | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | ilk defa yarattığımız gibi Bize gelmiş oldunuz | Geleneksel |
Süleyman Ateş | ilk defa yarattığımız gibi | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | ilk yarattığımız gibi (tek tek) geldiniz | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | ilk kez yarattığımız gibi yine bize geldiniz | Açıklayıcı |
Tablo incelendiğinde, birçok mealde ortak olarak kullanılan ifadeler arasında 'ilk yarattığımız gibi' ifadesinin sıklıkla tercih edildiği görülmektedir. Bu ifade, ayetin ana temasını oluşturan yaratıcının sorgulanması ve insanların kıyametteki durumu ile ilgili vurguyu net bir şekilde aktarmaktadır. Ayrıca, 'huzuruna çıkarılırlar' ifadesi de çeşitli meallerde benzer şekillerde kullanılmıştır; bu da ayetin anlamının ve anlatımının tutarlılığını gösterir. Dikkat çeken farklılıklar ise, bazı meallerde 'gelmiş oldunuz' ifadesinin kullanılmasıdır. Bu ifade, daha duygusal bir ton katarken, diğer meallerde 'geldiniz' veya 'karşımıza geldiniz' gibi daha direkt anlatımlar tercih edilmiştir. Kısacası, dilsel farklılıklar, meallerin ton ve üslup farklılıklarına işaret ederken, anlam açısından çoğu mealde ortak ifadelerin kullanılması, ayetin temel mesajının aktarılmasında bir tutarlılık sağladığı görülmektedir.